O akşamüstü çıkan şu sıradan esintinin onu artık iyiden iyiye kopmaya yüz tutmuş o zayıf bağ ile, nerdeyse bir zaruret gereği bir arada tutuğu daldan alıp havalandırmasına artık ramak kalmıştı. Eh o d..
"Merhaba" dedi adam...dönüşünde dudaklarından dökülen bu ilk kelimeydi...Biliyordu oysaki kadın onu da enaz kendi kadar.Bu "merhaba deyişi; geri dönüşe delalet değildi. Olabidiğince gizlenmişs..
Artık aşk onun için, gümüş günlerin gölgesinde yitirilmiş bir masaldan ibaretti... Dört direkli ak bir yelkenlinin ufuk çizgisine parelel süzülüşünü kısık gözlerle ve hiç kıpırdamaksızın izlediği ..
Bazen yazma işlevinin kendisini, yazarak aktaracak olduklarımızdan daha büyük bir tutkuyla isteriz. Ak yeleli atlara biner de, rüzgarlarla yarışırcasına bir süratle varır dayanır kapınıza. Bir dürtüdü..
"Çiziklerle dolu bir duvar istiyor muyum? " diye sordu kadın... Biraz durdu ve üzerinde düşünmeye başladı; az önce birden bire boşlukta sanki yuvarlanırmışcasına dudaklarından dökülen kelimelerin ar..
"Gelme böyle bana ne olur, sanki sahiciymişsin gibi"..."Gerçek bir vurgun yaşatır bize bu telaşın, dur hele bir şöyle"...Ne olur yaklaşma; böylesine hızla, böylesine dolu dizgin hayatıma...
"Koynumda kuruttuğum gülleri serbest bırakıyorum" dedi kadın..."Onları yeri beslenip büyüyecekleri tek yer olan; toprak olmalıydı oysa" diyerek ekledi...Belliki şimdiye kadar böyle düşünme..
"Ruh dünyam bazı odalarında içine mucizelerin gizlenmiş olduğu kırk odalı bir konak gibi" dedi kadın...O an için bulunmayı istediğimiz oda; o zaman diliminde içinde yaşadığımız duygusal dünyayı ya..
Bir kadın tanımıştım; bir yanı maviydi kadının, öteki yanı kırmızı....Yarısı çılgından öte adeta bir deli, öteki yanı mantıklı, kontrollü ve akıllı...Günler günleri kovalarken; ama bil..
Bazen bir rüya görürüz, yada gördüğümüzün rüya olduğunu sanıpta, sıçrayarak uyanırız...Halbuki, o anda lambadan çıkan cin den istemek için “tek dileğin ne olurdu ?" diye sorulsa; vereceğiniz yanıt..