Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Mart '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yara

Yara
 

Önce iskeletini oluşturmuştu okyanusun berrak sularına bırakacağı gemisinin… Hiç kimsenin dokunmasına izin vermemişti... Hem gemisini kendi yapacaktı hem de geminin sulardaki tek hâkimi olacaktı… Kullandığı tüm malzemelerle tek tek konuştu… Hepsine yüreğinden bir parça kattı…Aylarca hiç durmadan çalıştı.. Gemisinin her yerinde el izleri ve kendinden bir parça vardı…

Büyük gün gelmişti bembeyaz bir gelin gibi görünen gemi okyanusun o güzel maviliğine kavuşmuştu… Şöyle bir süzdü onca emek vererek yaptığı gemisini… Bembeyaz yelkenleri okyanusun maviliğiyle karışıp muhteşem bir görüntü sergiliyordu. Gülümsedi… “ Her şey yolunda”…

İlerlerdi belirlediği rotada… Hiç durmadan hiç arkasına bakmadan ilerledi… Gökyüzü mavi, okyanus maviydi… Mavi huzurun rengiydi… Şimdi yüreği, okyanusun serin sularında huzuru arayıp bulmuştu… Okyanus kendi derinliklerine alıyordu tüm yorgunluğunu… Ve huzurunu veriyor hiç düşünmeden şimdi ona… Gülümseyerek, dökülüyor dudaklarından yine aynı kelimeler “Her şey yolunda ve huzur yanı başımda”…

Güneşin o parlaklığını, okyanusun berraklığını esirgemeyeceğini ve gemisinin her zaman güçlü kalacağını düşündü… Oysa okyanusun hırçın dalgalarını kaldırabilecek kadar güçlü değildi… Yaparken kendinden bir şeyler kattığı, her santiminde bir anı yatan gemisi yüreği gibi kırılgandı… Fırtına yaklaşıyordu ve okyanus bu defa beklediği gibi davranmayabilirdi…

Yaşam gibiydi okyanusta… Yaşamın bir yüzü iyi diğer yüzü kötüydü… Okyanusun da berrak bir tarafı ve kontrolü kaybedip sürükleneceğin karanlık suları vardı… Çabalarsan iyiyi bulursun ve çabalarsan okyanus sana huzuru verir… Fakat hiçbir şey yapmadan bırakırsan sulara kendini bir gün gelip içindeki öfkeyi, kederi içine almaktan yorulacak ve seni karanlık sularına gönderecektir. Ve bu zaman gelmişti… Okyanus yorulmuştu. Fırtına yaklaşıyordu ve kocaman beyaz yelkenleriyle ilerleyen gemi ufaktan sarsılmaya başlamıştı.

Dalgalar tüm şiddetiyle çarpıyordu… Gelin gibi süzülen gemisi şimdi fırtınaya kapılmıştı. Rüzgâr yelkenleri kesip geçiyordu… Şimdi okyanusun karanlık sularıyla karşı karşıyaydı ve gemisi yara almıştı… Karanlık sular gemisine doluyor ve yüreği o tuzlu suyla yanıyordu…

Şimdi okyanusun karanlık sularında savruluyor bembeyaz inşa ettiği güzel gemisi… Öylece yönünü kaybetmiş bir şekilde derinliklere ilerliyor… Arkasına bakıyor karanlık… Ufka dönüyor yine karanlık… Okyanus bu defa gülümsemiyor yüreğine… Alıyor karanlık sularına kırılgan yüreğini… Şimdi “okyanus”, hem yüreğinde hem de batmaya başlayan gemisinde kocaman bir YARA…

Resim Kaynağı : http://www.chromasia.com/iblog/archives/0608152029.php

 
Toplam blog
: 194
: 1525
Kayıt tarihi
: 04.08.06
 
 

1981 yılında aslında istenmiyor olsam da geç alınan karardan dolayı hayattayım:)) Haritacıyım ve işi..