Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Kadir ŞİRİN [Köşe Vuruşu]

http://blog.milliyet.com.tr/kose_vurusu

05 Kasım '10

     
    Kategori
    Futbol
     

    Sakaryaspor hiçbir şey oynamıyor!

    Sakaryaspor hiçbir şey oynamıyor!
     

    Sakaryaspor 2010-2011 Sezonu takımı


    Sakarya Halk gazetesine başladığım 1 Nisan tarihinden itibaren ilk defa izin kullanmam sebebiyle 2 gün geciktirdiğim köşe yazımı bugüne girmek zorunda kaldım.

    Maçtan sonra KÖŞE VURUŞU’nda köşe yazımı okuyamadıkları için mail atan için değerli okuyucularıma ve kulüp başkan ile yöneticilerine teşekkürü bir borç biliyorum. Neyse gelelim maçın analizine;

    Sakaryaspor, Eyüspor karşısında takım tertibi ideal diyebileceğimiz oyunculardan kurulmuştu.

    Rakip Eyüpspor, bireysel ve takım olarak Sakaryaspor’un klasının çok üzerindeydi.

    Misafir takım Eyüpspor, etkili orta saha presiyle ilk dakikalardan itibaren Yeşil-Siyahlı rakibi karşısında baskı kurmayı başardı ve nitekim golü de buldu.

    Sakaryaspor ilk yarıya yansıyan o temposuz, kısır, etkisiz demode bir görüntü çıkardı.

    Can sıkıcı bir ilk yarının oynandığı ilk yarıda, iki takımın da gol atmaktan çok gol yemeyi düşünmediği ve gol hariç bir tek pozisyon dahi üretemediği bir ilk yarı…

    Adeta jübile maçları teöposunda giden ilk bölümde Sakaryaspor, ne kanatları, ne de ortadan kaleye gidebildi, ne de bugüne kadar olmadığı gibi dış şutlarla tehlike oluşturabildi.

    Görkem ve İlhan bir tek orta yapmadı. Bir Levent sağ tarafı zorlamaya çalıştı, onun da çabası yeterli olmadı. Hal böyle olunca temsilcimizin pozisyon bulması tesadüflere kalmıştı.

    Orta saha zaten evlere şenlik… Bal yapmayan arı misali… Ne bir ara pas, ne bir bindirme, ne bir ters top ne de rakip defans arkasına atılan ayağa pas. Allah İlkay ve bundan sonra görev alacağı maçlarda Ercan’ın yardımcısı olsun. Gol atmaları tamamen kendi becerilerine kalacak.

    İkinci yarıda iki takımında kontrollü oynaması, çoğu zaman oyunun orta alanda sıkışıp kalmasını sağladı.

    ***

    Ne tempo ne kalite var

    Futbol adına söylenecek fazla bir şeyin olmadığı ilk 45 dakikayı 1-0 yenik kapatan temsilcimiz ikinci yarıya daha istekli ve baskılı başladı.

    Yeşil-Siyahlı takım, oyuna sonradan dahil olan Selim’le golü bulana kadar Eyüpspor’un ne temposuna ne de oyun kalitesine ayak uydurabildi.

    Üstelik İlkay, orta sahadan kopuk, top kendisine atıldığında en az iki agresif savunmacı ile boğuşmak zorunda kalan talihsiz bir forvet görünümündeydi.

    Bunu fark eden Bölükbaşı, 61’de Salih’in yerine Mesut’u oyuna dahil etti.

    Murat Bölükbaşı tarafından oyuncu değişiklikleri gerekli ve zamanında yapıldı.

    ***

    Oyunun kırılma anı

    Ne olduysa bu dakikadan sonra oldu. Oyunun kırılma anı, Selim’in oyuna girmesi oldu.

    Selim’in oyuna dahil olmasıyla ileri uçta çoğalamayan ve ileride yalnız kalan İlkay, rakip savunmayı iyice yormaya başladı.

