- Kategori
- Futbol
4-1 kere Maaşallah. adım adım zirveye ..FENERBAHÇEM
Kuytu köşelerde Sow umuz Meireles ve Szerhinho ile devam ediyor..
Süper Ligde 13. hafta maçında Kadıköyde Gençlerbirliğini ağırlayan Fenerbahçe rakibini 4 golle uğurladı.
Maça başladıktan sonra 1-0 geriye düşen Fenerbahçe ilk yarının sonlarından başlayarak daha iyi ve agresif bir oyun ortaya koydu ikinci yarıda farka gitti.
Son haftalarda belirgin bir şekilde form grafiğini yükselten Fenerbahçe bunun karşılığını skorlarla almaya başladı. Oyuncuların kendine olan güveni dahada arttı. Bunda şüphesiz en büyük etken artık basının eline malzeme olacak nedenlerin çoğunun ortadan kalkmış olmasıydı.
Oyuncular yanlış ve kasıtlı olumsuz haberlerle uğraşmadan işleriin yapmaya başladılar ve biraz daha kenetlendiler.
UEFA Avrupa grubunu lider olarak tamamlayan Fenerbahçe kendi ligindeki liderlik için Galatasaray maçını bekliyor. Ezeli rakibini yenmeden de lider olmak istemiyor gibi. Bu galibiyetle hem üstünlüğünü hemde liderliğini pekiştirmek istiyor. Derbi haftasına kadar puan farkını koruyarak son bir darbe ile ilk yarıyı lider bitirerek moral motivasyonunu daha da yukarı çekmeyi hedefliyor.
Şu anda görünen tablo ise bu durumun çok mümkün olduğunun sinyallerini veriyor.
Hem form durumu hemde moral motivasyon hemde arkadaşlık seviyesi oldukça pozitif bir görünümde.
Alex in takımdan ayrılmasından sonra zor günler geçiren Fenerbahçe takımı kendi içindeki birlik ve beraberliği hiç bozmadan dışardan gelen provakasyonlardan aslında etkilendi. Gerek basının yanlış ve taraflı yayınları ve gerekse bazı Fenerbahçe taraftarları bu dönemde birlik ve beraberliğin önemini pek kavrayamadılar. Bir Aykut Kocaman antipatisi aldı yürüdü. Aslında bu dönemde bu küçük azınlığın istemediği şey Aykut Kocaman idi. Alınan bir kaç beraberlik ve yenilgi bu azınlığın seslerini biraz daha çok çıkmasına neden oldu.
Bizler ve gerçek Fenerbahçeliler her dönem olduğu gibi doğrudan haklıdan ve başarılıdan yana olduk. Aykut Kocaman ın gitmesinin takıma yarar değil zarar vereceğini söyledik. Tartıştık. Aykut Kocaman ın başarısız olmadığında ısrar ettik.
Geriye dönüp bir bir buçuk ay önceki Fenerbahçe ile ilgili bloglara bakıldığında çoğunlukla Aykut Kocaman için olumsuz yazılar görebilirsiniz.
Aykut Kocaman ın Avrupa maçı galibiyeti yok diye başlıklar atıldı. Vaslui karşısında alınan 4-1 lik deplasman galibiyeti biraz olsun bu cepheyi sustururken bu kez ince araştırmalar yaparak Aykut Kocaman ile evinde Avrupa maçı galbiyeti yok diye istatistikleri yayınladılar.. Bu istatistiği de AEL Limassol maçı ile tarihe gömdük. Ama basın durmadı. Bu kez Fransa takımlarına karşı 23 yıldır galibiyeti yok diye yazıldı. En son olarak 1-0 lık Marsilya galibiyeti onlara yetti.
Bu taraftaki araştırmacı basın mensupları şimdi harıl harıl olumsuz istatistik aramak ile meşguller. Zamanı gelince küçüçük bir delik bulunca şüphesiz oradan başlarıın uzatıp seslerini duyurmak ve Fenerbahçeliler için kaos yaratma peşinde olacaklar.
