Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Kasım '14

 
Kategori
Edebiyat
 

Atı yorgun olan şair Tanyal Sünbül için

Atı yorgun olan şair Tanyal Sünbül için
 

Kahramanmaraşlı şair Tanyal Sünbül ( 1942- 2014 )


Tanyal Sünbül (  1942 – 2014), Geçen Ağustos’ta öbür âleme gönderdik. Yanılmıyorsam aynı ayda Bekir Sıtkı Erdoğan’ı da yitirdik. Yine Aşık Şeref Taşlıova, Gazeteci-yazar İsa Kayacan ve ardından Eskişehirli  şair Rasim Köroğlu‘da veda ettiler…Yolları açık ve aydınlık olsun, hepimizin gideceği yerlere bizden daha erken gittiler… A.Rahim Karakoç’a ve Neşet Ertaş’a kavuştular. Tansal Sünbül, uzun yıllar Kahramanmaraş’ta yayımlanan Alkış dergisinde yer alan yazı ve şiirleriyle tanıdım. Yüz yüze gelmek kısmet olmadı.  Ancak Alkış dergisi vasıtasıyla görür gibi oldum. Yazılarını çoğunlukla şiirlerini hep bu dergide okuduğumu belirtmek isterim. Değinilerinden daha çok şiirleri vardı. Şiir vadisinde çalı, çırpı bulamazdınız.

 Alkış’ın 78. sayısındaki Sayın Serdar Yakar, Sayın Cemal Nar ve Sayın Sıddık Elbistanlı’nın duygusal yazıları adeta beni çok etkiledi ve gözlerimi yaşarttı. Vefatına çok üzüldüm. Bugün 13 yıl ve 78. Sayıya ulaşan Alkış Dergisi ( Kasım-Aralık 2014 ) hem kuruluşunda ve hem de yayımlanmasında büyük etki ve yardımları olduğunu yazıyorlar. Ben de bunlardan etkilenerek birkaç cümle yazayım dedim. Hiç olmasa böyle bir yazı nedeniyle Tanyal Sünbül’ü de saygıyla ve rahmetle anmış olacağız. Nerden nereye? Sevgili Tanyal Sünbül için böyle bir yazı yazacağımı asla düşünmüyordum. Demek ki güzel ve erdemli insanlar yeri gelince böylece anılır. Tabi bunu da yazarken Kahramanmaraşlı hemşerilerimizden ve yazın erlerinden izin alarak bu bahçeye giriyorum. Sakın beni “destursuz bağa girenlerden” saymayınız… Bir başka yazımda da yazmıştım ben bir yerde Maraşlıyım ve kendimi Maraşlı sayıyorum. Çünkü Maraş toprağını sevenlerdenim. Çünkü Maraş’ın Milli Mücadele’de onurla yapılan hizmetleri vardır. Bundan dolayı kahramanlık madalyasını alnının teriyle almaya hak kazanmıştır. Sırası gelmişken bu kentin kurtarılmasında emeği geçen tüm şehit ve gazilerimizi saygıyla ve rahmetle anmam isterim. Bunun ötesinde Kahramanmaraş bir kültür merkezidir. Hatta bu kente Türk şiirinin başkenti diyenler vardır. İşte ben bu duygu ve düşüncelerle bu vadiye indim. Aslında 14 yıla yaklaşan bu zaman dilimi içinde bin bir sıkıntılardan sonra Alkış dergisini yetiştirenlere  başta Sayın Dr. Oğuz Paköz, Nihat Yücel, Serdar Yakar, N.Ece Paköz ve tüm yönetim kurulu üyelerine ayrı ayrı teşekkür etmek istiyorum. Ayrıca maddi ve manevi yönden katkıda bulunanlarda, bu derginin yaşamasında omuz verenlerde şair ve yazarlarına değin Kahramanmaraş Kültür Evi adına bu erdemli hizmetlerinden dolayı ne denli teşekkür etsek azdır. Sağ olsunlar, var olsunlar diyorum.

