Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Şubat '11

 
Kategori
Siyaset
 

Askerlik olgusu, kurum olarak “Askerlik” üzerine düşünceler "Sekizinci Bölüm"

Askerlik olgusu, kurum olarak “Askerlik” üzerine düşünceler "Sekizinci Bölüm"
 

Cumhuriyetimi Ulus birliği kavramı üzerine kuruludur.


Askerlik olgusu, Kurum olarak “Askerlik” üzerine düşünceler 

CUMHURİYETÇİ ULUSAL BLOG’ DA YAYINDA BULUNAN YAZIMIZIN BAŞLIĞI ŞÖYLEDİR; 

ATATÜRK’Ü BİTİRMENİN YOLU ASKERİ BİTİRMEKTEN GEÇER Başlıklı yazının linki ise,  

http://cumhuriyetciulusalhareket.blogspot.com/ 

Bu kez Milliyet Blog Köşemizden, bu husustaki düşüncelerimizi sizlerle paylaşmak arzusundayım. 

ASKERLİK OLGUSU, BİR KURUM OLARAK “ASKERLİK” ÜZERİNE DÜŞÜNCELER  

Yedinci Bölümden Devamla  

Bölüm 8 

Parayla ne kadar sadık olunursa o kadar sadık olan askerler dersek de yanlış olmayacaktır. Paralı askerler yetkileri olan fakat sorumlulukları olmayan askerlerdir… Tahsil ve sosyal kültür, örf adet ve diğer insani vasıflardan öte, güç, kaba kuvvet, vücut direnci, savaşma taktik ve tekniklerini taşıyabilme becerileri bu görevde bulunanlarda aranacak özelliklerin öncül olanlarındandır. 

Bunlar parayı verenin istediği her şeyi yapabilecek yetenekteki silah kullanma ve savunma savaşma, dövüşme teknikleri kazandırılmış sakin duran ancak anında saldırganlaşabilecek kişilikler olarak karşı karşıya her an gelinebilecek insan tipleridirler. 

Bunlar için var veya yok olan parasal tatmindir. Siyasetin bunlar üzerindeki yegane gücüde bu tatmin etme ve edilme arasında yer alır. 

Paralı askerlerin tabirimizi mazur görünüz ki, esas kişisel seyri para üzerine kurgulu olduğu içindir ki, bunlar paralarını alamazlarsa veya önerilen paradan daha az alırlarsa kuduz köpek gibi olurlar. Emre itaatsizlikler, başkaldırılar, bilinçli yenilgiler, bilgi ve istihbaratın deşifre edilmesi vb. unsurlar ilk göze çarpacak olan tepkileri olacaktır.

Paralı askerlerin “Lejyonerler” tarihine göz attığımızda ana merkezinin Fransa'da olduğunu görmekteyiz. 

Burası amacı dövüşerek, savaşarak para kazanmak olan kişilerin, Paris’teki askeri birliğe giderek kulluk için başvurdukları bir mekandır. 

Amcasız ve sert katı eğitim teori ve tekniklerinin içerisinde zaten sorunsalı bulunan kişilikleri tamamen vahşi bir dönüşüme uğrayarak, bu eğitim alanlarından saldırganlaşmaları gereken yerlere götürülen teçhizat konusunda da ehil sözde insan, esasen vahşet guruplarıdırlar. 

Bunlar yeter ki güçlü bedensel yapıya sahip olsunlar Fransa’nın muhtelif yerlerinde var olan lejyoner kamplarının muhtemelen kuvvetli adayları arasındadırlar. Buraları, başvuru yapanlar arasında kriterlere uygun görülenlere ülkesi yada milliyeti ne olduğuna bakılmaksızın hoş geldin denilen bir kamp yeridir. 

Sorulan ilk soru kendi isminde mi yoksa başka bir isimde mi Fransız pasaportu istersin? 

Daha sonraki süreçlerde, çok sıkı olarak metodik olarak yürütülen altı aylık eğitimler sürecinde kişilerin hem savaş eğitimi almaları hem de Fransızca öğrenmeleri sağlanmış olur. 

Bunlar, en az beş yıl devamlı izinsiz dünyanın her yerine savaşa giderler. yüzde elliden fazlasının 20 yıllık bir emeklilik sürecini tamamlaması bile söz konusu olamaz ve eğitim zayiatı olarak, bir meçhul olarak ölmüş olurlar. 

Bunlara parayı aldıklarından emir alan, hayvani düşünce yapısındaki insan azmanları dersek esasında en doğru tanımlamayı yapmış oluruz. 

Paranın ve paralı iktidarın resmen saldırgan köpekleri gibi verilen emirler realitesinde o emrin gereğini yapar ve hiçbir şekilde vicdani bir sorumluluk veya ezinç yaşamazlar. 

Geçmiş yıllarda, ABD’nin Vietnam’daki savaşı öncesi de bu lejyoner denilen Fransız askerleri bu mahallerde bulunmuş ancak başarılı olamamışlardır. Çünkü bunların ne milli şuuru, ne vatan sevgisi, ne bayrak inançları vardır.  

Bu anlatımlarımızın hiçbirisinde abartı ve aşırı mizansen yoktur. 

