Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mayıs '21

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

İKNA VE FREKANSLAR

İKNA VE FREKANSLAR

İnsanın bir şeyi göremiyor olması o şeyin var olmadığı anlamına gelmez. Şu anda gözlerimiz kocaman bir mikroskop gibi her şeyi detaylarına kadar görebilseydi, vücudumuzdaki ölü derileri, havada uçuşan bakteri ve sporları, bardağın içinde yüzen virüsleri de görebilirdi.

Nikola Tesla; hayatın için de her şeyin bir titreşim ve enerjiden ibaret olduğunu söyler. Kainattaki her şey birbirleri ile bağlantı halindedir. Her şeyin özü de enerjidir.  Canlı cansız her şeyin de bir enerjisi ve titreşimi vardır. Örneğin insanın da, düşüncenin de, sevginin de, besinin de bir enerjisi vardır. Bu enerjiler sürekli titreşerek bir salınım oluşturup frekansa dönüşür.

Titreşim fizikte kullanılan elastik cisimlerin düzenli olarak yaptığı, ileri geri hareketler sonucu oluşur. Uygulanan kuvvetin frekansı, uygulanan nesnenin frekansı ile aynı olursa, frekansın büyüklüğü artar. Buna da titreşim ya da rezonans denir.

Frekans, 1 saniye içerisindeki titreşim sayısıdır. Her cismin, her maddenin, her organın, kısacası kainattaki tüm sistemin bir frekansı vardır.  Örneğin piyanonun herhangi bir tuşuna bastığımız zaman, bu tuş ile uyumlu bütün teller titremeye başlar.

İnsan vücudu da muhteşem bir makinadır. Dışarıdan gelen tüm materyalleri ihtiyaca göre enerjiye dönüştürür. Nasıl piyanonun basılan tuşu ile telleri aynı titreşim durumunda kalıyorsa, aynı frekanstaki insanlar da kendisi ile aynı frekanstaki insanlarla aynı titreşimde kalıyorlar.

İnsanda her frekans seviyesinin farklı titreşimsel enerjisi vardır. Buda genel titreşimi de etkiler. Her titreşim düşük ve yüksek titreşim olarak ilerler. Eğer insanın enerjisi düşükse sağlığı bozulur. Bir anda negatif insanlar ve olaylarla çevrelenebilir. İşleri ters gider. Ama insanın enerjisi yüksekse. Bir anda pozitif insanlarla ve olaylarla karşılaşır. Hayatına ilham veren inşalar girer. İyimserliğe başlar. İşleri iyi gider başkalarına göre dünyada şanlıdır.

Yüksek enerjide pozitif olabilmeyi kontrol edebilmek için iknacı gerçekte kim olduğunun farkına varmalı ve tüm enerjsini ruh ve beden düzeyinde yönetebilmelidir. Bunun için az yemek, az içmek, az uyumak, az konuşmak kişisel enerji frekansını arttıran faktörlerdendir.

İnsanlar kimi zaman düşünlerini kontrol edemeyebilir ancak eyleme dönüştürmediği müddetçe düşüncelerinden mesul değildir. Düşüncelerin kalitesi titreşimlerinde kalitesini belirler. İnsanın kendisini nasıl hissettiği bir titreşim belirtisidir. Eğer iknacının düşüncesi iyi ise titreşimi de iyidir. Aşk, barış sevinç, sevgi gibi duygular yaşıyorsa titreşimi de yüksektir. Depresyon, korku, hayal kırıklığı, mutsuzluk gibi duygular yaşıyorsa titreşimi de düşüktür.

Nasıl insanın, organların, nesnelerin titreşimi ve frekansı var ise dünyanın da kabul edilmiş bir frekansı vardır ve 7,83 Hz’dir. Bu değere dünyanın kalp atışı hızı da denir. İyosfer tabakasından dünyaya akan enerji ile meydana gelen elektromanyetik alanlar, tüm doğal olayları (şimşek, yıldırım vs), dünyada yaşayan tüm canlıları etkilemekte ve tetiklemektedir.

 1952 yılında fizikçi Winfried Otto Schumann tarafından açıklanan, yeryüzü ile iyonosfer tabakası arasında meydana gelen doğal titreşimlere Schumann rezonans ismi verilir. Küresel elektro manyetik bir alanın oluşması ve bu alan bünyesindeki titreşimsel veriye ilişkindir.

