Defterdeki yazılanların burada sonlandırılmış olmasına şaşırdım, hayal kırıklığına uğradım. Dedemin yüzüne baktım, o hiç şaşırmış görünmüyordu. Bundan da, yazılanları önceden okuduğu..
14 Ağustos 1878 (15 Şaban 1295) Göçün Yüz Otuz Dördüncü Günü; Göç, bana iltimas geçmedi ve benim ailemden de bir can aldı. Karım Sabiha'yı kaybettim/kaybettik. Bu acıya, bir de ona bir ..
10 Ağustos 1878 (11 Şaban 1295) Göçün Yüz Otuzuncu Günü; Tayakadın'da onuncu günümüz. Burası gözüme bir mezarlık gibi görünüyor. Hem de çok büyük, on binlerce insanın yattığı bir mezarlık....
8 Ağustos 1878 (9 Şaban 1295) Göçün Yüz Yirmi sekizinci Günü; Üç günde on dört kişi kaybettik. Galiba bu hastalık hepimizi bitirecek! Bitlerle mücadelemiz aylardır sürüyor; ama ne yapsa..
5 Ağustos 1878 (6 Şaban 1295) Göçün Yüz Yirmi Beşinci Günü; Beş gündür Tayakadındayız. Daha kim bilir kaç gün bekleyeceğiz? Bizden çok önce gelip de beklemekten sıkılan bazı ailelerden ..
31 Temmuz 1878 (1 Şaban 1295) Göçün Yüz Yirminci Günü; Nihayet Türkiya'ya geldik. İki günde altı can kaybettik. Burada asker tarafından durdurulma ihtimali bulunduğu için, mola yerinde aile..
29 Temmuz 1878 (29 Recep 1295) Göçün Yüz On Sekizinci Günü; İki günde üç can kaybettik. İkisi hastalıktan öldü, birini de öküz öldürdü. Bir Türk şehri olan Harmanlı'da yedekteki hayvanlar..
Osman dedem sustu, dikkatle yüzüme baktı ve: -Suratın neden asık? Yoruldun mu? Yoksa defterde cesetlerden ve hayvan leşlerinden bahsedilmesi seni korkuttu mu? Dedi. -Yok dede, korkmadım. De..
22 Temmuz 1878 (22 Recep 1295) Göçün Yüz On Birinci Günü; Bir günde üç can gitti... Bir gün önceki yazdıklarımı okudum. Hayret içerisindeyim. Bu sözler bana mı ait? Bana aitse, ..
21 Temmuz 1878 (21 Recep 1295) Göçün Yüz Onuncu Günü; 13 canı kaybettik. Bulaşıcı bir hastalık var, ama ne olduğu belli değil. Buna yakalanan, üşüyormuş gibi saatlerce titriyor, sonra kan..