Erciyes’in fırtınasını, Karadeniz’de estirdik…

Bugün (Cumartesi) manşeti “Devir de gel Erciyes” diye çektik…

(http://www.kayserimac.com/gazete-ilk-sayfalari.htm)

Niye?

Bu, PTT 1. Ligin “Derbi” maçlarından biri ve Erciyes, zor da olsa, zoru kolay yapıp bu maçı üç puanla kapatmak zorunda. Play Of maçlarına girmeden, doğrudan Süper Lig’e çıkma olanağı, böylesi maçları kazanmaktan geçmektedir.

İşte bu gerçeklerle, çok güzel bir hava ve saha görüntüsüyle maç başlıyor.

Her iki takımın ligdeki eşit puan durumları ve bu puanları alırken gösterdikleri başarı, maçın da ilk 20 dakikasına yansıyor. Karşılıklı ataklar, aynı şekilde, az da olsa kale önü pozisyonları, hatalı paslar, sanki birbirinin fotokopisi iki takım.

İlk yirmi dakikanın görüntüsüne baktığımızda, “Gol nasıl olacak” diye kendimize sorduğumuzda, cevabını şöyle vermek mümkün…

Ya birisinin kişisel çok üstün bir mahareti, ya da takımın birinin yine kişisel affedilmez bir hatası sonucu gelecek. Görüntü şimdilik bu…

Zaten gol de bu gibi durumlarda olur diyeceksiniz, doğru. Ama hangi takım ilk başaracak bu işi, ip orada kopacak.

İlk yarı, denk takımların mücadelesi olarak geçeceği belli olmuştu, öyle de oldu. Her iki takımın çabasını ikinci yarıya taşımaları ile birinci yarıyı bitirdik.

Dakika 76 ve Erciyes, “Kişisel gayret” sonucu Dohou ile öne geçiyor…

Bu dakikalardan sonra artık maç bir türlü bitmez hale geliyor. Çünkü 6 puanlık bir maçta öne geçmek, üç puanı almış durumda olmak… Çok kolay değil sonucu korumak.

Ve tam da yüreğimizin ağzımıza geldiği bir dakika, uzatmaların üçüncü dakikası, kalede Atilla harika bir iş daha yapıyor, golü önlüyor. Bu pozisyondan sonra da zaten maç bitiyor.

1461 Trabzon maçında öne çıkan, Kalede Atilla, attığı gol ile de elbette Gohou…

Ve takım olarak üç puan almayı amaçlayan Erciyesspor, yine bir dış saha maçı ile üç puan daha almış oldu.

Maçın başında “Devir de gel Erciyes” diye açılış manşeti atmıştık, ben de şimdi sonuç manşeti atıyorum…

Arkadaşlar, manşeti şöyle yazın…

Erciyes’in fırtınasını, Karadeniz’de estirdik…

02 ŞUBAT 2013
İbrahim PEKBAY