Bahtsız gelin.

Güneş çapkın delikanlı.

Badem ağacı alımlı güzeller güzeli genç kız..

Nasıl olduysa güneş aşık olmuş badem ağacına..

Parlaklığından yüzüne bakamasa da, sıcaklığı içini ısıtsa da badem ağacı karşılık vermemiş güneşin aşkına.

Güneş araya önce rüzgarı sokmuş, ardından yağmur aracı olmuş;

“Uzun boylu kavağı seviyorum” demiş badem ağacı, gelenleri geri çevirmiş.

Kavakla badem çocukluktan tanırlarmış birbirlerini, deli gibi de severlermiş…

Kavak kıskanmış badem ağacını..

“Sen yüz vermesen güneş buna cesaret edemezdi” demiş. Ayrılmış.

Bu sebepsiz ayrılığa günlerce ağlamış, yemeden içmeden kesilmiş badem ağacı… Kurumaya yüz tutmuş..

Mağrur Kavak eğilip bir kez bakmamış..

Bir gece yorgun bir bülbül konaklamış badem ağacının zayıf dalları arasında…

Bakmış badem ağlıyor nedeni sormuş..

Badem anlatmış olanı biteni..

Kavağa kızmış bülbül… “ Seni sevmeyeni sen de sevme, seni istemeyeni hiç isteme! Bak haline kurumak üzeresin, yarından tezi yok boş ver kavağı dön yüzünü güneşe” demiş..Bademin aklını çelmiş.

Ertesi gün Badem Güneşin aşkına karşılık vermiş.. Yalnız hemen evlenmek istemiş..

“ Tamam” demiş güneş “sen nasıl istersen..”

Düğün günü, çiçek açmış badem ağacı gelinliğini giymiş..

Havanın soğuk ve karlı olmasına rağmen herkes gelmiş de

Güneş kendi düğününe gelmemiş…

Çiçekleri donana kadar beklemiş badem gelinliğini çıkartmamış….

İşte O gün bu gün…

Kavakta da boy vardır üstüne kargalar s..çar

Avare badem, güneşi ilk görüşünde gelinliğini giyer, çiçek açar….