Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mayıs '13

     
    Kategori
    Siyaset
     

    Çözüm sürecine ekonomik bakış

    Şu sıralar çözüm süreci adı altında ciddi, güzel ve bir o kadar da riskli çalışma yürütülmektedir. Bu çalışma başarıya ulaştığında ülkemiz çok ciddi siyasi, ekonomik, sosyal kazanımlar sağlayacaktır. Bu sürece bakıldığında insanın içinde fırtınalar kopmaktadır. Gönlümüz bir yandan ülkedeki terörün durmasını, akan kan ve gözyaşlarının durmasını istemekte bir yandan da terör örgütüne ve liderine sanki taviz veriliyormuş hissine kapılmakta çok değişken bir duygu seline tutulmaktayız. Ancak süreç duygularla değil mantıkla yürütülmeli ve izlenmelidir. Aksi takdirde süreç sonuçsuz kalırsa daha büyük bedeller de ödenebilir.

    Sürece mantıkla yaklaştığımızda daha önce denen çözüm süreçlerinde bu kadar ılımlı yaklaşmayan terör örgütü ve lider kadrosu bu süreçte neden daha ılımlı davranmaktadır. Acaba ekonomik kaygılar olabilir mi? İsterseniz biraz inceleyelim.
     
    Bilindiği gibi terör örgütü milyar dolarlara varan bir paraya hükmetmektedir. Bu parayı da Avrupa ve Kıbrıs bankaların da değerlendirmektedir. Dünya’da ve Avrupa’da yaşanan finans ağırlıklı kriz özellikle bankaları vurmuş birçok banka batmış, büyük bankalar dahi mali krize girmişlerdir. Örgüt işte bu mali kriz sonucu parasını değerlendirebileceği taşıyabileceği güvenli finans kurumları arayışına ister istemez girmiştir. Türkiye’deki 2001 krizinden sonra yapılan ekonomik ve finansal düzenlemeler Türk bankalarını şu dönemde dünyadaki güvenilir bankalar arasına sokmuştur. Bu nedenle de dünyadaki büyük finans sahipleri gibi terör örgütü de finansal açıdan gözünü Türk bankalarına çevirmiştir. Bu nedenle sürece çoğunlukla mali açıdan bakmaktadırlar. Süreci ve yaşananları dikkatle incelediğimizde bu düşüncemizi destekler birçok gelişmeyle karşılaşabiliriz.
     
    Özellikle Avrupa’da yaşanan bazı gelişmelerin özelikle terör örgütüne gözdağı vermeye yönelik olması ağır basmaktadır. Özellikle Fransa’da yaşanan ve terör örgütünde iç hesaplaşma olarak lanse edilen üç üst düzey örgüt üyesinin öldürülmesi olayının da Fransa istihbaratı tarafından hükümetin kararıyla gerçekleştirildiği kanısı oluşturmaktadır. Bilindiği üzere terör örgütünün hükmettiği paranın büyük kısmı Fransa, Almanya, Belçika, İspanya ve İsviçre bankalarında bulunmaktadır. İşte tamda bu süreçte Fransa’da infazlar yapılmakta, Fransa, İspanya ve Almanya’da örgüte yönelik operasyonlar düzenlenmektedir.
     
    Sürecin olumlu olarak sonuçlandırılması sağlanırsa terör örgütünün bankalarındaki büyük miktarlarda olan parasını çekip Türk bankalarına yatırmasından korkan bu devletler terör örgütüne gözdağı vermeye çalışmaktadır.
     
    Süreçte yaşana bazı gelişmeler özellikle örgütün lider kadrosunun yurt dışında kalmalarına izin verilmesi (bu parayı rahatça yönetebilmelerinin önünü açar), belediye kanununda yapılan değişiklikler, BDP ve terör örgütünün bölgede istediği siyasi ve ekonomik özerklikler dikkatle incelendiğinde sürecin hem hükümet hem de terör örgütü açısından daha çok bu boyutuyla önem kazandığı sanırım daha iyi anlaşılacaktır. Terör örgütünün büyük miktardaki parasının Türk bankalarına aktarılması da ülkemizi ve özellikle hükümeti de ekonomik olarak biraz daha rahatlatacaktır. Bu para özellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu’daki belediye ve kurumlara aktarılarak yörenin geliştirilmesine harcanacaktır. İdari yapıda oluşturulacak bazı değişiklerle de bu ekonomik gelişme hızlandırılmaya çalışılacaktır. Yapılan ekonomik değerlendirmeler de göstermektedir ki terörün durması halinde bölgedeki ekonomik büyümenin milyarlarca dolarlık bir büyümeyi getireceği kaçınılmazdır. Bu da Ülkemizi sadece bölgenin lideri değil, dünyanın en büyük ekonomilerinden biri haline getirir. Sonucu izleyeceğiz ve göreceğiz.
     
    Toplam blog
    : 1
    : 69
    Kayıt tarihi
    : 04.05.13
     
     

    Bursa 1971 Doğumluyum. Uludağ Üniversitesi Çalışma Ekonomisi Bölümü mezunuyum. 8 yıl kadar özel s..