Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Haziran '09

 
Kategori
Yoga / Meditasyon
 

Değişim yolculuğunda yüksek benlik meditasyonu

Değişim yolculuğunda yüksek benlik meditasyonu
 

İster Doğu mistisizm’i ile ilgilenin, ister batı gizemciliğini benimseyin veya bambaşka yerlerin ve kişilerin ruhani ve yaşamsal eğitiminde olun hiç fark etmez, okült ilimlere adım attığınızda yollar ve ritüeller ne kadar farklılaşsa da ulaşılmak isten yer öncelikle kişinin kendisini keşfetmesi ve eksiksiz olarak tanımasına yöneliktir.

Kendini keşfetme sürecinden sonra doğanın, Evrenin bir bütün olduğunu ancak anlayabilen İnsan, onlarla tüm iletişimini ve etkileşimlerini daha mantıklı bir göz ile görecek, algılarını ve yüksek duyularını çok daha iyi kullanabilecektir.

İnsan ancak kendini tanıdıktan sonra içinde bulunduğu sistemi tanır ve ondaki yerini keşfeder, en son aşama ise bu sistemi var eden kaynağı, yani bu muhteşem düzenin merkezini Allah'ı tüm noktalarda görebilmektir. 

Fizik bedenimiz, duygu kalıplarımız ve sınırlanmış algılarımız yüzünden Evrensel gerçekler ve kanunlar yerine daha çok yeryüzünün işleyiş ve yasalarına uyulmanmış durumdayız.

Fiziki algı sahamız içindekileri var kabul edilip dışarıda kalanları hisler, ilhamlar, doğaüstü etki gibi benzer yüzlerce betimleme ile anlatan İnsan, çoğunlukla bazı gizemli  ipuçlarını yakalasa da bunların açıklamasını net olarak bulamadığı için görmezden gelme eğilimindedir.

Bir diğer yöntemi kullananlar da öz benlikleri ile iletişim kuramasalar da bunu başarabilen insanların sözlerini tekrar edip, onun yolundan giderek nafile bir çabayla kendi yolunu bulmaya çalışanlardır.

Bunu nafile bir çaba olarak betimliyorum, çünkü kendini tanımadan başkasının gözleriyle gerçekliği yakalamaya çalışanların bulacağı tek gerçek başkasının gerçeği olacaktır, böyle bir gerçek ne kişinin yaşam amacına uyacak ne de tam bir Evrensel iletişim ve huzur getirecektir.

İnsanların hiçbir şeyden etkilenmemiş duru ve dış etkenlerle kirlenmemiş öz benliğine ulaşması gerçekten zor bir eylem.

Buna karar vermenin zorluğu değil bahsettiğim, kendimizle beraber tüm yaşamımızın tüm hayat standartlarımız belki de dostlarımızın bile değişeceği sancılı bir süreç.

Fakat memnun olmadığımız koşulları ve kendi kişiğimizdeki ahenge uymayan noktaları değiştirmeye çalışmaktan daha önemli ne olabilir ki ?

Rahata ve rutine çabucak alışmak insanoğlunun doğasında var.

Kim durduk yerde kendini zora sokmak ister ki?

Bu sorunun cevabını aslında herkes olmalı, çünkü başka bilinçlerin gerçeklerini yaşayıp, asıl amacımız olan bu sistem ve bu sistemi yaratan hakkında gerçekten sarsılmaz bir inanca sahip olabilmenin tek yolu bu. Yani onu kendi bilincinde deneyimlemek ve anlamak. 

Oturduğu yerden kalkıp neyin, neden olduğunu, nasıl gerçekleştiğini öğrenmeye çalışanların ilk karşılaştıkları söz genellikle ''böyle boş şeylerle uğraşma'' olmuştur ! Bazen de bilinebilecek her şeyi bildiğini varsayanlar tarafından araştıran ve anlamaya çalışan insanların çabaları kendi inandıkları değerlere saldırı olarak nitelenir ki, zaten böyle bilinçlere artık yeni bir veri iletmek imkansızdır, onlar kilitlenmiştir. 

