Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ekim '17

 
Kategori
Eğitim
 

Yeni Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na İtiraz Ediyorum-2

Yeni Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na İtiraz Ediyorum-2
 

YKS'ye İtirazım Var.


İlk kez 12 Ekim 2017 günü açıklanan yeni Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) üzerinde tahminimden daha erken değişiklikler yapılmaya başlandı. 19 Ekim 2017 günü yapılan açıklamayla sistemin kusurları giderilmeye, itirazlara cevap verilmeye çalışılmıştır. İlk itirazımda ele aldığım hususların bir kısmı düzeltilmekle birlikte hala soru işaretlerinin olduğu bu sisteme şu 7 gerekçeyle tekrar itiraz ediyorum;

 

1.   İtirazım: 1.Oturum ile 2.Oturumun aynı gün yapılmasına itirazım aynen devam ediyor. 17-18 yaşında bir gencin gün içerisinde sabah 1,5 saatlik, öğleden sonra ise 3 saatlik bir sınava, zaman baskısı altında girmesi sağlıklı bir ölçme değerlendirme yapmamıza engel olur. Bu uygulama, hedeflenen “stresi azaltma” stratejisine asla hizmet etmez.

2.   İtirazım: Sözel, Sayısal, Eşit Ağırlık Puanlarının hesaplanabilmesi için 1.Oturum sonucuna göre oluşan TYT Puanından en az 150.000 almak gerekiyor. Bu puanı geçemeyecek adaylar “sonuçlarını bilmedikleri için” gereksiz ikinci bir sınava girmiş olacaklardır.

3.   İtirazım: YÖK son açıklamada, soru sayılarının azaltılmış olmasına yapılan itiraza cevap verirken; “…nitelikli sorular yöneltileceğinden, puanların hesaplanmasında bir zorluk yaşanmayacaktır.” demiş. İyi de biz “puanların hesaplanmasında zorluk yaşanacağını” söylemiyoruz. Biz, soru sayılarının bu kadar azaltılmasının çarpık bir puan dağılımını ortaya çıkaracağını söylüyoruz. “Örneğin; 1 net fazla yapan aday eski sistemde birkaç bin kişiyi geride bırakırken, bu sistemde on binleri geride bırakabilecektir. Bununla öğrencilere yeni bir stres daha yüklemiş oluyoruz. Bu yığılmaları 1999-2005 yılları arasında uygulanan yükseköğretim geçiş sisteminde görmüştük.” diyoruz.

4.   İtirazım: Yapılan son açıklamada, derslerin konu sayıları ile 2.Oturumdaki soru sayıları arasında görülen dengesiz dağılımın düzeltilmediğini görüyoruz. Sadece Tarih-1 dersinin EA puan türüne etkisi eklenmiş oldu. Hala aynı itirazım devam ediyor; Bu soru sayıları ile geçerli, güvenilir bir değerlendirme yapmak mümkün değildir.

5.   İtirazım: TYT puanının hesaplanması ve kullanılmasıyla ilgili ciddi bir hata yapılıyor. YÖK son açıklamada, TYT’de sadece Türkçe ve Matematik testlerinin olmasına açıklama getirirken; “TYT’de adayın bilgisinin değil temel yeterliliklerin belirlenmesi esastır. MEB’in orta öğretime geçiş için yeterli kabul ettiği bütün derslerin kazanımlarının ve bu kazanımlara dair öğrenci başarısının bir daha sorgulanması yerine; temel yeterliliklerin genel çerçevesi ve kazanımları değerlendirilecektir.” diye bir açıklama yapmış. Madem lise girişte uygulanan sınavlarla ölçülen ders bilgisini yeterli görüyor ve tekrar ölçmeyi gerekli görmüyorsunuz neden 1.Oturum sınavı yapıyorsunuz? Her öğrencinin SBS, OKS, TEOG… puanının %40’ını direk YKS puanlarına ekleyin. Bu arada paragrafın sonundaki “Dolayısıyla TYT, okul dışı öğrenme kaynaklarına bağımlılığı azaltacaktır.” cümlesi beni çok güldürdü. 1998 yılında ÖSYS’de yapılan değişikliğin gerekçeli açıklamasına ne kadar benziyor. Ama geçen 20 yılda gördük ki, “bağımlılık” artmıştır. Bu ayrı bir konu…

Benim TYT puanıyla ilgili asıl itirazım; Tek puan türüyle farklı bilgi ve beceri gerektiren bölümlere yerleştirme yapılacak olmasıdır. Bu durum yıllarca Sınavsız Geçiş Sistemiyle boğuşan ve ara eleman yetiştirmekte zorlanan MYO eğitimine yeni bir darbe olacaktır. Bu puan türünü SÖZ, SAY, EA diye kendi içinde ayırmak gerekir.

6.   İtirazım: Büyük bir yenilik olarak sunulan “200 ve üzeri puanın bir sonraki yıl da kullanabilecek olması” kuralı “eşit şartlarda yarışma” ilkesine aykırıdır. Son açıklamada bununla ilgili mantıklı bir çözüm bulunmuş gibi görünüyor. Başarı sıralamasına göre puan dönüştürülmesi mantıklı olmakla birlikte gelecek yıllarda ilk defa sınava girecek 12.Sınıf öğrencilerinin böyle bir puan avantajlarının olmaması gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Bu öğrencilerin bir önceki yıl mezun olmuş ve TYT Puanı yüksek olan adaylarla yarıştırılması doğru değildir.

7.   İtirazım: 1999-2010 yılları arasında uygulanan ÖSYS için “Bu sistem meslek liselerinin önünü kapatıyor.” diye eleştiri getirenlerin bu sisteme ses çıkarmamalarına itiraz ediyorum. Bu sistem bu haliyle uygulanırsa bundan en büyük zararı meslek liseleri görecektir. Birincisi; Bu sistem Matematik üzerine kurgulanmıştır. Bu ders meslek liselerinin en yumuşak karnıdır. Özellikle Eşit Ağırlık puan türü hesaplamasında Matematik testlerinin ağırlığı yadsınamayacak derecede artırılmış oldu. Burada bulunan Hukuk, Kamu Yönetimi, Sosyoloji,… gibi sosyal-siyasal bilimler “dolaylı olarak” meslek liselerine kapatılmış oluyor.  İkincisi; Önlisans tercihlerinde kullanılan TYT puanının tek olması, alan dışından gelen diğer okul öğrencilerine bu alanda puan üstünlüğü sağlayacaktır. Meslek lisesi öğrencilerinin alanlarında Önlisans tercihinde ek puan avantajı olması bu üstünlüğü dengeleyemez. Soru sayısının yarı yarıya azaldığını ve Önlisans için 150-500 puan aralığında tercih yapılacağını düşünürsek, ek puan avantajının 3-5 soru ile kaybolacağını görmemiz gerekir.

 

          Bir önceki yazımda; “Anlaşılan o ki, diğerleri gibi bu sistemde kısa zamanda yine “daha doğru ve adaletli ölçme” yapabilmek gayesiyle değiştirilmeye mahkûmdur.”demiştim. Hala aynı görüşteyim. Sonuç olarak bu sistem, bir önceki sistemden (YGS-LYS) daha iyi değil. Öğrenciler için daha rahat bir sınav ortamı, daha sağlıklı bir ölçme, daha objektif bir değerlendirme ve daha adil bir yerleştirme getirmiyor.

 
Toplam blog
: 2
: 490
Kayıt tarihi
: 17.10.17
 
 

1997 yılından beri Yükseköğretime Giriş Sınavlarına öğrenci hazırlıyorum. Her yıl yüzlerce gencin..