Ancak gerçek Fenerbahçelilerin bu tuzakları düşmemesi gerekiyor. Artık bunları çok iyi görmesi gerekiyor.
Oynanan oyunlar aldatmacalar ortada aşikar dururken, bir çok rakip teknik adam gerek saha ihlali yaparken, gerek oyuncusuna gerek basına açıkça küfür veya saygısız sözler ifade ederken bunları görmemezlikten gelen basının hiç bir zaman Aykut Kocaman için olumsuz bir söz söyleme hakkı olmayacaktır. Önce kendilerini temizlemeleri gerekmektedir.
Aykut Kocaman başarısız olabilir. Yanlış tercihleri olabilir. Taktik ve teknik açıdan yetersizlikleri olabilir. Bir maç değil birkaç maç arka arkaya hata veya yanlışlar yaptığı takdirde ve Fenerbahçeye zarar verdiğini anladığı zaman önce kendisi bu görevde kalmak istemeyecektir. En nihayetinde görevini her zaman başarı ile yapmış ve yapan bir başkanımız ve yönetim kurulumuz gerekli önlemleri her zaman almıştır ve almaya devam edecektir.
Başarı geldiği zaman her şey toz pembe olmamalıdır. Ancak başarısızlıkta da takıma ve oyunculara teknik heyete sahip çıkmak taraftarın en önemli görevi ve sorunluluğudur. Taraftar asıl kötü günde kulübüne sahip çıkan ve onu omuzlayandır. Eğer kötü günde bizleri için yıkıcı eleştiriler yapılıyorsa oyuncumuzu teknik direktörümüz veya yönetimimiz hakaretlere maruz kalıyorsa bunu yapanlar ve söyleyenler asla ve asla Fenerbahçeli değildir olamaz. Kendileri sadece öyle olduklarını sanıyor olabilirler.
Fenerbahçeli olmak bambaşka bir şeydir.
Fenerbahçeli olmak asla pes etmemek ve hep direnmektir.
Fenerbahçeli olmak sonuçlarla skorlarla değil kalıcı başarılarla ahlak ile disiplin ve saygı ile büyüyen bir değerdir.
Ligin ilk haftalarında alınan kötü sonuçlardan sonra Aykut Kocaman için istifa etmeli hemen bırakmalı diyenler şimdi alınan başarılı sonuçların da hakkını vermek zorundadır. Onlara göre beraberlikte teknik direktör başarısız ise galibiyette de başarı teknik direktörün olmalıdır.
Biz ise ne kötü günde karamsar olduk ve nede alınan bir iki güzel sonuç ile aşırı iymser olacağız.
Daha 4 gün önceki Marsilya maçını yorumlarken takımın yavaş oyunununu hızlanması gerektiğini belirttik. Bu yavaşlıkta ve bu kadar defansif oyun ile UEFA liginde işimizin çok zor olduğunu belirttik. Yani iyi günde de uyarılarımız yaptık. Ancak başarıyı görmemezlikten gelmedik.
Biz her zaman futbolun üç neticeli bir skor olduğunu unutmadan takımımızı her zaman her kulvarda başarılı olması için destekledik. Her zaman her koşulda ve her oyuncusuna çubukluyu terleten her ferdine hem saygı duyacağız hem bağrımıza basacağız.
Bu hafta oynanan ve 4-1 galibiyetle noktalanan Gençlerbirliği maçından oldukça keyif aldık. Agresif atak ve bol pozisyonlu oyunumuz ile gurur duyduk.
Yazımı sanki yıllardır Fenerbahçeliymiş gibi bir duygu ile tüm Fenerbahçelilerin sevgisini kazanan oyuncumuzun güzel bir sözü ile bitirmek istiyorum.
Fenerbahçeli olmak ne güzel şey ..... Dirk Kuyt