Gözlerin.. Gözlerin boğulduğum dalgalı deniz.. Dudaklarının tadı hafif tuzlu.. Saçların.. Saçların güneşi andıran başaklar sanki.. K..
Karanlığa gömülmüş bir sahne şimdi İstanbul... Aşka göz yaşına susamış acımasız bir sevgili... Ellerini ellerine dolayıp bulutların hüznü altında yürüme vakti bu şehirde. ..
Seviyor musun sen de ben gibi şehrimi.. Ürkek, üzgün... ama hep güçlü... Sen de duyuyor musun uzaklardan gelen o ezgiyi... Sıcak, yumuşak, flu.. Görüyor musun gökyüzünde..
Üşüyorum sevgilim.. Hava soğuk.. Senin gözlerinden bile soğuk.. Yağmur yağıyor ince ince.. Saçlarımda takılı bir kaç damla.. Onlar bile yanımda.. Ayrılmıyorlar g..
Merak ediyorum.. Görsem tanıyabilir miyim seni? Sesin titrer mi sesim karşısın da? Onu geçte kazanabilir miyim yenik girdiğim savaşı? İnsan neden hep imkansızı ister ki?..
Düşün ki yağmur yağmış.. Islanmışız.. Hafif bir hüzün var dudaklarında.. Gözlerin kırgın, küskün.. Gri bulutlar kaplamış gökyüzünü.. Gözlerin onları kıskanmışçasına kopkoyu..
Bu gece uzun bir sensizlik vardı gözlerimde... Ellerim sensizdi. Uykularımı kaçıran yine sensizliğin sesiydi gecenin bir vakti.. Kalbimin üzerinde oturan ağırlığın adı da sensizlikti..
Sadece hep aynı kalmanı istedim.. Olmasan da benim ol istedim.. Ufacık bir bakış istedim senden.. Belki de iki satır söz.. Kelimelerin benim için..
Büyük balık mı? Yaklaşıyor mu dediniz? Pardon! Duyamadım.. Gerçekten doğru mu bu? Yoksa yine boş bir avuntudan mı ibaret? Yapmayın kuzum..Kandırmayın aciz kalbimi.. ..
Özlediğim seni geri ver bana.. Çok görme ufak bir gülümseyişi.. Belki yeniden atmaya başlar kalbim.. Gözyaşlarından arınır yüreğim.. Çok görme seni bana.. Özlediğimi v..