8 Cüceler!

İnternetsiz köyün, internet kahvehanelerinde bilgisayarlar arı gibi çalışıyor.

Bir iki üç katlı özel mekânların bilgisayarları, yeterince sinyal alamadıkları için görevlerini ifa edemiyorlar.

“Boş ver” daha önemli işlere odaklanmanın tam zamanı diyerek, internet tutkusuna tam gem vurmuşken; enerji kesintisi sırıtarak sahne alıyor.

Çamaşır yıkamak, ütü yapmak gibi işler yatıyor.

Cebin biten şarjını doldurabilmek; bahçeyi sulamak, terasları yıkamak da ona keza; hortumdan akan su bile, akabilmek için elektrik enerjisine muhtaç. Muhtaçlık onur kırıcı, elin emrine amade her araç gereç enerjinin kölesi...

Bu evrende; insanoğlunun büyük bir kısmının sekiz cücelerin esaretinin altında inlediği gibi…

Esasında pek öyle değil amma sekiz cüceler bunun böyle olması için oldukça gayret gösteriyorlar. Doğanın öfkesini dile getirdiği bölgelerde; örnek vermek gerekirse: İtalya’nın deprem gazabına uğradığı köylerinde gazetecilere poz vererek kurtarıcı Mesih imajını tazelemeye çalışıyorlar.

G8 Devasa cüceleri; 7 Cüceler gibi sevimli masal kahramanları değiller.

Onların dişleri, kan, güç emmek için programlanmış.

Dünyanın enerji kaynakları sınırlı; cücelerin açgözlülüğü sınır tanımıyor!

Doyumsuz iştahlarını dindirmek de…

Yararları kısa boylu; kara gölgeleri aksine; uzun mu uzun olan bu varlıklar:

Dünyayı cadı kazanında kaynattıktan sonra şövalye edasına bürünerek mavi kürenin ısısını iki buçuk derece düşürmek için kendilerince önlemler öneriyorlar. Tarımla uğraşanlara maddi destek verme kararı alıyorlar.

Organikçi çiftçiler(Dil bilimciler kusura kalmayın, kendimce ESPİRİ yapıyorum) onların payına ne düşüyor? Allah bilir; belki de havuçlarını yalıyorlar. Oyunbozan; demode organik sevdalıları… Oh olsun onlara.

Küp şeklindeki karpuzun, kıymetini bilmeyen gericiler!

Ne güzel ne asil hareketler bunlar; tadından yenmiyor.

“Ne dediniz? G8 cücelerini tanımıyor musunuz? Duymamış olayım bu espriyi; gülemiyorum çünkü başım ağrıyor. Gördünüz mü şimdi yaptığınızı? “Gerçekten tanımayan var mıdır” şüphesini düşürdünüz aklıma; ben en iyisi tanıdığımı sandığım cüceleri tanımayanlara tanıtmaya çalışayım bari…”

G8= Sekizlerin zirve toplantısı.

Zırvalamak için değil, sorunlara çözüm üretmek adına toplanıyorlar.

İnşallah öyledir.

Bu G8 cücelerinin; esasına bakacak olursak liderleri minderleri yok.

Diken üstünde oturuyorlar.

Her biri kendini önder olarak görüyor lâkin liderliği tescil edecek makam bulamıyorlar.

Neye üzülüyorum biliyor musunuz? Büyük bir düşünür geçen yüzyıllarda büyük bir laf etmişti ve ben bu söze inanırdım.

“İyi ve güzel her zaman azınlıktadır “Goethe”

Cüceler bu sözlere gölge düşürdüler. Neden mi?

Sömürgen kemirgen cüceler hem azınlıktalar; hem de ne iyi ne de güzeller.
Amma velâkin çapkınlar...

Çoğunluğun burnuna halka takmak; ayağına çelme atmak, gözünü boyamak, ümüğünü sıkmak, belini kırmak, beynini yıkamak vesselam genlerini bozmak için tüm hünerlerini sergilemekten hicap duymuyorlar.

Her şeye rağmen onların bir suçu yok çünkü çok küçükler; onlar ne yaptıklarının nasıl farkında olabilirler ki…

“Duyamadım?”

“Tamam, şimdi anladım”

“Çoğunluk armut mu topluyor” diye sordunuz öyle mi?”

“Armut zamanı tabii ki armut topluyorlar”

“Geri kalan zamanda da çoğunluk “ armudun sapı üzümün çöpü” gibi hayati konular yüzünden karşılıklı birbirlerini tüketiyorlar böylelikle G8 cücelerinin ekmeklerine yağ sürüyorlar. Bilindiği üzere cüceler zehirli mantar üretiyorlar. Başarılı hatırı sayılır bir deneyime sahipler.”

G8 cücelerinin de canı var.

İcabında bir çiçekle yaz geçerde; ömür boyu kırmızı benekli mantarla karın doyurmak olmuyor işte; yağlı bir dilim ekmek yemek onların da hakkı.

Yoksa değil mi?

Kuşadası/İnternetsiz Köy 13. Temmuz 2009 Alev Meisel