Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Nisan '12

 
Kategori
TV Programları
 

Seksenler Dizisi ve bir ilk

Dizi Film alanında son 5-6 yıldır 80’li yıllar ile ilgili çeşitli yapımlara rastlıyoruz. Herkesin hatıralarının acısıyla tatlısıyla yer ettiği tarihin bu sayfalarında en çok kıtlıklar, yoksulluklar, sefalet ve bir o kadar da karanlık bir savaşın izlerini görüyoruz.

Buna şaşırmıyorum doğrusu, zira; dizi film yapımı için birebir kaynak olacak ansiklopedilerin, nice kitapların sığmadığı yitip giden nice canların öz geçmişleri ve trajik öykülerinin gerçekliği ile en iddialı ve sağlam kurguları bile devirecek kadar hazin, gerçekçi ve yakıp kavurucu bir hazne var bu tarihte.

Ben bu tarz yapımlara hep bu açıdan bakmışımdır. “Var olan bir hikâyeyi oynamak kolaydır.” Diye düşünmüşümdür. Hele bir de ideolojik kaygılarla oyuncu kendi fikrini insanlara dayatma gayreti ve yükseklere taşıma heyecanı ile oynuyorsa bana göre bu iş kolaydır. Çünkü, marifet yazan da değil, yazdırandadır bir bakıma...

Seksenler” dizisi de yaşanmış bir dönemi yaşayanları alıp götürüyor o günlere… Hatta sadece yaşayanları değil, bugüne dek de o günleri dinleyerek büyüyenleri de… Esareti, mezarı ve mahpusu görenler kadar tesirinde yetişenleri de… 

Ancak bu defa 1980 yılları bir komedi ile ele alınmış, film daha çok bir komedi tarzında… Seksenlerin sadece sefaletin, kıtlığın, yokluğun, trajik hadiselerin yaşandığı bir tarih olmadığını görüyoruz filmdeki aynı zamanda onca acıya rağmen gerçek gülümsemelerin, gerçek dostlukların, komşuluk ilişkilerinin, doğruluğun, iffetin, samimiyetin, arkadaşlığın, yardımseverliğin, candanlığın… Daha nice güzel hasletlerin henüz tamamen bütün saflığı ile topluma yüzde yüz hâkim olduğu bir dönemi izliyoruz.

Gün geçtikçe azalan bu güzellikler ve geçtiğimiz akşam yayınlanan bölümde de ifade edildiği gibi henüz insanların çok katlı kaloriferli binalardan oluşan çevresi duvarlarla kaplı betondan ibaret sitelere kapanmadığı, yalnızlığa ve bilhassa bencilliğe gömülmediği, henüz gazete kâğıtlarına saatlerin harcandığı, ajanslardan yorumsuz gerçek sade ve net haberlerin dinlendiği bir dönem…

Seksenler dizisi ile o günlerde o malum bir kara günde meşhur olan 1980 yılının o yıla giden süreç ve sonrasının yalnızca kıta ötesi çocuklarının bir oyunu olduğu, düğmenin geri kapatıldığı gün aslında o düğme hiç açılmasa da Anadolu kendi haline bırakılsa o yoklukta, sefalette bile nasıl da mutlu ve bahtiyar bir haliyet-i ruhiye ile insanların yaşamını ikame edeceği anlatılmaktadır.

Bana göre bu filmin tamamen tarafsız ve yansız olduğu aşikâr. Zira bugüne dek geçmiş dönemin asıl çilekeşleri hiç gündeme getirilmemiş ve hep bir öcü gibi gösterilmişti. Yalnızca Hüseyinlerden bahsedilmiş ve bu filme dek Mustafalara ve Mustafaların söylemlerine, gönül dünyalarına, duygularına, yer verilmemişti. Ama “Seksenler” dizisi bunu kırarak bana göre bir ilki gerçekleştirmiş oldu. Dönemi yakından takip eden bizzat birinci ağızlardan dinleyen ve bu konuda yayınlanmamış olsa da bir belgesel-film ile birlikte bir röportaj kitabı ile değerlendiren, döneme iyi çalışmış bir kişi olarak film yapımı noktasında hayallerimin kısmen de olsa tecelli ettiğini görmüş bulunmaktayım. Milli ve Manevi konulara geçmişe nazaran daha fazla önem veren T.R.T. böylesine bir yapıma fırsat vermekle bana göre çok doğru bir karar vermiş, zamanlama da harika. İlahi adalet tecelli ederken adaletli ve objektif bir yapım…

Tüm yapım ekibini, oyuncuları ve T.R.T.’yi  canı gönülden tebrik ederim.

Bu arada geçtiğimiz günlerde filmde geçen Antakyalı karakterinin Antakya Yöresel Ağzı ile daha ilgili olabileceğini düşünüyorum. Keşke bu konuda biz Antakyalılardan, Türkçe Öğretmenlerinden, Türk Dili uzmanlarından destek alsalardı…

Vesselam…

Ahmet ŞANAL

 

 
Toplam blog
: 4
: 455
Kayıt tarihi
: 08.03.12
 
 

2011-…. Hatay İl Milli Eğitim Müdürlüğü AR-GE Projeler Birimi Koordinatör  2011-2012 Eğt. Öğr..