Kara bir delikten, soluksuz derin bir nefes almadan attık çığlıklarımızı. Kordon bağımızdan kurtulduk; adının kurtulmak değil ölüme bir adım olduğunu bilmeden. Işık ışık her yer gözlerimizde keskin..
Sislerin yavaştan dağıldığı bir güne daha uyanıldı. Ve birkaç gün öncesine kadarda böyle diyorduk birden buz gibi bir hava . . . . Dengesiz İstanbul; ne kadın gibi ne erkek gibi, insan gibi..
Bu havaya kanılır mı bugün, dün ve önceki gün neler etti bize. Öğlen güneşi, mis kokular, sevdiğinde sırtına sıcacık güneş vurmuş kediler... Akşama doğru sırılsıklam tenteler altında. Bugün..