Unutmamamız gereken tek şey, insanların bilinçleri kadar kendini ifade edebildikleridir, bu yüzden bilinçlerini salt fiziki gerçeklere ve süreklilik dedikleri, o yapıştıkları yerden her ne olursa olsun kopacak cesareti olamayan her zaman, her yerde karşılaşacağımız gerçeğidir.

Fakat endişelenmeyin, değişiminizle beraber zaten hayatınızdan ilk çıkacak olan onlar olacaktır, kısa bir süre katlanmanız yeterli.

Ben hayatım boyunca anlamak ve anlamlandırmak çabasından daha önemli bir görevim olduğunu düşünmediğimi belirttim.

Milyarlarca yıldızın, milyarlarca galaksinin arasındaki şu küçücük Dünyanın küçücük bir parçası olarak addettiğim ben, herşeyi değil, aslında hiçbir şeyi bilmediğimi, bu gizemli Dünyanın aslında çok daha büyük bir sistemin küçücük bir parçası olduğunu hissettiğimi, onun bir parçası olmaktan duyduğum gurur ile kendimi geliştirmeye ve onu gerçekten anlamaya çalışmadıkça her yaptığım işin yarım kalacağını anladım.

Oysa gayet kolay bir şekilde haftada iki gece dansa gidip, günde bilmem kaç saat televizyona kilitlenerek, barlarda sabahlara kadar eğlenerek veya olmadıklarım ve yapamadıklarım için kendimi kahrederek günlerimi gözünün yaşına bakmadan geçirebilirdim.

Anlayacağınız gibi sevgili dostlarım, hayat seçimlerden ibaret bir süregeliş, seçtiğimiz yönde ilerlemek için atacağımız bir adım tüm yaşamımızı değiştirecek bir güçte, nasıl da ince bir çizgi üzerindeyiz sezebiliyor musunuz?

Tek bir seçim ve uzayıp giden, belki de yitip giden bir yaşam.

Öylesine güçlü bir eylem ki seçim yapmak, en küçüğü bile bize en değerli şeyimizi zamanımızı kaybettirmeye yetiyor.

Peki, beğenmediğimiz seçimlerimizden bizi ne geriye doğru döndürecek?

Cevap gayet net ve açık; tabii ki başka bir seçenek !

Fakat bu bölümde konumuz seçeneklerin karmaşası değil.

Bu bölümde olayın en başına; yani olması gereken düşüncelerin temeline, öz benliğin keşfine ve onun rehberliği ile kendi gerçeğimizi bulacağımız yüksek benlik ile buluşmaya gideceğimiz kısa bir çalışmayı paylaşacağız.

Yüksek benlik kelimesini ilk duyduğumda gözümün önüne ışıklı benden çok daha aliyy ve üstün bir varlık belirmişti.

Bu konuda deneyimleri olup yol gösterdiklerini savunanların büyük bir çoğunluğu da sanırım bunu böyle addettikleri için olsa gerek onu çağırmak için çeşitli yollar öğrettiklerini söyleyip duruyorlardı.

Bir süre düşündükten sonra bana ait olduğu belli olan ''yüksek benliğim'' diye hitap ettiğim bu bilinç durumunu neden dışarıda kendimden başka bir yerde aramam gerektiğini sordum kendime.

Öyle ya hem benim yüksek benliğim olacak, hem dışarılardan bir yerlerden davet ile gelecek, o da isterse!!

Neyse ki bu kişilerin öğretilerinden önce edindiğim hayatımın temel gerçeği olduğunu hissettiğim her şeyin bir başka yerde değil ancak kendimde bulunacağı, herşeyden bir parçayı kendimde taşıyıp bu Dünyanın ve Evrenin mikro kozmos’u olduğum gerçeği beni bu safsatalarla vakit kaybetmekten kurtardı.