Sayın Serdar Yakar, bir ( Sayı: 78 ),yazısında şöyle der: “Tanyal Sünbül’ü ben Alkış dergisi aracılığı ile tanıdım. Rahmetli Şevket Yücel ve yine rahmetli Ömer Kaya hocalarımızın da aralarında bulunduğu bir grup gönüldeşin ortak bir kararla kurduğu Kahramanmaraş Kültür Sanat Evi Derneğinin yayın organı olarak çıkmaya başlamıştı Alkış 2002 yılının Mayıs ayında. Derneğin kuruluşunda bilfiil bulunmamla birlikte 28 Şubat sürecinin devam eden davaları nedeniyle derginin ilk sayılarına bir katkı sağlayamamıştım. Zaten dergi de Dr. Oğuz Paköz’ün kanatları altında doğmuş ve her geçen gün gelişerek büyüyordu. Tanyal  Sünbül de Oğuz beyle  olan dostluğu münasebeti ile olsa gerek  daha ilk  sayılardan  itibaren şiirleri, değinileri ve hatta kapak resim çalışmaları ile dergiye katkı sağlıyordu.” ( 1 )  

Sayın Serdar Yakar’dan sonra Sayın Cemal Nar “ Perili Köşk “ yazısında anılarını sergilerken yazısının bir bölümünde sözü Tanyal Sünbül’e getiriyor ve şunları yazıyor:

’ Bu arada Tansal Sünbül ağabey de davetliymiş. Artık onun meşhur âlim ve şair Sünbülzade’nin torunlarından olduğunu ve serbest vezinde şiirler yazdığını biliyor ve daha çok seviyorduk. Ama o hâlâ bizi bilmiyordu. İşte şimdi tanışacaktık. Nihayet o da geldi yanımıza. İlk geldiğinde ve masadakilerle tek tek tokalaşırken, ikide bir bana garip ve ürkek bir şekilde bakıyordu. Yaşar Hocam tanıştırırken “ bu da şehrimizin Şeyhu’l İslam’ı Cemal Hoca” dedi.Tanyal abi  şaka mı ciddi mi, belli olmayan bir üslup ile “ ben bundan korkuyorum “ dedi... Sakalımın heybetini kasdetti sanırım. Üstelik tek sakalı da bendim orada. Elini uzattı tokalaşmak için. Ben elinden tuttum ve kendime çekerek kucakladım onu “ Korkma! Burada eski tanıdığın benim” dedim. Kendisi de ister istemez ama biraz ürkek kucakladı beni. Karşımdaydı şimdi. Hal, hatır sordum, Hâlâ sakin ve tedirgindi. Yaşar Hocam “ hele anlat bakalım, sen nerden bunu en eski tanıyan oluyorsun. Halbuki Maraş’ta bunu en eski ve en iyi tanıyan benim sanırdım” Sonra ona döndü , “ sen bunu tanıyor musun ?” dedi.  O da yok deyince, herkes bakmaya başladı.( 2 ).

Sayın Cemal Nar Hocamızdan sonra Sayın Sıddık Elbistanlı’nın “Değini” görüşlerinde “Bir Yoldaşımızı Daha Kaybettik” başlık uzun soluklu yazısı bir hayli benim ilgimi çekti. Tanyal Sünbül’ün ta küçük yaşlarda futbolculuğu döneminden beri tanıdığını yazıyor. Özellikle Alkış’ın yayımlanmazsında büyük katkıları olduğunu şöylece yazıyor.

