Uyku saatimiz geldi :) Çocukluğumuza dönelim bayram anıları vesilesiyle ve bir masalla kapatalım gözlerimizi :) Kuzunun biri su içiyormuş pırıl pırıl bir dereden. Aç bir kurt çıkagelmiş..
Evdeyim. İşten gelmişim. Yorulmuşum. TV açık, film var. Laptop kucağımda. Kanapede izliyorum arada :) Fıstıklarım, kolam yanımda :) Keyif yapıyorum :) Zil çaldı..
Çok kişi anlatıyor bunu. İki bisküvi arası lokumun unutulmaz tadını. Ben hiç yemedim öyle lokumlu bisküvi. Biz küçükken bilmezdik iki bisküvinin arasına lokum sıkıştırıp yemesini. ..
Şükürler olsun :) Havalar serinledi artık . Bundan sonra sıcak olsa da eski sıcaklar ''kırıldı'' artık :) Akşamların serinliği hafiften ürpertiyor:) Bağların bahçelerin reng..
Sıcak sinmiş heryere. Havaya... Suya... Denize... Ağaçlara... Bahçelere... İnsanların bakışlarına... Çocukların oyunlarına... Şehrin caddelerine... Herşeye..
Biliriz hani :) Yazmaz bir yerde :) Ama... Vakti saati geldi mi herkes öğrenir bir şekilde :) Neleri mi? Misal: Sarma tenceresi kuralı:) Kaç kişilik sarma yapılacağı..
Hayat ne garip :) Ne kadar çabuk değişiyor herşey :) Cep telefonu şirketlerinin kampanyalarını görüyorum heryerde :) İlk zamanlarını hatırlıyorum sonra :) Sadece ''hat'' ücreti ola..
Apartmanı sarmış kokusu :) Mis gibi :) Hamburgercilerde kızaranlara da benzemiyor evdeki patatesin kokusu :) Kocaman derin dondurucularda aylarca poşet poşet saklanmıyor evdekiler :)
İşyerinde bir arkadaşımın eşinin kuaför salonu var. Öğle arasında oraya takılıyoruz onunla bazen :) Föndü, manikürdü, kahveydi, muhabbetti derken geçiyor vakit :) Burası ufak bir yer ol..
Bu gün bizim o tarafta pazar var :) O saate pek birşey kalmıyor ama olsun, iş çıkışı yine de şöyle br dolanıyorum :) Günler de uzadı, aydınlık oluyor hala :) Çocukluğumdan beri severim ..