Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Temmuz '10

 
Kategori
Sinema
 

Bir resme aşkın hikâyesi (Sevmek zamanı filmi)

Bir resme aşkın hikâyesi (Sevmek zamanı filmi)
 

Sevmek Zamanı afişi


1965 yapımı usta yönetmen Metin Erksan’ın bir filmi. Ne gariptir ki Sevmek Zamanı çekildiği yıllarda dağıtımcı bulamadığı için gösterime girememiş. Avrupa sinemalarında seyredilme imkânı bulanların yardımıyla keşfedilen bu film geç de olsa sinema tarihindeki hakkettiği yeri almıştır.

Senaryosunu Metin Erksan ve Kemal Demirel’in yazdığı, Müşfik Kenter’in(Halil), Sema Özcan’ın(Meral), Fadıl Garan’ın (Mustafa) ve Süleyman Tekcan’ın (Başar) önemli roller aldığı film boyamak için girdiği bir evin duvarında asılı kadın resmine âşık olan boyacı Halil'in ve resmin sahibi Meral'in hikâyesidir. Halil (Müşfik Kenter), adada ustası Mustafa'yla (Fadıl Garan) birlikte boyacılık yapmaktadır. Bir gün boyamaya girdiği boş köşklerden birinin üst katında, duvarda asılı bir kadın resmi görür ve resme âşık olur.

Film, Halil’in resmi seyretme amacıyla tekrar köşke girmesiyle başlar. Duvara asılı resmin karşısındaki koltuğa geçer, sigarasını yakar ve âşık olduğu resme dalar. Halil orada iken Meral arkadaşlarıyla hafta sonunu geçirmek için köşke gelirler. Neşeyle girdikleri köşkte sesler duyarlar. Arkadaşları sesi geldiği yere yönelmekten çekindiklerini söyleyince Meral gider salona. Salonun açık pencerelerinden salonda oturan bir adam görür. İçeri girer, Halil’le ilk karşılaşmasıdır. Aralarındaki birkaç cümlelik diyalogdan sonra Halil köşkten ayrılır.

Olaydan etkilenen Meral birkaç gün sonra Halil ve Mustafa’nın bulunduğu yere gider. Halil yoktur. Mustafa Meral’e Halil’in o resme olan aşkını anlatır. Halil gelir odada Meral’i görünce kaçar. Meral onu limonlukta bulur. İlk derin konuşmalarıdır. Meral, Halil'in kendisine âşık olduğuna inanarak bu aşka karşılık verir.

Oysa Halil, Meral'e değil, onun resmine aşıktır ve Meral’in aşkına karşılık vermez. Köşke dönen Meral duvardaki resmini alır ve Halil’e götürür, bir zaman sonra da adadan ayrılır.

Meral Halil’i hâlâ unutamadığı için kendisini çok seven Başar’a dürüst olmak adına durumu anlatır. Başar bunu bir türlü anlamaz. Öte yandan ustası Mustafa, Halil’e yaptığının doğru olmadığını ve mutlaka Meral’e gitmesi gerektiğini söyler. İkna olan Halil Meral’i bulmak için İstanbul’a gider.

Meral’i bir atış poligonunda bulur ama Meral’in dünyasını anlamadığı için aşk yine yolunu ve dilini bulamamıştır. Tam oradan ayrılırken Başar’ın arkadaşları tarafından dövülür Halil. Nihayet aşk kazanacaktır. Evlenmek kararıyla Meral’in babasının yanına gider Halil. Meral’in babasının son cümleleri (zengin kız-fakir erkek açmazı) Halil’in tekrar ayrılık kararı almasına sebep olur.

Aşk kaybetmek üzeredir çünkü Meral Başar’la evlenmek üzeredir. Bu haberi alan Halil gelin elbiseli bir manken alır, Meral’in resmiyle birlikte mankeni kayığa koyarak göle açılır. Halil’i bir türlü unutamayan Meral gelinliği ile gölün kıyısına gelir. Halil kıyıdaki kadını, Meral’i, görür ve kürekleri ona doğru çeker. Meral kayığa biner. Kayıktaki resim ve mankeni göle atar Meral.

Aşk içredirler ki “uslanmaz aşık” Başar gelir kıyıya. Birkaç tereddütten sonra arabasından aldığı dürbünlü tüfeğiyle gölde “vuslat”a kürek çeken âşıkları öldürür.

Bir not: Diyalogun pek olmadığı filmde (günümüzdeki Zeki Demirkubuz ve Nuri Bilge Can filmleri gibi) sürekli yağan yağmur, ada görüntüleri ve tabii ki göl alıp götürüyor insanı.

Meraklısına: Filmi nereden mi bulabilirim, diyorsunuz. Diyeyim: İnternette kısa bir yolculuğa çıkarsanız 700MB’lik filmle bir yerde karşılaşabilirsiniz.

 
Toplam blog
: 300
: 1022
Kayıt tarihi
: 13.06.10
 
 

Tarih, edebiyat, şiir, dil ..