Taş beni bilir, ben taşı bilirim. Yosuna, midyeye kesmiş, arsız martıların tüneği, nasıl bıraktımsa öyle bekler, anlatmaz ki, dinleyeyim, susar, içine atar sanki de, gıkı çıkmaz! Yı..
Pantolonumun paçalarını sıvadım, ayakkabılarım elimde,ıssız sahil uçsuz bucaksız. Güneşli bir gün... Yok yok mevsimlerden bahar, aylardan mayıs, daha güneşli bir gün! Aklını..
Kum saatinin göbeğinde tamda geçmişle geleceğin ortasında buluverirsin kendini... Aşağısı uçurum. Yukarısı bilinmezlik! Gölgesine sığınırsın zamanın, acıyan, kanayan yerleri..
Barakanın önüne yapılmış derme çatma sundurmada oturuyorum, ayaklarım çıplak. Eski, dik durmakta zorluk çeken masayı didikleyen tahta kurularından başka ses yok, yıldızsız gece, orman ve k..
Yüzünde derin çizgiler olan kendi halinde bir denizanasıydı sütannem. Denizkızıymış zamanında! Korktuğum zamanlarda istiridye kabuklarının arasına saklandığım da oldu, ormanın kuytu..
Öyle canın sıkkındır, kimeyse, niyeyse. Paran yoktur belki, paran çoktur belki, derdin dünya olmuştur ve sen dünyanın umurunda değilsindir, önemsenmek derdine düşmüşsündür. Saygı görmek, sü..
Çiçeklenmiş, bahara hazırlanmış yalnız bir ahlat ağacının gövdesine sırtımı verip oturuyorum, gözlerim kim bilir kime, niye kızmış darılmış da denize bitişik küçücük dört duvar arasında insandan uz..
En kibirliler, en cahiller oluyor. Cehalet derken; gidilen fakülteler, yapılan mastırlar, yüklü banka hesapları, mevkiler, arabalar, yatlar, katlar değil demek istediğim; Empati yap..
En sevdiği renkler; yeşil ve mavi olmalı diye geçirdim içimden, arabayı artık yeşillenmiş, papatyaya kesmiş tepeye bıraktım, ufuk çizgisinde yer alan adını bilmediğim merak da etmediğim adaya baktı..
Bahar çarpıyor adamı, serseme döndürüyor. O miskinlik hallerini bilirsiniz, parmağınızı kıpırdatmak gelmez içinizden, sessiz bir mekan bulup, kahvenizi yudumlarken gelene geçene b..