Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ekim '15

 
Kategori
Güncel
 

Allah’a hakkıyla iman edenler için ölüm nedir?

Allah’a hakkıyla iman edenler için ölüm nedir?
 

Ölüm... İnsanlık tarihi başladığından beri değişmeyen ve değişmeyecek tek gerçek, ölüm...

10 Ekim 2015 Cumartesi günü kanlı bir eylem gerçekleşti biliyorsunuz. Ankara Garı’nın önünde toplanan binlerce insan içinde iki hain intihar bombacısı ardarda kendilerini patlattı.

Şu an 97 ölü ve yüzlerce yaralı var. Ölüm bize o kadar yakın ki…

 


2014’te de hainler yine Kızılay Kumrular sokakta bomba patlatmış, onlarca kişi ölmüştü.

 

Niye hatırlattım bunu. Çünkü babamın içinde bulunduğu otobüs saniyelerle o patlamadan kurtulmuştu. Babam o dehşetli dakikaları uzun süre unutamamıştı.

Yani demem o ki, her an sevdiklerimizi bırakıp bu dünyaya veda edebiliriz.

Allah birlik beraberlik, huzurumuzu bozdurmasın. Allah patlamalardaki ölenlere rahmet etsin, yaralılara acil şifa versin. Allah yakınlarına sabr-ı cemil versin…

Bu yazıda kaçınılmaz birgün başımıza gelecek ölüm hakikatından bahsedeceğim.

Rabbimiz bu gerçeği  Kuran’da defalarca kez bildiriyor...  Mesela;

“Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak hayır ile de şer ile de deniyoruz. Ancak bize döndürüleceksiniz. ”(Enbiya sûresi 35. âyet)

 

Ölümün bir son olmadığına aslında en iyi cevabın bu ayette olduğunu farkettim.

 

Evet diyor ki: “Her nefis ölümü tadacaktır.”        Tadacaktır. Yani bir şeyin tadına bakılması geride ondan daha çok olduğunu gösterir.

Yemeğe oturmadan önce çorbanın tadına baktım, nefisti... gibi...

Büyük bir islam alimi olan Bediüzzaman Said Nursi (1876-1960) ölümü o kadar güzel anlatmış ki; Ölüm, imanlı müslümanlar için bir nimettir:

 


***

 

“Ölüm, sureten göründüğü gibi dehşetli değil. Çok risalelerde gayet kat'î, şeksiz, şübhesiz bir surette, Kur'an-ı Hakîm'in verdiği nur ile isbat etmişiz ki:

 

    Ehl-i iman için ölüm,

•        Vazife-i hayat külfetinden bir terhistir;

•        Hem dünya meydanındaki imtihanda, talim ve talimat olan ubudiyetten (kulluktan)bir paydostur;

•        Hem öteki âleme gitmiş yüzde doksandokuz ahbab ve akrabasına kavuşmak için bir vesiledir;

•        Hem hakikî vatanına ve ebedî makam-ı saadetine girmeye bir vasıtadır;

•        Hem zindan-ı dünyadan bostan-ı cinana (cennet bahçelerine)bir davettir;

•        Hem Hâlık-ı Rahîm'inin fazlından, kendi hizmetine mukabil ahz-ı ücret etmeye bir nöbettir.

 

   Madem ölümün mahiyeti hakikat noktasında budur; ona dehşetli bakmak değil, bilakis rahmet ve saadetin bir mukaddemesi (girişi, önsözü)nazarıyla bakmak gerektir.


    Hem ehlullahın (Allah dostlarının)bir kısmının ölümden korkmaları, ölümün dehşetinden değildir. Belki daha fazla hayır kazanacağım diye, vazife-i hayatın idamesinden (hayat vazifesinden gelen)kazanacakları hayrat (hayırlar)içindir.


Evet ehl-i iman için ölüm, rahmet kapısıdır.

Ehl-i dalalet için, zulümat-ı ebediye kuyusudur.”

 

(25. Lema - Hastalar Risalesi 9. Deva )

***

Allah hepimizi ibadetlerini eksiksiz yapmayı ve nihayet sevdiklerimizle cennet bahçelerinde buluşmayı ve sonsuza dek mutluluk içinde yaşamayı nasip etsin.

 
Celalin Penceresinden

 
 
Toplam blog
: 455
: 812
Kayıt tarihi
: 04.09.12
 
 

1973 Konya Ereğli doğumluyum. Selçuk üni. MYO Elektronik bölümü mezunuyum. 1993'e Friedreich Atak..