    Üçüncü bölgede çoğalan Yeşil-Siyahlı ekip, sayısal avantajını iyi kullanmanın ötesinde daha istekli, daha üretken ve daha estetik gözüktü. Neredeyse oyunun tüm kontrolü artık Yeşil-Siyahlı takımın eline geçmişti.

    İşte böyle bir manzaranın geçerli olduğu dakikalarda gelişen çok adamlı organize bir Sakaryaspor atağı Selim’in akıl dolu vuruşuyla buluşunca topun adresi doğal olarak fileler oldu. Selim’in vuruş zamanlaması mükemmeldi.

    Sakaryaspor, kalan bölümde gol atmak ve gol yememek için çok uğraştı. Sadece kontrataklarla rakibi yıpratmak için çabaladı ve Sakaryaspor’un zaten cılız olan ataklarından eşitlik galibiyet golü çıkmayınca zorlu maçtan 1 puanla yetinmiş olduk.

    ***

    Aldatıcı futbol

    Eyüp maçı sonrası bazı gerçekleri de kaleme almanın zamanı geldiği kanısındayım.

    Sakaryaspor’un kendi sahasında Urfa maçı sonrası oynadığı Telekom, Of ve Eyüp maçlarında ortaya konan futbol aldatıcı olmaktan öteye geçemedi.

    Diğer maçlarda olduğu gibi bu müsabakada da öyle aman aman pozisyonlar yoktu.

    Gerçekçi olmak gerekirse benim bu takımdan fazla bir beklentim yok! Olamaz da…

    Şampiyonluğa oynayan bir takım kendi sahasındaki her maçta bu kadar aciz duruma düşebilir mi?

    Şampiyonluğa oynayan bir takımın oynadığı futbol bu kadar silik ve etkisiz olabilir mi?

    Şampiyonluğa oynayan bir takımın hırsı, isteği, mücadelesi ve sahadaki duruşu farklı olur. Sakaryaspor şampiyonluğa oynayan bir takım gibi değil, küme düşmeye namzet bir takım gibi oynuyor.

    Bekleri, kanat oyuncuları ve orta sahası olmayan, ne oynadığını bilmeyen çaresiz bir takım görünümünde Sakaryaspor.

    ***

    Kötü günde tam destek

    Taraftarın ve basının beklediği tempolu, baskılı ve keyifli bir futbol ortaya koyamıyor Sakaryaspor.

    Her maçta rakibe olmadık anlarda ikram yaparak bedavadan goller yiyoruz.

    Ondan sonra kalkıp Bölükbaşı’na saldırıyoruz.

    Bu takımı ne Murat Bölükbaşı ne de takımının başarısı için gecesini gündüzüne katan Rauf Batuboylu ve yönetimi kurmadı.

    Geçen sene son 6 dakikada tesadüf sonucu atılan bir golle lig de kalan bir takımdan en az 5 oyuncunun olmadığı, bir tane dahi dış transferin yapılmadığı Sakaryaspor takımının bu seneki takım kalitesi bu kadar.

    Kimse bu futbolculardan daha fazlasını beklemesin.

    Bu yönetim, bu teknik heyet ve futbolculara saldırmak kimseye bir şey kazandırmaz. Tam tersine çok şey kaybettirir.

    Önümüzde çok uzun bir maraton var.

    Bu çocuklar sonuçta Sakaryaspor’u ve Sakarya’yı temsil ediyor.

    Ne pahasına olursa olsun şehir olarak Batuboylu, Bölükbaşı ve Yeşil-Siyahlı formayı terinin son damlasına kadar terleten futbolcularımıza sahip çıkmalıyız.(İhanet edenler hariç)

     
    Toplam blog
    : 1
    : 881
    Kayıt tarihi
    : 22.10.10
     
     

    15-08-1976 Sakarya doğumluyum. 25 senelik futbol kariyerim sonunda şu anda 2 kulüpte birden antrenör..