Onbir Ağustos'un en sıcak günlerinden birinde hayata merhaba demişim. Yaşadıklarımı, okuduklarımı, düşündüklerimi MB yazarlarıyla, okuyucularıyla paylaşmaya geldim. Emekliyim, ticaretle uğraşıyorum. Doğayla iç içe yaşamayı, spor yapmayı, tiyatro, sinema seyretmeyi, müzik dinlemeyi, kitap, şiir okumayı ve okuduğunu yazmayı seven ..
İmza Kampanyası
Gösterdiğiniz, içten duyarlığa; ben de imzamı atıyorum. Vefat eden dostların, toprakları bol olsun, ışık içinde yatsınlar. Saygı ve selamlarımla.
17 Şubat 2011 12:43Defne Joy Foster'in ölümünün düşündürdükleri
(Özür dilerim yazarım benim acemiliğimden kaynaklı herhalde) O zaman hayatın tadını, sevgisini ve paylaşımını yok etme noktasına geliriz.Ki özgür düşünme ve üretme yetisi kaybolur. Ahlak kuralından bahsedenler, tıpkı kendilerine yaratıkları demokrasinin içinde, olmayan demokrasisi gibidir. Saygı ve selamlarımla.
12 Şubat 2011 12:56Defne Joy Foster'in ölümünün düşündürdükleri
Yaşam gerçekse, ölüm de bir gerçek! Önemli olan insanın yaşam süresi içinde yaptıkları, paylaştıkları ve geriye ne bıraktığıdır. Halk arasında söylenen bir söz vardır. "Bu dünya da ölmeyecekmiş gibi çalış; yarın ölecekmiş gibi ahirete çalış" derler. Derler demesine de, ama ilk başta bu sözleri sarf edenlerin yaşam içinde böyle yaşamadıklarını algılar ve gözlemleriz. Tam tersine daha çok egolarına tutsak ve bencil yaşarlar. Defne Joy Foster yaşam süreci içinde, kendi doğruları içinde yaşamaya çalışmış;bildiğini, inandığını hayata geçirme çabası içinde olmuş. Yani, O'nu mutlu edecek, kendi ayakları üzerine basarak, ayakta durma çabasında olan bir kişi. Hayatta yapmış olduğu tercihlerine kendi özgür düşüncesiyle ve iradesiyle kararını almış. Asıl bizim gibi toplum yapısında olan hastalık veya toplumun içine girmiş olan virüs, kendi ayakları üstünde durmaya çalışan, insan olgusu içinde yaşamaya çalışanı sevmeme hastalığı. Her an ölecekmiş gibi yaşamak ne kadar doğru bir kavramdır? O zaman
11 Şubat 2011 12:54- Toplam blog
- : 0
- :
- Kayıt tarihi
- : 07.01.11