Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Temmuz '18

 
Kategori
Deneme
 

40 Yılın Hatırına, İçimdeki Büyümeyen Kız Çocuğuna Bir Kahve Ismarladım Bugün

40 Yılın Hatırına, İçimdeki Büyümeyen Kız Çocuğuna Bir Kahve Ismarladım Bugün
 

          İçimde büyümeyen o kız çocuğu, rahat vermedi bugün. Oysa benim için ne kadar sıradan bir gündü. 40’ a merdiven dayadıysak ne yapalım yani? Oturup ağlayalım mı geçen yıllara? yoksa “Yaşasın! bugün bizim doğum günümüz en güzel bir gün” deyip kahkahaya mı boğulalım? dedim. Bir müddet düşündü içimdeki yaramaz, hiç ses etmedi.

          Bir zaman sonra bir konuşmaya başladı, susturabilene aşk olsun. “ Mesela” dedi önce, durdu.  “Hani 40 yıldır kahveyle aranız limoni ya, kırk yılın hatırına mesela bana bir kahve ısmarlayabilirsin, bugün bizim doğum günümüz” dedi. “ Hiç hatırım yok mu? Hadi gel kırma beni yalnızca bir kahve“ diye ekledi. Haklıydı 40 yıldır kahveyle aramız limoniydi. Öyle böyle değil bayağı açıktı aramız. Kim bilir belki de kahveyle barışmanın vakti gelmişti. E hatırı da çoktu kıramadım elbet. 40 yılın hatırına içimdeki büyümeyen kız çocuğuna ilk kez bir kahve ısmarladım bugün.

          Boyamaya kıyamadığım az biraz beyazlar var saçlarımda, alnımda üç çizgim, zor zahmet yaptığım kilolarım... Yaşanmışlıklarım ve ben...Her yeni gün yeni umutlarla,  bazen karamsarlık, bazen kahkahalarla, kimi kırgınlıklarla hayat türküsünü söyleye söyleye yuvarlanıp gidiyoruz işte. Ne kadar ömrüm kaldı bilmiyorum aynaya baktığımda daha nasıl değişikliklerle karşılaşacağım meçhul de “ En kocamanından maşallah sen hep aynısın” diye takıldım ona. Lafımın bitmesini beklemeden gülümsedi...

         Kahvesini ağır ağır yudumlarken,  “Eğer yanıtımı merak ediyorsan beni iyi dinle” dedi. “Tamı tamına 40 yıldır üzüldüğün zamanlarda dil çıkarıyorum hayata, mutlu ol gülümse diye 40 takla atıyorum. İllaki seni güldürecek bir şey buluyorum, çok geçmeden üzüntünü ardında bırakmanı sağlıyorum. Çabuk inciniyorsun incindiğin zamanlarda sana siper oluyorum. En hafif şekilde atlatman için çabalıyorum zaman zaman başarıyorum da. Sonra bazen ayağına takılan taşa, gözünden akan yaşa rağmen hayata dört elle sarılmanda da payım var kanımca. En küçük bir şeyden mutlu oluyorsun en ufak bir şeyde bana sarılıyorsun birlikte unutuveriyoruz her şeyi. Yaşama bağlanman, umutların, sevinçlerin, neşen, bazen soğuk, bazen bayat ama yine de insanları güldürebilen esprilerinin de mimarı benim. Sevdiklerini mutlu görünce mutlu olmayı huy edinmişsin ya, ayıptır söylemesi o da benim eserim. Ufak ttefek olmadığını düşünürsek, salıncağa koşacak kadar, top koşturan zıpırlara pas atacak kadar, sokaktaki küçük dostlarımızla sarmaş dolaş oynayacak kadar, suyu gördüğün gibi ağzın kulaklarına varacak kadar çocuklaşıp çocukla çocuk oluyorsun ya kimi, bil ki o da benden ötürü. Anneymişsin, eşmişsin, hanım hanımcıkmışsın, “ Yaş 35 yolun yarısı”  diyen şaire çoktan hak vermişsin bunlar içindeki bene engel değil ki... Hem sana bir sır vereyim mi? İnsanların çoğu içindeki çocukla tutunuyor hayata,  eğer insanın içindeki çocuk yüreği olmasa çekilir mi bu dünya? Bazen ben de az değilim kanatlarının kırıldığını görünce seni korumak adına süpürgeni yolluyorum onunla uçuyorsun o ayrıııı. Kendim için bir şey istiyorsam ne olayım. Sırf seni abluka altına alabilmek için vallahi kötü bir niyetim yok... Hadi şimdi söyle bana! Yahu  ben olmasam her düştüğünde acımadı ki acımadı ki diyebilir misin acep? İnadına gülümseyebilir misin? Ne dersin saçlarına düşen aklarla doğru orantıda büyümeli mi o küçük kız çocuğu?” dedi.

          Yanıtımı almıştım, ben de ona gülümsedim. Kahvenin  üstüne bir de vazgeçilmezi olmazsa olmazı su şişesinden buz gibi bir su ikram ettim. “ Sen hiç büyüme kız çocuğu hep aynı kal” dedim. Bir de üzerine en sevdiği papatyalardan ısmarladım. Şimdi uyuyacağım sabah güneşe göz kırparken yeni yaşımda onu sevgiyle selamlayacağım...

          “ Ne haber içimdeki büyümeyen kız çocuğu, orada havalar iyi mi? Sen var ya iyi ki varsın ve  büyüme ne olur büyüme 40 yılın hatırına ben hep kahve ısmarlarım sana”

 

SİBEL YILMAZ

 

 
Toplam blog
: 145
: 716
Kayıt tarihi
: 22.02.18
 
 

1978 Bursa doğumlu. Kelimelerin Dansı ve Kırmızı Vosvos kitaplarının yazanı. Eşi ve kızları olmaz..