Pekâlâ, tamam madem bu yüksek benlik bendeydi, onu aktive etmek ve Evrensel bilinç ile bağlantı kurmak için ne yapmalıydım?

Bir öğreti yolu arayıp bilgiye açlığı dindirememek nasıl bunaltıcı bir dönemdir bilirsiniz.

Gerçeği ve olması gerekeni hissedersiniz fakat ulaşamazsınız, ona gidilecek yolu uygulayacak yöntemi bilmezsiniz, oysa bilgi güçtür ve güç olmadan elbette ki hiçbir şey başarılamaz.

Ne yazık ki bazen insan zor yoldan öğreniyor, belki de en sağlıklı yöntem bu, yüksek benliğimi aktive etmeyi seçtikten sonra içimden bir ses bir his tüm sorularımı aşamalı olarak cevaplamaya başladı, beklide tümü hayaldi, fakat işe yarayan bir hayal.

Bir sorunun cevabını verdiğimde diğer soruların cevapları öylesine kolay geliyordu ki doğru yolu izlediğime artık emindim.

Bir ev düşünün ki kaygan bir zemin üzerinde ve hiç iyi yapılmamış, temeli sağlam değil, içi ise berbat.

Küçücük pencereler, havasız odalar, güneşi görmeyen bir konum, anlayacağınız gibi beterin beteri.

Burada yaşamak zorundasınız ve bir gün daha iyisi olabileceğini ve yaşam evinizi yeniden çatabileceğinizi söyleyen ve bunun için size kaynak sağlayan biri ile karşılaşıyorsunuz.

Nereden başlardınız, bulunduğunuz yeri rahatlatmak, sağlamlaştırmak için yapacağınız eylemlere?

Odaların duvarlarını mı yıkardınız, pencereleri mi genişletirdiniz, evin önüne bir bahçe mi yapardınız, bir üst katı kendi düşüncelerinize göre mi çıkardınız (?)

Hepsi olabilir değil mi? Fakat ne yazık ki hepsi yarım olacaktır. Temeli sağlam olmayan bir yapıyı altınla kaplasanız size gereken güveni vermeyecektir, belki karşıdan güzel gözükecektir ama siz onun gerçekte ne olduğunu gayet iyi bileceksiniz.

Başkaları yaptıklarınıza hayranlıkla baksa da siz kökünün çürük olduğunu bilip endişelerinize devam edecek ve orada oturmanın keyfini asla tam olarak alamayacaksınız.

Konunun gidişinden hissettiğiniz gibi yüksek benlik size bu yolda herşeyi güzelleştirmeniz ve doğru bir hale sokup rahatça ve kaygısızca, pişman olmaksızın istediğiniz gibi yaşamanız için kaynağı gösteren o yardımcıdır.

Fakat sakın yanılgıya düşmeyin, siz ve o ayrı şeyler değilsiniz, içinizde kendi benliğiniz olarak hissetmediğiniz bir ses duyduğunuzda kendinize koyacağınız ilk tanı kişilik bölünmesi olmalıdır lütfen bunu hiç unutmayın.

Yüksek benliğinizin gösterdiği yolu kullanmak için yapmanız gerekenleri yine ilk olarak ondan alacaksınız bir kere aktive olduğunda size yapmanız gerekenleri şaşmaz bir dille hissettirecektir.

Ona hazırlanmak ve o hissi önyargısız kabullenmek için ilk yapmanız gereken şey farkındalığınızı ve yaşam tarzınızı incelemektir.

Evinizin temelinin çürük olduğuna mı inanıyorsunuz ? Hiç durmayın yıkın onu, çürük bir temel üzerine kat çıkmak veya onu güzelleştirmeye uğraşmak nafile bir çabadır.

Bu değişimin ilk sürecidir, net ve kesin görüşlerinizi yumuşatmak ve bu zamana kadar öğrendiklerinizi, deneyimlerinizi size doğduğunuz andan itibaren empoze edilen tüm bilgiyi kendi yüksek benliğiniz ile yapacağınız yolculukta edineceğiniz bilgiler ve Evrensel gerçeklerle değiştirebilecek kadar güçlü bir temel atabilmek.

