Cem Garipoğlu’nun emniyete gelişi de bir garip oldu!

Çok yazdık, çok yazıldı, konuşuldu, hep bir gariplik vardı bu işte; kimler koruyordu Cem’i, aslında yanıt belki de pek basitti: Anne ve kardeşlerinin yurt dışına çıkışlarına engel olmayan kimlerse!...

Bu arada, birçoğumuzun payı da oldu Cem’in yakalanması/teslim edilmesinde, zira her birimiz biliyoruz ki Münevver Karabulut dosyası kapatılmış dahi olabilirdi gitmeseydik bu kadar konunun üstüne…

Cem ailesi tarafından teslim edildi deniliyor, şimdi bu hafifletici bir sebep olarak mı kayıtlara geçecek, yoksa bir cinayet zanlısını himaye etmekten dolayı aile sıradan vatandaşlara uygulandığı şekliyle davaya dahil mi edilecek?

Şimdi, Cem teslim oldu diye kimleri alkışlamak gerekecek?

Bunca zaman kontrol edilmeyen hesap hareketleri, dinlenmeyen telefon görüşmeleri ya da sumen altı edilmişlikleri anayasal anlamda başka davalara neden olacak mı, yoksa alın işte Cem burada, daha ne istiyorsunuz diye kafa mı tutulacak, merak işte benimkisi, ediyorum, elimde değil!

Bir de, ister misiniz, Cem suçsuzmuş aslında densin, ya da şıppadanak akıl ve ruh sağlığı yerinde değildir diye Adli Tıp’tan bir rapor alınıversin!...

Ehh, olacağına bakın!

Neyse, şimdiki merakımız Cem yakalandı mı yoksa teslim mi edildi, teslim edilecek konumdaysa bu güne dek neden yakalanamadı?

Gariban bir genç adam olsaydı, hatta bırakın öldürmeyi, bir tepsi baklava çalsaydı, çoktan yakalanıp da hapsi boylamıştı, düzeltin lütfen varsa eğer yanlışım!...

Hüseyin Üzmez davasını takip ettiğimiz gibi, Cem’in de davasını sıkı sıkı takip edeceğiz gibi…

Gülgün Karaoğlu
Eylül, 17/09