Münih Üniversitesi’nden Dr. Herbert König Schumann rezonans ile beyin ritimleri arasında tam uyum olduğunu ispatlamıştır. Beyindeki EEG değerleri incelenerek bu ritimşerin doğadaki Schumann ritimleri ile alfa dalgaları seviyesinde insanda 8-10 Hz Schumann sinyalinin yoğunluğu ile önemli ölçüde ilişkili olduğunu, 10 Hz’in insanda reaksiyon zamanlarını hızlandırdığını, yine yerel yıldırımlardan gelen 3 Hz sinyallerin reaksiyon zamanlarını önemli ölçüde yavaşlattığı kanıtlamıştır.

Başka araştırmalarda insan yapımı elektromanyetik alanların insan sağlığına etkileri araştırıldığında telekomünikasyonlar, elektrik besleme sistemleri, cihazlar, bilgisayarlar ve insanlar tarafından üretilen elektromanyetik alanlar çok güçlüdür ve bazı durumlarda kanser, kalp hastalıkları, depresyon ve diğer hastalıkların artışı ile ilişkilendirilmiştir.

İnsanların oturdukları bölgelerde, işyerlerinde kuvvetli elektromanyetik alanlara maruz kalmanın, yukarıda bahsedilen birçok hastalıkların sıklığını veya riskini önemli ölçüde artırdığı belgelenmiştir. Yaşlı, çocuk, hamile kadınlar ve güçsüz olanlar gibi bazı insan gruplarının, bu alanlardan gelen ters etkilere nüfusun geri kalanından çok daha hassas veya duyarlı oldukları bulunmuştur. Böylece, Schumann rezonansları, jeomanyetik ve güneş aktivitesinin insan davranışlarını ve sağlığını etkilediği görülmüştür.

Günümüzde dalgaların kullanımı ile alakalı bilim adamları bir dizi çalışmalar yapmaktadır. ABD'deki Rochester Üniversitesinde geliştirilen bir bilgisayar sayesinde, televizyon beyin dalgalarıyla uzaktan kumanda edilebiliyor. Bilgisayarı açıp kapatmak isterken insan beyninden yayılan dalgalar bilgisayar tarafından algılanıyor. Bilgisayar hangi dalganın açma, hangi dalganın kapama olduğunu ayırt edebiliyor.

Schumann rezonansları beynimizin yaydığı Elektro Manyetik Dalgaları gün boyunca, beynimiz beş farklı beyin dalgasını aktif tutar. O sırada ne yaptığımıza bağlı olarak, bazı beyin dalgaları beynin bazı bölgelerinde daha aktif olacak, diğerleri ise diğer alanlarda daha az aktif olacak, ancak hiçbiri kendi başına “kapalı” olmayacaktır. Temel olarak beyin toplam 5 dalga boyunda titreşiyor: Delta, Teta, Alfa, Beta ve Gama

5 çeşit beyin dalgası var ve neredeyse müzik notaları gibi çalışıyorlar. Bazıları düşük frekanslardır, diğerleri yüksek frekanslardır. Birlikte uyum yaratma gücüne sahipler. Düşünceleriniz, duygularınız ve hisleriniz mükemmel dengede, etrafınızdaki her şeye odaklanmış ve açık durumdadır.

Gün boyunca, beynimiz beş çeşit beyin dalgasını aktif tutar. O sırada ne yaptığımıza bağlı olarak, bazı beyin dalgaları beynin bazı bölgelerinde daha aktif olacak, diğerleri ise diğer alanlarda daha az aktif olacak, ancak hiçbiri kendi başına “kapalı” olmayacaktır.

Delta Dalgaları (1-3 Hertz): Derin uyku, Bilinçsizlik halinde beynin çıkardığı Elektro Manyetik Dalgalardır. Hipnoz yolu ile bilinçaltı kayıtları bu dalga yoluyla elde edilir, bu dalganın en ileri seviyesi de koma durumlarında görülür. Ağır anestezi altındaki komalı ya da ameliyattaki narkozlu hastanın durumu deltadır. Deltanın frekansında derin uyku hali oluşmasından insan hayattan kopmuş durumdadır. Delta halinde iken gördüğümüz rüyaları uyandığımızda hatıramayız.

