Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mart '11

 
Kategori
Spor
 

Aykut Kocaman'ın ustalık sınavı

Aykut Kocaman'ın ustalık sınavı
 

Cuma akşamı Kazım golü attıktan sonra kendisini kaybedip soluğu Fenerbahçe yedek kulübesinin önünde aldı. Hedefindeki kişi Aykut Kocaman’dı ve golüyle kendisini vurduğunu işaret ediyordu.

Bu hareketin tercümesi veya anlamı ne olabilir?

“Ben iyi futbolcuydum ve sen benim değerimi bilemedin, şimdi senin takıma golümü atıyorum. Anladın mı benim farkımı?”

Oysa Ocak ayında gazetelere verdiği söyleşilerde Fenerbahçe formasını ve armasını hiç öpmediğini, hiçbir zaman tam Fenerbahçeli olamadığını, Galatasaray’a gelmekle en doğru işi yaptığını; hatta Fenerbahçe tercihinin yanlış olduğunu söylemişti.

Aykut Kocaman’a hareket çeken Kazım mı gerçekti yoksa o açıklamaları yapan kişi mi? Mademki Fenerbahçe yanlış bir tercihti o zaman neden Aykut Kocaman’a hareket çekiyordu?

Kazımla giriş yaptım; ancak konunun merkezinde Aykut Kocaman var.

Aykut Hoca, Kazım’ın hareketleri karşısında hiç tepki vermedi. O an kafasında muhtemelen golü Kazım’ın atmış olmasından başka şeyler vardı.

Spor böyle bir şeydir. Bir bütün halinde bedeninize hâkim olacak; kontrolünüzü kaybetmeyeceksiniz, etkilenmeyeceksiniz.

Kazım o hareketi yaptığı sırada Fenerbahçe yedek kulübesinden karşı bir eylem gelmiş olsa; ortalık karışsa, yumruklar konuşsa büyük bir olasılıkla aralarında Kazım’ın da bulunduğu birkaç futbolcunun ihracı söz konusu olacak, futbol kamuoyunun gündemi değişecek, derbinin yine karanlık tarafı ön plana çıkacaktı.

Aykut Kocaman’ın Arena’da dimdik ve tepkisiz duruşu bu derbinin en önemli detaylarından biriydi.

Maçın sonunda futbolcuların yaptığı açıklamalardan öğrendik ki Aykut Hoca bununla sınırlı kalmamış. Devre arasında istedikleri oyun düzenini kuramamış, alışılmış Fenerbahçe kimliğinin çok daha altında bir futbol oynayan, rakibin ve özellikle de taraftarının baskısı altında bocalamış oyuncularının panik havasını bir sönümleyici gibi dağıtıp, sakin ve sabırlı olmaları yönünde konuşma yapmıştı.

Belki de bu konuşma gitti denilen bir maçın geri dönüşüydü.

Aykut Kocaman kendisini ispat etme ihtiyacı duyan bir teknik adam değildir. 1998 yılından bu yana fiilen bu işin içindedir. Kuşkusuz bu süre içinde adını ön plana çıkaracak bir başarıya sahip olmaması kariyeri bakımından eksikliktir.

Sezon başında takım içinde bir iktidar mücadelesi yaşandı. Bunun taraflarını açık bir şekilde konuşmamızın bir anlamı yok. Aykut Kocaman ilk yarı boyunca bu mücadeleyi inişli çıkışlı bir dalgalanmayla tek başına verdi. Yönetim uzunca bir süre izlemeyi, müdahale etmemeyi tercih etti. Kadronun kalitesi ortadaydı ancak basit bir iktidar mücadelesi başarının önüne geçiyordu. Santos’un açıklamaları ve Alex’in internet sitesinden verdiği mesaj kelimenin tam anlamıyla bir itiraf niteliğindeydi ve yönetimin tedbir alması gerektiği yönünde çok önemli bir uyarıydı.

Antalya kampında neler yaşandığını, konuşulduğunu bilmiyoruz. Ancak dışarıdan izleyebildiğimiz Aykut Kocaman’ın şemsiyesi altında takımın kaynaşması yönündeydi.

Dokuz maçlık serinin en zor ayakları İnönü ve Arena’daydı.

İnönü’de kaptan Alex’in ön plana çıktığını gördük. Ancak Arena Aykut Kocaman’ın ustalık sınavıydı. Bu sınavı futbol kamuoyu önünde vermedi; futbolcularının gözünde büyüyerek geçti. Bu da çok önemli bir detaydır.

Artık Fenerbahçe takımının futbolcusu biliyor ki zor zamanlarında kafalarını kenara çevirdiğinde orada içinde bulundukları sıkıntıdan kendilerini kurtaracak bir teknik adam duruyor. Bunun daha büyük bir başarıya dönüşüp dönüşmeyeceğini yaşayarak öğreneceğiz.

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..