Askerliğin parayı veren düdüğünü çaldırır şeklidir. 

Bu modelin Türkiye için uygulanmasına soyunanların tek ve ortak ABD paydası ve payandasındaki gayeleri askerin içerisine girmektir. Askeri birliklerde yatıp kalkmaları yeme içmeleri yani sosyal statüleri gereğince yaşam alanları askeri birlikler ve kışla alanlarıdır. 

Bir vücudun içine giren zararlı bir virüs, en sağlıklı insanı nasıl ölüme sürükleyebilmekte ise, geçmiş süreçlerinde yarar görmeyerek tasfiye edilen uzman askerliğin sonrasında siyasi hesapların desteği ile yeniden meşrulaştırılması da, askerlik içerisindeki belirgin bölünmenin önünü açan ayrı bir sorunsaldır. 

Erat, Uzman Erat, Astsubay, Subay, Kurmay bunların aşağıdan yukarıya, yukarıdan aşağı bakış mesafeleri arasındaki belirginlikler en çok siyasi kargaşa azmindekileri hoşnut etmektedir. 

Böl ve yönet..! 

Günümüzde, Türk Silahlı Kuvvetleri üzerine her türlü yılgınlık baskılarını ve aymaz açıklamaları yapabilen iktidar mensupları, siyasi olduklarından rahatlıkla ağız değiştirebilen bir yapıda bulunduklarından dolayı, bugün yarın askere vuracaklar, sonraki gün biz öyle demedik, diyerek sırt sıvazlayacak tıynetin tamı tamına anlam karşılığıdırlar. 

Polis üzerinden oynanan girişimler en had safhalarıyla günümüzde gelişim sürecinin üzerinde, imtiyazlı siyasi bir mesleki misyonun yaratılmış olduğunda görülebilmektedir. Polislerin askerlik hizmetinden muaf tutulmaları durumun somut izlencesidir. 

Bu gidişte olan ülkelerde millet-polis ve millet-asker bölünmeleri, darbeciler, darbe karşıtları, askeri sevenler, polisten nefret edenler, polisi sevenler, askeri istemeyenler gibi türlü hezeyanlarında önünü açmaktadır. 

Gidişatın geleceğin aynası olduğunu görmemek, duymamak ve bu hususlarda bir şeyler söylememek gibi tanımlamaya uygunsuz kalmak ve üç maymunu oynamamak istiyor isek, ülkemizin ulus bütünlüğünün Cumhuriyetimizin temel prensibi olduğunu asla unutmamalıyız. 

Bu yazılarımızın genel amacı da, son yıllarda, özellikle iktidar partisinin, Türk Silahlı Kuvvetleri üzerindeki, yıldırma politikalarının gaye ve hedeflerinin neler olabileceğini anlatmaktan ziyade, sizleri bu alanlarda bilgilendirmek yoluyla, düşünsel ufkunuzda çağrışımların oluşmasını sağlamak ve kendi değerlendirmelerinizi kendinizin yapmasını sağlayabilmek olacaktır. 

DEĞERLİ OKURLARA ÖNEMLİ NOT: 

Birinci bölümünden bu ve sonraki bölümler dahil olmak üzere, sizler de yorum, görüş ve düşüncelerinizi aşağıdaki eposta adresine iletirseniz, yazımızın son bölümünün ardından yorum, görüş ve düşüncelerinizi de yayınlayarak mevzuu zenginleştirerek sonlandırmış olacağız. 

“ATATÜRK’Ü BİTİRMENİN YOLU, ASKERİ BİTİRMEKTEN GEÇER”  

“ASKERLER VURULUNCA DEĞİL LEKELENİNCE ÖLÜRLER”  

…… 

…. 

… 

Kaynakçalar: Türkiye Ve Dünyanın En Kapsamlı Atatürk Sitesi http://www.ataturksitesi.com
Yurt Sevgisi Eğitimi, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Basımevi, Ankara, 2003
Cenk Özgen, Türkiye’de Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu, Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2006 

…… 

…. 

… 

Prof.Dr Öner SAMANLI 

ANKARA – 2011 

…. 

… 

… 

SÖZDE DEĞİL ÖZDE, ROZETTE DEĞİL YÜREKTE,  

TÜRKİYE VE DÜNYANIN EN KAPSAMLI ATATÜRK SİTESİ  

KURUCU EDİTÖRÜ 

http://www.ataturksitesi.com 

E-BİLGİ İÇİN: siyasetgundemi@hotmail.com 

Yazarın Dipnotu: 

Milliyet Blog sayfalarımdaki yazı ve resimlerim, Yazar ismi ve Link verilerek alıntı yapılabilir. 

5846 sayılı, FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU Telif Hakları Yasası kapsamındadır. 

Yazılarımın tüm telif hakları, “CUMHURİYETÇİ ULUSAL HAREKET” adına, http://www.siyasetgundemi.com aittir. 

 
Toplam blog
: 295
: 3087
Kayıt tarihi
: 22.08.08
 
 

Prof.Dr. Öner Samanlı, yıllarını eğitim ve öğretim faaliyetlerine adamış, birçok bilimsel makalen..