” Biliyorsunuz, bir derginin, bir derneğin en önemli sorunu ekonomik yüküdür. Bu yükü ağırlıklı olarak Sayın Dr. Oğuz Paköz’ün yıllarca kahramanca yüklendiği herkesin malumudur. Alkış dergisinin ikinci kahramanı, kimdir derseniz bana; işte, Tanyal Sünbül arkadaştır derim size. Bu anlamda o tam bir fedakâr adsız kahramandır. Yıllarca buraya yüzsuyu dökerek reklam dinlenmiş, Alkış’ın hemen çok sayısına bir yerlerden bir reklam bulmuş, matbaa ve dizgi masraflarına mutlaka bir miktar katkı yapmıştır” diyor Sıddık Elbistanlı.(3)  

Tanyal Sünbül’ün pek hoşuma giden şiirlerinden biri “ AKATLAR YAZISI “ başlık uzunlu soluklu bir şiiri vardır Alkış’ta. Şairimizin bu anlamlı birkaç dizesiyle dizeyli anmak istiyorum:

Elim ayağım buz kesiyor

Üşüyordum

Akatlar ovasında

Atımın yelesinde ellerim

Yeşile doymuş toprağın harı vuruyordu yüzüme

Rüzgârımdan ekinler eğiliyor

Döke saça yol alıyordum

Terli testisinden su içtiğim nur yüzlü bir ananın

Bazlaması dar yetiyordu açlığıma

Bir ardıç gölgesinde

Ya da salkım söğütlü bir su kenarında

Seni buluyordum yamacımda

Yangınlar başlıyordu içimden yeniden

Beyaz atlar ovasında naçar

Kaçmak isterken sana varıyordu yolların sonu

Bir başka esiyordu rüzgâr

Akatlar yazısına ağır bir akşam çöküyordu

Ve hiçbir şey güzel değildi eskisi kadar

Biliyordum

 

Atım yorgun ben yorgun

Üşüyordum.

( Alkış S: 55,Ocak- Şubat 2011.s.14 )

  Bundan da anlıyorum ki Tansal Sünbül’ün Alkış’ın bugünlere gelmesinde Sayın Dr. Oğuz Paközle birlikte önemli ölçüde katkıları olmuştur.  Onun için Tanyal Sünbül için neler yazılsa ve neler söylerse yeridir. Ben de bu amaçla bir iki satırla anayım dedim…Özellikle merak ettim Tansal Sünbül Alkış’ta neler yazmış? Arşivimde ve kütüphanemde ciltleterek sakladığım Alkış Dergisine tek tek baktım. Genelde daha çok şiirler yazdığını gördüm. İşte gözüme çarpanları Alkış’ta yer alan şiirleri ve derginin sayı ve sayılarıyla birlikte sunuyorum. Belki bu konu da araştırma ve inceleme yapanlara bir katkım olur diye düşünüyorum:

ALKIŞ Dergisinde yer alan yazı ve şiirlerinden bazıları:

“ Yitik İstanbul ( şiir ),Alkış, S: 2, Temmuz 2002, Memleket Gurbet ( şiir ), Alkış, S: 5, Ekim 2005, Çocuk ( şiir ),S: 11, Gülten Akın’ı Anarken, S:20, Mart- Nisan 2005, İşkence ( şiir ), S:21, Mayıs- Haziran 2005, Bir Güzel İnsan ( Kadir Akman ) Alkış, S:22, Temmuz- Ağustos 2005, Deli Beyaz ( şiir )  Alkış, S: 23, Eylül 2005, Şevket Hoca’yı Anarken, Alkış S:25, Ocak- Şubat 2006, Fırtınayla Gelen ( şiir ), Alkış, S.33,Mayıs-  Haziran 2007,  Sahilde Gece ( şiir ), Alkış,S: 35, Eylül- Ekim 2007, Biraz İstanbul ( şiir ), Alkış,  S. 36,  Kasım- Aralık 2007, Zor İşlerin Adamı ( şiir),  Alkış, S: 42, Kasım- Aralık 2008,Kan Uykusu ( şiir ), Alkış, S: 37, Ocak – Şubat 2008,Bozkırda ( şiir ), Alkış, S. 51, Mayıs- Haziran 2010, Ankara Garında Bir Kadın, Alkış, S: 52, Temmuz-Ağustos 2010, Düşüncenin  ( şiir ), Alkış, S:53, Eylül-Ekim 2010, Sonbahar Yorgunu ( şiir), S: 54, Kasım- Aralık 2010, Katlar Yazısı (şiir), Alkış S: 55,Ocak- Şubat 2011, Devrimcinin Türküsü ( şiir), Alkış, S: 57, Haziran 2011, Pencereden Bakan İhtiyar, Alkış S. 58,Temmuz-Ağustos 2011, Eski idi Sanılan Zaman ( değini ),Alkış,S: 64, Temmuz-Ağustos 2014, Ayna’da ( şiir ) Alkış, S:66,Kasım- Aralık 2012,  Bir Nefes ( şiir ), S: 67,Ocak- Şubat 2013, Kar Yağıyor ( şiir ),Alkış, S:68,Mart- Nisan 2013, Göçebelerin Aşkı (şiir), Alkış, 69,Mayıs- Nisan 2013,Tereke ( şiir , Alkış, S: 70, Temmuz-Ağustos 2013,  Prizma ( şiir ),Alkış, S: 72, Kasım-Aralık 2013. Veda, Aşk Mevsimi, Usta, Tereke, Dörtlükler ( şiirler ),  Alkış, S: 78,Kasım- Aralık 2014. Gibi şiirlerini görüyoruz. Tabi hepsini alamadım.

Tanyal Sünbül hakkında araştırma ve inceleme yapacaklar için belki bir katkım olur diye hiç üşenmeden evimin kitaplığını süsleyen Alkış’tan derleyerek sizlere sunmaya çalıştım. Tanyal Sünbül şiirlerinde açık, duru ve yalın bir Türkçe kullanılıyor. Şiirlerinde acılarını, özlemlerini, hayallerini, dostluk, arkadaşlık penceresinden bakarak hiçbir kimseyi kırmadan kendi özgü bir yorumla sergilemeye çalışıyor. Şiirlerinde dikenli söz ve zamanı geçmiş sözcükleri bulamazsınız. Genelde serbest ve özgür yazıyor. Şiirlerinde hece vezinli veya halk şiiri tarzında yazmak kaygısı yoktur.

Başta Kahramanmaraş Valiliği ve Belediyesi olmak üzere, TANLAY ailesi ve Alkış yazı ailesinden ricam: Tanyal Sünbül’ün şiirlerinin bir kitapta toplanmasıdır. Gelecek kuşaklar Tanyal Sünbül’ü tanımalarını sağlık veriyorum. Bunlar bizim milli değerlerimizdir. Şair Tanyal Sünbül’ü saygıyla, rahmetle anıyor tüm sevenlerine ve başsağlığı diliyorum. Işıklar içinde yatsın diyorum. Mekânı cennet olsun diyor ve sözlerimi kendisine, torunlarına armağan ettiğim bir dörtlüğümle bağlamak istiyorum.

                O Kahramanmaraş’ta bir sevilen gül idi

Alkış’ta severek aradığım son gül idi

Aniden uçup gitti, dostlarına kavuştu

Başaklar arasında seçilen sümbül idi.

                                                Abdülkadir GÜLER

                                               07 Kasım 2014- Söke 

---------------------------------------------------------------------------------------

1-Serdar Yakar/ Sürüp Gelen Bir Şiir Damarı ve Tanyal Sünbül- Alkış dergisi

S:78, Kasım- Aralık 2014,S.18-19

2- Cemal Nar, Perili Köşk, Alkış S. 78, Kasım- Aralık 2014.s23

3 -Sıddık Elbistanlı, Bir Yoldaşımızı  Kaybettik, Alkış S:78, Kasım- Aralık 2014,.s.26-27

 

 

 

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..