Genel olarak, kalp atış hızınızı ve sindirimi düzenlemek gibi bilinçsiz vücut aktiviteleri ile ilgilidir.  Delta beyin dalgaları yüksek olması beyin hasarı, öğrenme güçlüğü gibi hasarlara yol açabilir. Sağlıklı bir delta dalgası seviyesi bağışıklık sistemi, uyku ve öğrenme için iyidir.

Teta Dalgaları (4-7 Hertz): Derin gevşeme, Uyuşukluk, Hafif uyku halinde Beynin çıkardığı Elektro Manyetik Dalgalardır. Uykuya dalmamadan hemen önce ya da uykuya yeni daldığımız andaki dalga boyudur. Uyanmanın kolay olduğu, hatırlayabildiğimiz rüyaların oluştuğu, hafif uyku halindeki dalga boyudur. 

Teta dalgalarının yüksek olması, depresif bozukluk ya da dikkat eksikliği olabilir. Düşük olması ise anksiyete, stres ve düşük duygusal öz-farkındalığa karşılık gelir. Sağlıklı bir seviyesi, yaratıcılık, duygusal bağlantı ve sezgi için iyidir. İnsan da yaratıcılığın en üst seviyesidir. Bu dalga boyunda yapılan öğrenme hızlı ve kalıcı olur, 2 ile 5 yaş arasındaki çocuklarda bu dalga boyu daha aktiftir.

İnsan Teta dalga boyuna derin konsantrasyon anında, meditasyonda ve uyumadan evvel son birkaç dakika içinde iner. Ve bu dalga boyunda bağışıklık sistemimiz gene tam kapasite çalışır, bu nedenle her gece sağlıklı bir uyku uyumamız önemlidir uyku sırasında vücut iyileşmek için Teta dalgasına iner ve sabaha kadar vücudumuz kendini onarır.

Alfa Dalgaları (7-11 Hertz): Relaks halde iken ve uykudan önceki, ya da yeni uyandığımız anda beynin çıkardığı elektro manyetik dalgalardır. Sakin, huzurlu, kaygısız olduğumuz anlarda beyin bu dalga boyundadır. Telkinlere en çok tepki veren ve sorgulamadan kabul eden dalga boyudur. Çünkü bu esnada bilinç yerini bilinçsizliğe bırakmak üzere olduğu andır. İkna telkinlerine en çok ilgilendiren dalgadır.

Güzel bir müzik dinlerken, kitap okurken, yürüyüş yaparken, çiçekleri sularken veya dostlarımızla sohbet ederken beyin sürekli alfa dalga boyundadır, bağışıklık sistemi ve bedenin kendini iyileştirme özelliği tam kapasite çalışır.

İknacının, dalga boyunu yönetebilmesi için uykuya dalmadan önce bir şeyler okuyabilir ikincisi sabah kalktığı ilk an tüm gününü güzel şekilde planlayabilir. Mesela her sabah başlayacağı gün için zihnine olumlu bir kod vererek sağlığından evladına, yaşadığın hayattan sevdiklerine, arabandan yaşadığın ülkeye kadar şükranlarını ileterek başlayabilirsin. Şükran duygusu iknacı için frekansı en yükseltici duygulardan birisidir.

İknacı alfa dalga boyunda en isabetli kararları alır. Gün içerisinde gerçekleşmesini istediği ikna görüşmesinin nasıl geçeceğini, gerçekleşmesini istediği konuşmaları, hayal etmeli ve zihnini olumlu frekaslar ile programlamalıdır. İknacı sağ ve sol beyin dengesini yani ruhsal zekayı en iyi bu konumda kurar.

Bir proje, toplantı veya mesai bittiğinde alınan derin nefes ile Alfa dalgaları faaliyete geçer. İknacı bu frekansa anında ulaşmak için 7-7-7 nefes tekniğini kullanabilir. Bu teknik oldukça basit ve etkilidir. 7 saniye burundan nefes alıp, 7 saniye içimizde tutup, 7 saniyede aldığımız nefesi tekrar verirsek alfa dalga boyuna geçiş yapabiliriz.

