Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Temmuz '06

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Tünel ve artık orada olmayan ‘Açık Sütun’

Yaklaşık bir haftadır Almanca öğrenmeye çalışıyorum. Hani çalışıyorum da bunu tek başıma kitaplarla yapmaya çalışmıyorum, bir kursa gidiyorum. Kursum mekan olarak Tünel’de yer alıyor. Taksim, İstiklal caddesinin en sonu, hani eskiden o güzel heykelin olduğu şimdiyse onun yerine kocaman bir boşluğun yer aldığı mekan. Kocaman dediysem lafın gelişi, yoksa Tünel zaten küçücük bir mekan.

Bu küçücük, sıkışık mekanda, 1993’te belediyenin açtığı bir yarışma sonucu yerleştirilen ve mekanın bir parçası haline gelip, oraya ait olan ‘Açık Sütun’ yaklaşık bir senedir yerinde değil.

Açık alanda heykel dendiğinde, çevremizde genellikle, tarih sahnelerinden seçilerek betimlenen kişi ya da olaylara dair anıtları görüyoruz. Tabii o kadar kötümser olmamak lazım, anıtlar kötü olduğundan değil, ama estetik kaygıyı ikinci plana ittiklerinden, haz peşinde olan insan gözü çevresinde daha farklı sanat yapıtları arıyor. Ne şanslıyız ki, çevremizde aralıklarla da olsa sanatçıların kişisel kaygıları ile üretikleri ve bir şekilde belediye ya da hükümet tarafından da onaylanarak çeşitli mekanlara yerleştirilen heykelleri görebiliyoruz.

Her ne kadar, bunlar parmakla sayılabilecek kadar az olsa da; hakkettikleri ilgiyi göremeseler de ve hatta tahrip edilseler de, dikkatli gözlerle bakıldığında bu tarz güzel yapıtlardan çevrede bir kaç tane görülebiliyor.

Ayşe Erkmen’in ‘Açık Sütun’u da işte bu nadir bulunan eserlerdendi. Tünel bu sütunla o kadar bütünleşmişti ki, eski kartpostallarda, heykelin orada olmadığı fotoğraflar eksik geliyordu. Şimdi ise heykel gerçekten de bu mekanda değil. Sadece heykelin daha önce üzerinde yer aldığı yuvarlak mekan ve heykelin bir parçası olan ortasındaki yeşil alan Tünel’de halen varlığını koruyor.

‘Açık Sütun’ geçen yaz düzenlenen bir sergi kapsamında farklı bir şekilde izleyiciye sunuldu. Amaç heykele dair bir farkındalık yaratmaktı, bu ne kadar gerekliydi tartışılabilir fakat gerçekten de bir farkındalık yaratıldı ve strafor ile kaplanan heykel yakıldı, sonuç olarak bu güzel eser artık Tünel’de yer almıyor.

Her akşam kursa giderken ve kurs çıkışında bu mekandan geçerken içim cız ediyor. Nasıl etmezki. Mekan kafamda halen heykeline sahipken, oradan her geçişimde gözlerim, heykelin orada olmadığı gerçeğini yeniden hatırlatıyor, ve bu seremoni her seferinde aynı şekilde işliyor. Zaten sanatın neredeyse sıfır yaşam alanı bulduğu bir coğrafyada, bulunduğu yerle bu kadar bütünleşmiş ve orada yaşayan yaşamayan, oradan geçerken onu izleyen, varlığının farkında olan ya da olmayan herkes tarafından bu kadar benimsenmiş bir eserin başına, böylesi bir olayın gelmesi ve bunun telafisi için hiç bir şey yapılmaması gerçekten, iç sızlatıyor.

 
Toplam blog
: 17
: 1687
Kayıt tarihi
: 23.05.06
 
 

Kendisini halen 10'lu yaşların ruh halinden kurtaramamış olan yazar kişi, 30'lu yaşlarına gelmede..