Yüksek bilincinize kendinizi açın, onun öğretisi yaratılışın öğretisidir, dikkate alın ve uygulayın, doğruluğunu yüreğinizde hissettiğiniz eylemleri deneyimledikçe daha rahat olacaksınız endişelenmeyin.

Şimdi yüksek benliğinizi aktive edebilmek, onu hissedebilmek için yapacağınız kısa ve güçlü bir egzersizi sizlerle paylaşmak istiyorum. 


Yüksek benlik ve Evrensel bilinç meditasyonu ;

Verdiğimiz kararlar, yaşadıklarımız, çevremizde bulunlar ve bunlar gibi milyonlarca fiziksel ve düşünsel etkiye maruz kalan benliğimiz doğal olarak kendini bu yaşam planına adapte etmiş durumdadır.

Yüksek benlik meditasyonu bilincimizi bu tekdüze zincirden kurtarıp, olayların ve oluşların nedenlerine ve olmasını istediklerimizin nasıl gerçekleşeceğine dair yol gösterecek rehberimize kavuşacağımız içsel sesimizi ve Evrensel yansımamızı net olarak seyredebilmemizi sağlayacak bir çalışmadır.

Öz benliğini keşfeden insan bilinci artık neyin nasıl olduğunu dışarıdan aldığı etkilerin onu nasıl düşünmeye sevk ettiğini olaylarını nasıl değerlendirip, ne gibi sonuçlara varacağını önceden kestirecek kapasiteye açılmıştır.

Onun için engeller, blokajlar, talihsizlikler veya kaçma isteği artık yoktur, çünkü öz benlik ne istediğini gayet iyi bilir ve amacına yürür. Yüksek benlik mediyasyonu ise bu öz benliğin Evrensel gerçeklere, kurallara ve düzene doğru bir adım daha yükselmesidir.

Bunların tümüne ulaşacağımız gücü hissetmek için yapılacak bu yolculukta; gerçekliğin salt bu fiziksel Dünya olmadığını, tüm Evrenin belli bir sistem ve amaç içinde en küçük yapı taşından en büyüğüne kadar birbiriyle etkileşimde olarak var olduğunu deneyimleyecek, bu sistemin bir parçası olan benliğimizi Evren ile rahatça bir olabilmesi ve yüce amacını net olarak hissedip ona göre davranması için serbest bırakacağız.

Çalışmanızı yapacağınız sakin ve sessizce bir süre olsun rahatız edilmeden kendinizle kalabileceğiniz bir kurtarılmış alan bulmalısınız. ( Kurtarılmış alan dememin nedeni, artık çok fazla dış uyaranla uğraşıp bir türlü sükunet içinde kalacak yer bulamamamızdır, bu alanı kendiniz için diğer her şeyden yalıtın ve kurtarın)

Bu alanın varlığı ilk başlarda zihninizin sizi yapacağı yaramazlıklarla dış etkilere takılıp kalmanızı önlemek için gereklidir.

Zaman içinde algılarınız ve zihniniz o alışılmış düşünce yağmurundan kıpırtısız bir bilinç durumuna geçmeyi öğrendiğinde yolda yürürken veya otobüste bile bu çalışmayı yapabilirsiniz.

Kurtarılmış köşenize geçip kendinizi iyice rahat ve dış etkenlerden soyutlanmış hissettiğinizde ilk yapacağımız çalışma sınırları kaldırma çalışmasıdır.

Hâlihazırda öz benliğinizle buluşmayı sağladığınız için sınırların daha bir genişlediğini daha büyük bir bilinç alanına yayılabildiğinizi tahmin edebiliyorum. Fakat bize yüksek benlik çalışmasında çok daha fazlası gerekmektedir.


Simdi sizden sınırlarınızı düşünmenizi istiyorum; Nedir sınırlarınız ?

