30 Ağustos Zafer Bayramını kutlarken

Saygıdeğer Efendiler,

Afyonkarahisar-Dumlupınar Meydan Muharebesini ve ondan sonra düşman ordusunu tamamıyla yok eden veya esir eden ve kılıç ordularını Akdeniz’e, Marmara’ya döken harekâtımızı açıklayıcı, vasıflandırıcı söz söylemeyi gereksiz sayarım. Her safhasıyla hazırlıklarımız hızlandırılmış, idare edilmiş ve zaferle sonuçlandırılmış olan bu harekât Türk ordusunun subay ve komuta harekâtının yüksek kudret ve kahramanlığı tarihe bir kere daha giren muazzam bir eserdir.

Bu eser, Türk Milletinin hürriyet ve istiklâl düşüncesinin ölümsüz bir abidesidir.Bu yüce milletin bir evladı olarak mutluluk duyuyor ve bahtiyarım..

Gazi M. Kemal ATATÜRK

30 Ağustos şanlı tarihimizin altın sayfalarından biridir. Aziz milletimizin ve

Kahraman ordumuzun kazandırdığı tarihi zaferdir. Bu mutlu ve kutlu günümüzü gururla kutlamanın sevinci içindeyiz. 30 Ağustos Türk ulusunun yedi düvele karşı kahramanca şahlanışıdır, ”Ya ölüm, ya İstiklâl” dediği gündür. Türk ulusunun destanlaşan tarihidir. Bağımsızlık mücadelemizin unutulması mümkün olmayan tarihi zafer günlerimizden biridir.

Ağustos ayı Türk tarihinde bir zafer ayı olarak anılmaktadır. Anadolu topraklarını Türklere ilk açan Alparslan Gazi’nin 26 Ağustos 1071 ‘de gerçekleştirilen Malazgirt Zaferiyle Anadolu’nun kapılarını ilk olarak Türklere açılmıştır. Bunu hazmedemeyen dış güçler özellikle Avrupalılar durmadan içte ve dışta aramıza nifak koyarak haçlı savaşlarını çıkarmışlardır. Kin ve husumetlerini bugünlere kadar da devam etmektedirler. Yine Ağustos ayı, Kanuni Sultan Süleyman’ın büyük bir zaferle kazandığı 29 Ağustos 1526’de yapılan Mohaç Zaferidir, Yine tarihte deniz savaşlarının en büyüğü olarak bilinen Preveze Deniz Savaşı Barbaros Hayrettin Paşa tarafından kazanılan deniz zaferidir.( 30 Ağustos 1538 ).Çanakkale Savaşları’ndan sonra Türk tarihinde yine önemli bir yeri olan Başkomutanlık Meydan Muharebesi yani 30 Ağustos Zaferi 1922’de gerçekleştirilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk başkanlığında T.B.M.M.’de yaptığı görüşmelerde yurdun durumunu ve kurtuluş çarelerini aramış, ” Misak-ı Milli sınırları içinde vatanın bir bütün olduğu ve parçalanamayacağı görüşünden hareketle, düşmanla mücadele kararı alındı. Doğu’da ermeni çetelerine yapılan karşı düzenli ordularla başarıya ulaştı. Batı Cephesinde 1, İnönü ve 2. İnönü savaşları kazanıldı. Gazi Mustafa Kemal Paşa ordularına :”Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. Bu satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz” emrini vermişti. Türk ordusu büyük bir kararlılıkla bu emre uydu.

Ordumuzun Başkomutanı olan Gazi Mustafa Kemal Paşa, cesaretli, vakur ve harp sanatını çok iyi bilen bir askerdi. Savaşa girmeden önce silah arkadaşlarıyla şöyle konuşuyordu:

” Ordumuzun kararı, taarruzdur. Fakat bu taarruzu tehir etmek durumundayız. Sebebine gelince, hazırlıklarımızı tamamen bitirmek durumundayız. Biraz daha zaman vardır. Yarım yapılan hazırlıkla taarruz olmaz. Yarım yapılan hazırlıkla taarruz başarılı olmaz. .İyi bir netice de vermez. Yarım yapılan bir hazırlıkla daha kötü sonuçlar doğabilir. Hazırlıklarımızı tam olarak yapmak zorundayız.” diyordu.

