Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ağustos '17

 
Kategori
Psikoloji
 

Bağımlılık

Bağımlılık
 

Bağımlılık fizyolojik olarak bir ihtiyaca cevap vermemesine rağmen herhangi bir maddenin giderek artan dozda kullanılmasıdır. Bağımlılığın sosyal ve psikolojik kaynakları olabildiği gibi bireylerin genetik faktörlerinin de bağımlılık üzerinde etkisi olduğu saptanmıştır.

Bağımlılık bazı evrelerden geçerek son aşamaya gelir. İlk evrede bağımlılık yaratacak maddeden korkulmadığı düşüncesi baş gösterirken ikinci evrede farklı nedenler öne sürülerek madde denenir. Ardından ruhsal olarak yaşanan sıkıntılar, çekilen acılar, duygusal dalgalanmalar ve çoğaltılabilcek pek çok sebeple madde kullanılmaya devam edilir. Bu evrede madde kullanımının kontrol altında olduğu fikri oldukça yaygın olmakla birlikte çevreden gelen uyarılar gereksiz(!) endişeden öteye gitmemektedir. Bir süre sonra kullanılan dozun başta yarattığı etkiyi yaratmaması nedeniyle dozda artışa gidilir. Tam bu süreçte kullanılan miktarın artmasıyla birlikte sorunlar baş göstermeye başlar ta ki sorunlar baş edilemeyecek noktaya gelene kadar madde kullanma isteği devam eder. Kimi zaman bırakma girişimleri olsa bile istenildiği gibi sonlanmaz ve bu döngü bu şekilde devam eder.

Birey ne zaman artık kendinde değişime gitmek isterse, tedavi olmaya ne kadar meyilliyse tedavinin olumlu sonuçlanması o kadar yüksektir. Bağımlı kişi kadar çevresinde bulunan şahıslar da bu sürecin ister istemez birer parçası olurlar ve çaresiz bir şekilde ne yapacaklarını düşünürler. Bu noktada bağımlı kişi ile nasıl iletişim kurulması gerektiğini bilmekte fayda vardır. Örneğin bağımlı kişi maddenin etkisindeyken onunla iletişime geçilmemelidir. Çünkü maddenin etkisiyle öfkeli, kontrolsüz, bilinçsizce davranışlar gösterme eğilimi vardır. İletişime geçerken bağımlının ve çevresinin yaşadığı somut örnekler üzerinden gidilmesi bağımlının inkar etme davranışını göstermesinin önüne geçecektir. Bu örnekler üzerinden kendisinden yardım istenmeli ve tedaviye meyillendirilmelidir. Elbette bunu yaparken sen bağımlısın demek yerine bir uzmana görünmeye ne dersin, yaşadığın sorunları azaltmak için neler yapabiliriz gibi sorular yöneltilerek bağımlıyı irrite etmeden yönlendirmeler yapılabilir. Madde bağımlısı olan kişinin yeniden topluma kazandırılması ilk amaç olmalıdır.

Bireysel farklılıklar ve kullanılan madde türü göz önüne alınarak tedavi süreci başlar. Nüks edebilen bir beyin hastalığı olan bağımlılık doğru planlama ve güçlü bir irade ile kontrol altına alınabilir. Ancak bilinmelidir ki bağımlılığın tedavisi dozu azaltıp devam etmek veya madde kullanımına ara vermek değildir. Aksine kontrollü davranışları ve kullanmamayı gerektirir. Sigara kullanmaya ara vermek ramazan aylarında sıkça gördüğümüz bir örnektir. Ramazan boyunca minimuma inen hatta kullanılmayan sigara ramazanın son bulması ile bırakıldığı dozda kullanım ile devam eder. Bu yüzden bağımlılık teşhisi konulan bireyler tedaviye karar süreci, tedavi anı ve tedavi sonrasında kontrolü ellerinde tutmalıdırlar.

Unutulmamalıdır ki iyi bir başlangıç yarı yarıya başarı demektir.

 
Toplam blog
: 5
: 454
Kayıt tarihi
: 11.07.15
 
 

Psikolojik Danışman ..