Buna en doğru ve hatta nokta atışıyla verilecek cevap ''DÜŞÜNCELERİNİZ'' olacaktır.

Düşüncelerimiz ölçüsünde varız ve onun varlığı alanında yaşıyoruz.

Düşüncelerimizi salıverip onu sınırlarından arındırmak yeryüzünün en görkemli eylemlerindendir.

Bu eylem sizi hayatınızda sıkışıp kaldığınız dar alandan çıkıp tüm Evreni kucaklayacak yola kadar götürecektir.

Tüm deneyimlerinizin ve olaylar, insanlar hatta nesneler hakkındaki net ve kesin addettiğiniz düşüncelerinizi bir üreliğine görmezden gelmenizi istiyorum. Bu sizin engelinizdir, benliğinizi düşüncelerinize kilitleyen bu engelleri kırıp atmanın şimdi tam zamanı.

Zihninizi kıpırtısız bir hale getirin, kendinizi her şeyden tüm düşünce yağmurundan yalıtın , tam bir kendi içinize dönüş sağlayacaksınız. Sesiz net ve rahat, Nefesinizi kendinizi zorlamadan kontrol edin her nefes alışınız net derin ve rahatlatıcı olsun Evrenin tüm yaşamını içinize çektiğinizi her nefesinizde hissedin.

Bedeninizin farkına varın tüm uzuvlarınızı ve dokularınız hissedin siz, hücrelerinize ve atomlarınıza kadar bir ve bütün olduğunuz duygusunu iyice hissedin.

Kaburgalarınızın birleştiği yerin biraz üzerinde bulunan kalp çakranıza yoğunlaşmanızı istiyorum, bu merkez sizin evrensel bilinç ile tanışacağınız onu hissedeceğiniz ve ışığınızı onunla bütünleyeceğiniz merkezdir.

Kalp çakranızda bembeyaz parlak bir ışık çaktığını duyumsayın ve gözünüzün önüne getirin, bu enerji bedeninizin ilk devinimidir, kalp çakrasının rengi farklı da olsa size beyaz rengi kullanmanızı öneririm çünkü beyaz saflığın duruluğun yüksek duyguların ve duyuların rengidir, ayrıca şifalandırıcı ve arıtıcı etkisi de vardır.

Kalp çakranızda hareke geçen o ilk kıvılcımın çoğaldığını tasavvur edin, kaynağından fışkıran bir pınar gibi fışkırdığını yukarıya ve aşağıya doğu tüm bedeninize dolduğunu hissedin tüm bedeninizi ve her uzvunuzu bu ışığın akışına bırakın, onun hücrelerinize, molekülerinize hatta DNA yapınıza işleyerek sizi tamamen doldurduğunu yoğun bir şekilde hissedin.

Siz artık ışıl, ışıl bir noktasınız.

Fiziksel bedeniniz dolduran bu ışığın hemen derinizin üzerinde başlayıp katman, katman uzayan enerji bedenine sıçradığını düşünün tüm enerji bedeniniz bu ışığa kendini bırakıyor gittikçe genişleyen bir ışık kütlesi haline geliyorsunuz.

Işığınız önce bulunduğunuz odayı, sonra şehri, ardından tüm Dünyayı dolduracak şekilde hızla yayılıyor, tüm Dünya canlı cansız her şey, sular, kayalar, okyanuslar, bitkiler, hava, toprak, ateş, insanlar,  eksiksiz bir şekilde ışığınızı içine çekiyor, bu anın keyfini çıkarın.

(Burada yüksek oranda bir imajinasyon kullanmanıza gerek yok, hissedişinizi yüksek tutun, yaşadığınızı duyumsayın yeter, zamanla imajinasyonunuz güçlenecektir)

Düşünebildiğiniz kadar çok şeye yönelin, her şeyin, istisnasız her şeyin sizinle bir olduğunu düşünün ve hissedin.

