- Kategori
- Futbol
Bile bile lades
Galatasaray yönetiminin, transfer ayında uyguladığı strateji geleneksel hale geldi. Geçen yıl aylarca Robert Pires ile uyuytulan taraftarının kalbinden bir de "bu size çok bile" der gibi Franck Ribery kaçırılmıştı. Sonra mağdur olarak yönetim kendini gösterip Ribery'ye yüklenildi. Tıpkı Adrian İlie'yi sattıktan sonra "o adam zaten sarılıktı" der gibi. Robert Pires ile uyutulan taraftara transferin son gününde Pires'in gelmeyecegi bildirildi. Böylece yönetim yine erdemsiz bir futbolcu tarafından magdur edilmişti. Peki ya bu sene? Sahne aynı, roller farklı sadece.
Pires'in adı gitmiş yerine Gravesen gelmiş. Taraftar her sabah gazetelerde transfer gerçekleşti mi diye bir umut okurken rakiplerinin transfer haberlerinin gölgesinde kalmak zorunda bırakılıyor. Bu sene de olacakları görmek için Nostradamus olmak gerekmiyor. Gravesen, transferin son gününde vazgeçecek Galatasaray hiç alamamaktansa hiçbir özelliği olmadıgı lig başladıktan sonra anlaşılacak Polak'ı aldık diye övünecek. Sonra da gençlerimiz bize yeter edebiyatıyla bütün iş futbolcuların ekstra özverili olmasına bırakılacak. Galatasaray'ın bile bile ladese gelmeye artık alışması lazım.
17. Şampiyonluğa yönetimin de katkıda bulunması dileğiyle... "Lades!".