Puslu, gri, kışın dondurucu ayazıyla ve her daim diplomatik yüzüyle ünlü sevgili başkentte 1986 yılında doğdum. Her ne kadar ''deniz çocuğu'' olmasamda denize duyduğum derin özlem ve aşkla yanmaktayım. Bir ''Ege'' aşığıyım: Sahillerine, kumuna, güneşine, mutfağına, türkülerine, zeybek oyununa, efelerine.. Kamu Yönetimi bölümünden mezun; ama aslında kamuyu yönetmek gibi bir derdi olmayan, kendini en iyi şekilde yazarak ifade eden ve bunu yaparken inanılmaz derecede serotoninle dolan ve özgür hisseden biriyim.  Hayatta tesadüflere asla inanmam; çünkü bilirim ki her şeyin aslında sonradan öğreneceğimiz, ya da iyi bir analizciysek, o anda farkedebileceğimiz bir sebebi vardır. Bu düşüncem bana kişisel gelişim yolculuğunun kapılarını aralamıştır. Bu konu hakkında araştırmak, okumak beni ayrıca keyiflendiren unsurlardandır. Yazılarım genellikle insan ilişkileri tabanlı (en çokta kadın-erkek) duygu yoğunluklarını içerir. Melankoliye kaçan hafif bir eğilimim olduğunu da inkar edemeyeceğim zira bu durum aşırı duygusal yapıların kaçınılmaz ortak noktası diye düşünüyorum. Elimden düşmeyen mis gibi kokan kahvem, kulağımda buzuki sesi, penceremde Ankara manzarası ve yanımdan ayırmadığım diz üstü bilgisayarımla paylaşmaya karar verdiğim yazılarımı yazmak için ben hep burda olacağım...