Bunlar Hangi Dünyanın Güzelleri Arkadaş?

Özel televizyonların 1991 yılı itibari ile hayatımıza girmesi sayesinde ömrü hayatımızın 25 yıllık senesi içerisinde görmekten gına getirecek cinsten tuhaflık ve absürtlükle karşılaşmak bizleri zihnen yoruyordur. Televizyon denilen aptal kutusuna bilgisayar,internet ve cep telefonu üçlüsünün olmadığı ya da yeni yeni kendini belli etmeye başladığı zamanlardaki kadar muhtaç değiliz elbette. Ama yine de can sıkıntısından falan açıyoruz, ''evde bir ses olsun yahu'' mantığıyla sabahın köründen gecenin körüne kadar açık tutuyoruz. İşte bunu fırsat bilen televizyon kanalları ve program yapımcıları her sezon yepyeni sürprizlerle ve saçmalıklarla evimize geliyorlar.

Ülkecek bu saçmalık seansının yaz mevsimi için gecikmesinden endişeleniyorduk ki ; o mutlu haber Show TV'den geldi. Dizi ve program tutturma konusunda sıkıntı yaşaması ile ünlü olan, tutan bir kaç işinin de cılkını çıkarana kadar ekranda kaldığını gördüğümüz Show TV parmak ısırtan cinsten bir format ile karşımızda : Dünya Güzellerim !

Gözün aydın Türkiye!

Yeşilçam'ın vamp kadınlarından olan, ancak hayatının son 20 yılını kendisini ''dünyanın en güzel kadını olduğu yalanı'' ile kandırıp kandırıp ortalıklarda gezinen Banu Alkan ; Diva lakabı ile anılmasının dışında kendisini övme konusunda pek malzeme bulamadığımız takma tırnaklı ve kirpikli ünlü Bülent Ersoy, Faik bey olmadan bir başınayken ne yaptığını algılayamadığımız ve saçmalık konusunda Türk televizyonlarına bolca malzeme vermiş olan sevgili Safiye Soyman'dan oluşan bir ekip düşünün. Bunlara bir de genç olarak nitelendirilebilecek olan, ayrıca programın ismindeki güzel kısmının inandırıcılığını arttırmak adına eklendiğini düşündüğüm Burcu Esmersoy var.

Haber spikerliği,dans yarışması, spor spikerliği, sunuculuk, oyunculuk gibi bir çok alanda kendisini gösteren Burcu Esmersoy'un neden böyle bir işin içerisinde yer aldığını merak ediyorum. Para ya da daha büyük bir vaat var sanırım. Yoksa insan gerçekten hayret ediyor vallahi. Neden Burcu neden?!

Bu programın formatında 4 farklı kadının Hindistan sokaklarında ve bilimum mekanlarında yapmış olduğu saçmalıklar var. Bülent Ersoy'u yılan sokması ve bu sokma hadisesinde başrolü kapan yılan kardeşin ölümü ile başlayan saçmalık silsilesi, Banu Alkan'ın fakirlikten gözünün feri sönmüş abilere kur yapmasına ve Safiye Soyman'ın Faik'siz tatsız olduğu düşünüldüğü için Faik'le kavuşup Hindistan'ı da fethetmesine kadar gidince işin cılkı çıktı. Yayınlanan yapım sayısının sayıca daha çok olduğu bir günde başlayan bu iş ilk haftasında kaba tabirle ''patlamıştı.'' Yani reytinglerde 15.-20. anca olabilmişti. Daha sonra arka arkaya yapılan final ve sezon finalleri sayesinde boş kalan çarşamba gününde 2 bölümü daha yayınlanmış, bu boşluk sayesinde hatrı sayılır bir yükseliş yaşasa da yine ilk 3 girmeyi başaramamıştı.

Ülkemizdeki bir çok formatın saçma olmasına alışmış insanlarız. Hatta onları oturup bir güzel de izleriz biz. Başımızın tacı yaparız, benim yaptığım gibi uzun uzun yazılar yazarak daha geniş kitlelerce bilinmesine ya da fark edilmesine neden oluruz. Bu ayrıntıları ve televizyon geçmişini düşündüğümde, bu tür formatların artık gayet normal geldiğini fark ediyorum ve üzülüyorum. ''Öyle izleyiciyle böyle program'' mantığıyla iş yapıldığını düşünmek de cabası tabi.

Bahsettiğim bu programın ömrünün uzun olmayacağı aşikar. Bu yüzden daha uzun yazmanın manasını olduğunu düşünmüyorum. Ama yine de aklıma takılan önemli bir soru var. İzninizle onu sorarak olayı bitirmek istiyorum :

''Bu kadınlar hangi dünyanın güzeli arkadaş?''

Cevap Türkiye'yse, başka sorum yok hakim bey!

Anıl Koldaş

twitter.com/koldasanil

koldasanil@gmail.com