Galatasaray Hız Kesmedi

Turkcell Süper Lig 4. hafta kapanış karşılaşmasında zorlu Ankara deplasmanına çıkan Galatasaray ikinci yarıda oyuna giren Kewell ve Nonda ile galip gelmesini bildi.

Bir an “Ankara’nın taşına bak, gözlerimin yaşına bak, Cimbom puanı kaybederse, gözlerimin yaşına bak” şeklinde bir türkü tutturarak eve döneceğimi düşünmedim desem yalan olacak. Hakikaten de bir an ümitsizlikle ile yılgınlık arasında gittim geldim. Özellikle de ikinci yarının başlarındaki kısır oyunda... Plağı başa alım isterseniz…

Maçın ilk yarısı genellikle orta alan mücadelesi biçiminde geçerken, her iki takım da gol pozisyonlarına girmekte zorlandı. Galatasaray, özellikle Arda Turan ve Elano ile geliştirdiği ataklarla rakip kalede etkili olmaya çalıştıysa da savunma güvenliğini elden bırakmayan ve kalabalık savunma yapan rakibi karşısında fazla etkili olamadı. Zaten Galatasaray’ın bu tip savunmalarda zorlanacağını daha önce defaatle belirtmiştik (ben ve birçok kişi). Burada kilidi açacak Elano, Arda Turan gibi oyuncular da yakın markaj ile kilitlenince oyun otomatikman kilitlenmiş oluyor.

Ankaraspor oyunu daha çok kendi yarı alanında kabul ederek kontrataklarla gol arama düşüncesinde göründü. Zaten bu tip ekiplerdeki klasik oyun anlayışı bu şekildedir. Geride açık vermemeye alışırken kontralarla golü bulmaya çalışırlar. Tehlikeli pozisyonlar da buldular, ancak Leo Franco’nun iyi yer tutuşu golü bulmalarına engel oldu.

Karşılaşmanın ikinci yarısına da durgun başlayan Galatasaray girişteki marşı dilime dolamaya çabalıyordu. Tabi marşın orijinaline diyecek bir sözümüz yok, saygımız da sonsuz, hani yanlış anlama olmasın. “Futbolu savaş olarak mı görüyorsun uleyyn!” diye gıdıklamaya yeltenenler olabilir, ona binaen bu açıklamayı yapıyorum. Galatasaray ikinci yarı başlarında rakip kalede pozisyon bulmakta zorlandı. Ankaraspor “taş” gibiydi adeta. Hiç açık vermiyordu. Verdikleri açıkları da Galatasaray’ın gol ayakları bol keseden harcıyordu.

60. dakikada Baros-Elano ikilisinin yerine Nonda ve Kewell'ın oyuna girmesiyle hareketlenen sarı-kırmızılı takım maçın son yarım saatlik bölümünde ise oyunun kontrolünü tamamen eline aldı. Zaten o anda da bir şekilde gol olacağını sezmeye başladık. Sağdan-soldan ataklar sıklaşmaya başladı. Kewell’dan sonra Aydın da oyuna girince iki kanatta da hareketlenme gördük. Özellikle Aydın sağ kanatta rakibi çok rahatsız etti. Önce kornerden asist yapan Arda Turan’ın şık ortasına güzel bir “kafa” atan Kewell ile “oh be golü bulduk” dedik, sonra da sağdan “jilet” gibi dalan Aydın’ın asitsine düzgün bir vuruşla eşlik ederek Ankaraspor kalesini düşüren Nonda “oh be, dünya varmış” dedirtti.

Frank Rijkaard zamanında yaptığı isabetli oyuncu değişikliği ile skoru değiştirmeyi bildi de diyebiliriz, Kewell-Aydın-Nonda (K.A.N) üçlüsü “biz bu takımda her halukarda oynarız” diyorlar da diyebiliriz. Neticede takım oyunu ile alınan 3 puanı hanesine yazan Galatasaray ilk 4 haftayı da firesiz geçmiş oldu. Tıpkı ezeli rakibi ve dostu Fenerbahçe gibi…

Maçın üçlüsü: Frank Rijkaard – Arda Turan – K.A.N
Maçın güçlüsü: Baba ve oğul Gökçek’ler(Şimdi iki takımları var) + İlhan Cavcav (Kaç kuşak geçti o hala başkan)

Murat HACIOĞLU
31 Ağustos 2009