Nihayet hazırlıklar tamamlandı ve Haziran ortalarında 1922’de Başkomutan Gazi M. Kemal Paşa taarruzun yapılmazsı için kesin emir verdi.26 Ağustos sabahı Genel Kurmay Başkanı Feyzi Paşa ( Çakmak ), Milli Mücadelede önemli bir isim olan Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa ( İnönü ), ile birlikte Kocatepe’de bir araya geldiler. Yapılacak büyük taarruz için önemli kararlar aldılar. Bu haber Ankara’da bulunan TBMM üyelerine de bildirildi. Meclis alınan bu kararı alkışlarla onayladı. 27 Ağustos 1922 pazartesi sabahı Türk ordusunun bütün cephelerinde savaş başladı. Bu savaş bir ölüm, kalım, . süngü savaşı idi. 28 ve 29 ağustos günlerinde bütün cephelerde bu savaş başarıyla geçti. 30 Ağustos 1922’de Başkomutanlık Meydan savaşı sonunda düşman ordusunun büyük bir kısmı dört bir taraftan sarılmıştı. Dumlupınar’da Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın ateş hatları arasında bizzat idare etmesi askerlerimize ve subaylarımıza büyük bir moral veriyordu. Bu savaşta birçok şehit verdik, düşman tarafından da hem binlerce ölü ve hem de çok sayı da asker esir alınmıştı. Bu esirler arasında Yunan ordu komutanı General Trikopis’te vardı. Başkomutanlık Meydan Savaşı, kahraman Türk ordusunun cesareti, birlik ve beraberliği, yüksek inancı sayesinde kazanılmıştı. Bu savaş, Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Baş komutasın’ da yapıldığı için T.B.M.M. tarafından “ M. Kemal Paşa’ya Gazi” ve “Mareşal “ unvanları verildi. Büyük taarruzun başarıyla kazanılmasından sonra düşman orduları, İzmir’e kadar takip edildi. 9 Eylül 1922’de İzmir’in kurtarılmasıyla yurdumuz düşmandan temizlenmiş oldu. Hain düşman binlerce kayıp vererek geldikleri gibi perişan olarak geri dönmek zorunda kaldılar.

Büyük taarruz’un nasıl kazanıldığını göstermek için en duygulu ve en acı olayı şudur: Miralay Reşat Bey’in intihar olayıdır. Gazi Mustafa Kemal Paşa ile Miralay Reşat Bey arasında bir telefon konuşması yapılmıştı:

Kocatepe’den verilen emirle Büyük Taarruzu başlatan Türk askerleri taarruzunun ilk ve ikinci günü bütün cephelerde başarı göstermiş ve tüm cephelere hâkim olmuştu. Çiğiltepe’ de bulunan Yunan askerlerine karşı direnen 57.Tümen Komutanı Miralay Reşat Bey ile M. Kemal Paşa arasında şöyle bir telefon konuşması olmuştu:

“ Niçin hâlâ hedeflere ulaşamadınız? “

Miralay Reşat Bey:

_“Yarım saat sonra bu hedeflere ulaşabiliriz paşam” diyordu. Yapılan çalışmalar başarılı olamamıştı, bu duruma üzülen Miralay Reşat Bey, beylik tabancasını çıkarıp, şakaklarına dayamıştı. Şehit olmadan önce “ M. Kemal Paşa’ ya nasıl cevap verebilirim” diyordu. Miralay Reşat Bey, Onurlu ve kahraman bir Türk subayı idi. Olayı duyan M. Kemal Paşa çok üzülmüştü. M. Kemal Paşa’nın ikinci bir emri üzerine 57.tümenin katkılarıyla Çiğiltepe’ yi tümüyle ele geçirilmiş ve Yunan birlikleri bozguna uğratılmıştı…

30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Muharebesinin 87.yıl dönümünde, bu güzelim vatanı bizlere kanlarıyla kazandıran, armağan eden, başta Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa olmak üzere, onun değerli silah arkadaşlarını ve kahraman ordumuzun vefakâr askerlerini, şehit ve gazilerini saygıyla, rahmetle anıyor, silahlı kuvvetlerimizin tüm fertlerine sağlık ve başarılar diliyorum. Yüce milletimizin Zafer bayramını bu dileklerle kutluyor, saygılar sunuyorum..

KAYNAK:

1- Nezihe Aras, Mustafa Kemal Paşa / Dağ Yayıncılık İstanbul, 1988.

2- Atatürk, Nutuk ( 2.cilt). Kültür Bakanlığı, İstanbul. 1975,

3- Çankaya, Falih Rıfkı Atay, pozitif yayınları, İstanbul 2004.