Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ekim '08

 
Kategori
Blog
 

Blog'da Dostluğa çağrı..

Blog'da Dostluğa çağrı..
 

Eğitimli insanlara saygılıyım, ukalalıklarına tepkili...

Yapıcı eleştirilere saygılıyım, doz aşımına uğratanlara kızgın.

Bilgiçlik taslayanları anlamaya çalışıyorum, bilmediğini bilmeyenlere üzgün.

Öfkesi, ihtirasları, aklını esir alanlara acıyorum, nefsine hâkim olamayanlara sinir.

En iyi ben biliyorum, en doğru benim düşüncelerim, en çok okunan ben olmalıyım, dikkat çekmek için seçeceğim başlıklar, kullanacağım resimler sıra dışı olmalı, hep "en" olmalıyım, en anlaşılmayacak sözcüklerle cümleler kurup, içine de yabancı sözcükler katıp entelim havasını vermeliyim, nasıl olsa diploma, sertifika soran yok en kültürlü ben olmalıyım, her şeye muhalefet yapıp en tartışma konusu üreten ben olmalıyım...

B(en) hep ben... Daima ben...

İçimden iki satır birşeyler karalamak gelmiyor artık. Yanlış anlaşılma korkusundan klâvyem özgür değil...

Her insanın farklı kişilik yapısında, farklı karakterde , farklı yaşam biçiminde ve değişik kültürlerde olduğu bu camiada didişmelerin, itişmelerin, kakışmaların nedenini anlamıyorum... Anlamak istemiyorum.

Anadolu'nun bağrından gelip yazan bir blogger'ın imlâ hatasını ya da büyük şehirlerden olup aynı hatayı yapan bir kişinin neden kınandığını anlamıyorum...

Şiir yazanın, -kendini şair görmediği sürece- neden örselendiğini çözemiyorum.

Sevgili blog arkadaşlarım, insanları hatalarıyla, kusurlarıyla kabul etmek çok mu zor ? Hepimiz burada geçici değil miyiz? Amacımız, kendi düşüncelerimizi, doğrularımızı e-günlüğümüz kanalı ile paylaşmak ise eğer, neden biz gibi düşünmeyen, yazmayan insanları dışlayıp, acımasızca kınıyoruz ? Beğenen okur, beğenmeyen okumaz. Saldırma hakkını bize veren kim ve hangi gerekçe ?

Vizyon sahibi yazanlar olduğu kadar olmayanlar da var. Yüksek Lisanslı olanlar kadar olmayanlarda.

Dünya'yı dolaşanlar, farklı kültürleri iyi bilenler kadar bilmeyenlerde. Bazen bir MB yazarı'nın bloğunu okurken çok zorlanıyorum. Hattâ bazen utanıyorum! Sıkı bir kitap kurdu olmama rağmen Orhan Pamuk'u okurken zor anlıyorum. Şimdi ben böyleyim diye o insanlar tu kaka mı olmuş oluyor ?

Uyruğum TC. Ama kendimi bununla sınırlamıyorum. Dünya Vatandaşıyım. Bir kum tanesi kadar olsam bile sadece yaşadığım coğrafya ile kısıtlamıyorum kendimi. Bu beraberinde bana hoş görü, sabır ve sevgiyi getiriyor. Farklı kültürlerin sentezi bir Ülke'de yaşadığımın farkındayım. Bu olgunun farkındaliğina varmış olmanın dostluk kavramını perçinlediğine inanıyorum.

Kim, ne, nasıl, ne renk, ne özellikte, ne yapıda ne zenginlikte olursak olalım gideceğimiz yer belli...
Götüreceğimiz şeyler de... Öfke biriktirmek, insan biriktirmekten daha mı kolay?

Sanal bir ortamda, birbirimizle göz temasımız bile olmadan, beden dillerimizi tartamadan, ağzımızdan çıkan sözcüklerin anlamını kavramadan, salt yazılanlara göre kişiler hakkında yorum yapmak, onları kategorize etmek, suçlamak, yargılamak, rencide etmek şık olmuyor diye düşünüyorum.

Burada, kişiler hakkında ki profil sayfalarını okuyorum çoğu zaman. Bir de yazdıkları blogları...
Taban tabana zıt görüntülerle karşılaşıyorum. Ekonomist olan bir bireyin, cari açığı yorumlayamadığına da tanık oluyorum, edebiyat öğretmeninin, noktadan sonra gelen cümleyi küçük harfle yazdığına da. Bazen emeğe saygımdan gülümsüyorum, bazen de dışlanmak korkusuyla abartılı bir profil yazdığı için üzülüyorum.

İnsanlara -kendileri gibi olma- fırsatı vermeliyiz bence. Ahlâk savunurken, ahlâklı mıyım? diye önce kendimize bakmalıyız..

Yazımda hiç kimseyi hedef almıyorum... Hiç kimseye de akıl vermek gibi - haddini aşma- saygısızlığında değilim. Tek bir amacım var. Polemiksiz, narsizmden uzak, diplomaların, sertifikaların, kariyerlerin gölgesinde yazılmayan makaleler ve dostça paylaşımlar...

Sevgi ve Saygılarımla.

 
Toplam blog
: 347
: 1365
Kayıt tarihi
: 31.10.07
 
 

İstanbul 25 Temmuz : /… İşletme tahsil ettim. Özel ilgi alanım olduğu için 2 yıl Psikoloji okudum..