Beta Dalgaları (11-25 Hertz):Aktif çalışırken, dikkat ederken, bilgi alıp ve verirken, zihnimizin devrede olduğu elektro manyetik dalgalardır. Uyanıp yataktan kalkıp yüzümüzü yıkayıp günlük işlerimize başladığımız an beta boyutuna geçtiğimiz andır. Beyinde düşünme, sorgulama, dikkat etme gibi önemli işlerin yapıldığı andaki beynin çıkardığı dalgadır. Beynimiz gün içerisinde en çok beta dalga boyunu kullanmaktadır. Şu an olduğu gibi…

Araç kullanmak, sunum yapmak, konuşmak beta dalgaları yayılmasına sebep olur.  Bu tarz durumlarda ortaya çıkan gerginlik veya tartışma beta dalgalarının frekansının artmasına neden olur.

Özellikle bu dalga boyunda olan insanlar anı yaşayamazlar sürekli ya geçmişi ya da geleceği düşünerek kaygılanırlar. Vücut ağrılarımızın, kaygılarımızın, endişeli ruh halimizin ana sebebi sürekli bu dalga boyunda kalıyor olmamızdır. Örneğin artan beta dalga frekansını iknacı derin bir nefes alarak, sakinleşip normal seviyesine getirebilir.

Gama Dalgaları (25-60 Hertz): Öğrenme, anlama, idrak için zihnin zorlandığı sırada beynin çıkardığı elektro Manyetik Dalgalardır. Günlük hayatımızda çok sık yaşanmayan, aşırı stresli ve heyecanlı anlarımızda ya da önemli hayati olayların olduğu durumlarda devreye girer. Genellikle zihnin en çok zorlandığı anlarda ortaya çıkar. Örneğin üniversite sınavı öncesi gibi…

Enerjimizin düştüğünü hissettiğimiz dalga boyu gamadır. Kızgınlık, öfke, kin, nefret, kıskançlık gibi negatif düşünceler bu dalga boyunda oluşur. Beynimizi bu tür olumsuz düşüncelere maruz bıraktığımız zaman iknanın enerjisi de her düşük olacaktır. Onun için iknacı her zaman kendini olumlu düşünceler içerisinde tutmalıdır. İknacı kendisine her an sevgi, sağlık, huzur, neşe, bolluk, şükür telkinleri vermelidir.

Başımıza kötü bir şey gelecek diyen bir kişi kötü frekansı çağırırken, güzel şeyler olacak diyen bir kişi iyi ve güzel şeyleri çağırmaya başlar. İkna iletişiminde doğru frekansı bulabilme için frekans uyuşmazlığına da bakılması lazım, kim kiminle anlaşacağını net bir şekilde bilmelidir. Aksi durumda iyi başlayıp kötü giden ikna ilişkilerinin sebebi de frekansların değişmesidir.

Her bir dalga insanda, bilinç durumunun bir aşamasıyla alakalıdır. Bu dalgalar arasında düzenli bir geçiş sağlanamazsa çeşitli sorunlar ortaya çıkar. Bu geçişler oldukça yumuşak olması gerekirken, ancak bazı zamanlarda durum her zaman böyle değildir. Örneğin bir pazartesi sabahı, uykumuzun en derin yerinde teta dalgaları üretmekte olan beynimiz, alarmın çalmasıyla bir anda stresli bir güne başladığımızı hatırlayıp beta dalgaları üretmeye başlıyor. Bir fincan kahve sonrasındaysa alfa ve teta dalgalarını iyice baskılayıp beta dalgalarına kendimizi alıştırmaya çalışıyoruz. Beynin zıt dalgalara ani geçişi, insanda stres yaratabiliyor.

İkna anında kullanmamız gereken alfa dalgaları günlük performansımızı artıran, bize eğlence, mutluluk, huzur veren, beyni stresten koruyan ve genellikle yaratıcı olmamızı sağlayan dalgalardır. Bu nedenle bu dalganın baskılanması insanda gerilim, yani stres oluşturuyor. Yaratıcılığımızı ve günlük hayatımızdaki performansımızı geliştirmek için delta dalgalarının artırılması gerekiyor. insanın kendisini rahatlatarak stresten uzak kalması, bu dalgaları artırıp performansımızı yükseltiyor.

Nefes çalışmaları, müzik dinlemek, teslimiyet, şükür, namaz kılmak, meditasyon yapmak, aromaterapi yolları, su, ışık ve doğa ile iç içe olmak mükemmel frekans yükselticilerdir.

İki insan, aynı ya da birbirine yakın frekansta iseler ancak ortak bir şeylere sahip olur ya da yan yana gelebilirler. Örneğin, bir restorana girdiğinizde, belli bir masada insanların birlikte oturduğunu görürseniz, onların hepsinin yakın frekanslarda olduklarını fark edersiniz.

Düşünün bakalım dışarıdaki gerçekten tuhaf kombinasyon oluşturan çiftleri, asla yan yana gelmelerini hayal bile edemeyeceğiniz insanlar birliktedirler. Birliktedirler çünkü aynı frekanstadırlar. Konuya frekans açısından bakarsanız kendinizin de neden artık birtakım insanlarla birlikte olmadığınızı görürsünüz ve ilişki “yürümüyorsa” kendinizi kötü hissetmek zorunda kalmazsınız

İki insan ancak aynı frekansa sahipse, yan yana gelir ve birlikte olurlar. İnsanlar ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, diğerinin frekans aralığının dışına düştüğünden bağlantı kuramazlar. Hiç düşündünüz mü, okuldan bazı arkadaşlarınız artık arkadaşınız değildir ve onlarla hiçbir bağlantınız yoktur? Çünkü frekansınız değişmiştir ve literal anlamda onları “göremiyorsunuzdur” artık.

Eğer frekansları uyumlu değilse 2 kişi yan yana duramaz. Aynı şekilde eğer rezone olmadığınız bir çevrede çalışıyorsanız, orada fazla kalamazsınız. Gerçekten de o çevre ve oradaki insanlarla aynı titreşimde salınmadığınızı hissedersiniz ve sonunda sizin oradan ayrılmanızı gerektirecek bir olay vuku bulur. Eğer titreşim yasalarından haberdar değilseniz, bu hoş olmayan ve sıkıcı bir durum gibi gözükebilir.

Çoğu kişinin birlikte rezonansa giremediği kardeşleri ya da aile üyeleri vardır. Ve olan şey, bu durumun frekansla ilgili olduğundan haberdar olmayan anne-baba, büyükbaba-büyükanne gibi diğer aile fertlerinin “aileyi bir arada tutabilmek için” herkesi “geçinmeye” zorlamasıdır. Bu yüzden birçok dram vardır ailelerde, frekans ve bilinçlilik hallerindeki düzey farklılığı yüzünden. Belirli bir ailede en karne oldunuz diye, otomatik olarak tüm aile fertleriyle aynı titreşim seviyesinde olmanıza olanak yoktur. Zaten genellikle, eski yaşamlarımızdaki azılı düşmanlarımız bu hayatta aynı ailede doğmayı seçerek, bizim annemiz, babamız ya da kardeşimiz olurlar. Bu son derece sık rastlanan bir durumdur. Bunu yapmalarının sebebi, nefreti iyileştirmek ve kişinin kendi bilgeliğini kazanarak ruhsal anlamda tekamülü içindir

KÖTÜ FREKANSLARDAN KURTULMA YOLLARI

1- Her gün 5-10 dakika olumlama yap.

2- Arada durup içinde bulunduğun anı hisset ve şükret.

3- Taze meyve ve sebze gibi yüksek titreşimli gıdalar ye.

4- Bol su iç; su titreşimi arındırarak yükseltir.

5- Gece yatmadan önce kısa da olsa dua okuma yada meditasyon yaparak uykuya geç.

6- Hareket halinde ol; yürüyüş veya kısa egzersiz yap.

7- Seni mutlu eden ve bir şeyler üretmeni sağlayan bir beceri edin.

8- Tüketime değil üretime-sorunlara değil çözümlere odaklan.

9- Fazlalıkları at ve yaşadığın yeri sadeleştir.

10- Sevgi ver; hayvan canları besle; tüm yaşama saygı duy!

 

Aklınızda Bulunsun!

Yüksek bir titreşim kazanmanın en önemli adımlarından biri, düşüncelerin farkına varmaktır. Çünkü zihin senaryoyu yazar, ruh da o senaryoyu izler. AYŞE TOLGA

 
Toplam blog
: 5
: 353
Kayıt tarihi
: 24.08.15
 
 

Eğitim Konularımız: Nöromarketing, Algı Yönetimi, Subliminal Mesajlar, Sosyal Medya Pazarlama, St..