Her nefes alışınızda Dünyanın da sizinle nefes aldığını, onun merkezindeki sıcak kütlenin sizin kalp çakranızla aynı oranda pırıldayıp geliştiğini hissedin.

Dünya ve içindeki herşeyin bir olduğuna kendinizi odaklayın aranızda hiçbir engel yok siz bir ve bütünsünüz, bu duyguya bir süre kendinizi bırakın.

Dünya sizin ışığınızı Evrene yansıtmaya başladı bile, kalp çakranızdan sürekli dışarıya doğru pompalanan ve gittikçe yoğunlaşıp değdiği her şeyi size bağlayan ışığın Evrene doğru her yönde yayıldığını düşünün tüm uzay boşluğu, gezegenler tüm görünen ve görünmeyen alem ışığınızı mutlulukla ve sevgiyle kabul ediyor.

Bırakın ışığınız sınırsızca yayılsın, karşılaştığı her şeyi size bağlasın, her şeyde sizden bir parça var artık.

Her nefes aldığınızda tüm Evrenle bütünleştiğinizi hissedin. Evrenin o muhteşem azametini ve telaşsız devinimini içinizde hissedin.

Bırakın ışığınız sizi mükemmelleştirsin. Sizdeki tüm karanlık noktaları aydınlatsın.  

Sizi rahatsız eden her şeyi bu ışık ile kendinizden çok uzaklara gönderin,  onun dönüşümünü izleyin, nefreti sevgiye, endişeyi huzura, korkuyu cesarete, talihsizliği talihe.

Artık tüm benliğiniz Evrensel enerjinin bir parçası, Evren sizin ışığınızla dolu ve o ışık ile yine sizinle bağlantıda, benliğinizin kuvvetlenip güçlendiğini duyumsayın.

Artık eylemleriniz özgür, sınırlarınız yok, pişman olmaksızın ve endişelenmeksizin kendi kararlarınızı kendinizin verebileceğini hissediyorsunuz. Kendinizi yaratılmış her şey ile bir ve bütün hissedin, her şey size yardımcı, her şey size destek atık. 

Bütün bu özgürlüğün ve birlik hissinin tadını çıkarın her nefes aldığınızda Evrenin de sizinle nefes aldığını hissedin.

Meditasyonu dilediğiniz kadar uzatıp öz benliğinizin Evren ile iletişim kurup yüksek benliğinize dönüşümünün keyfini ve gücünü istediğiniz kadar deneyimleyebilirsiniz.

Zamanla bu sistemde uzmanlaştıkça bu ışığı şifalandırmak istediğiniz fiziksel bozukluklara, düşüncelere, insanlara her şeye gönderebilirsiniz.

Yine zamanla bu sistemi özümsedikçe Evrenin dilinden konuşmayı öğrenecek kararlarınızı ve seçimlerinizi yaparken onun onayını veya reddedişini hissedeceksiniz ve bunun diğer insanların değil sizin gerçek benliğinizin değerlendirişi olduğunu bilmenizi eylemlerinizin özgürce akmasına izin verecektir.

Bu çok güçlü ve Evren ile bağlı yöntemi asla birilerine veya bir şeylere zarar vermek adına kullanmayın, bu gibi düşüncelerle başlanacak çalışmaların sizi nerelere götüreceğini söylemek bile istemem.

Bütünün ve sizin en yüksek hayrınıza olacak bir niyet ile yapılan çalışmaların gücü çok daha fazla olacak ve sonu asla kötüye çıkmayacaktır.

Siz artık içsel sesinizi dinleyebileceğiniz ve Evrenle doğrudan iletişim kurup onu hissedebileceğiniz bir yola adım attınız.

Değişmesini gerektiğiniz her yönünüzü ve herşeyi o bilgelik ile cevaplayacak, kendiniz için en doğru yolu zorlanmadan bulacaksınız.

Bütünün ve sizlerin en yüksek hayrına olsun.


Unutmayın sınırınız düşüncelerinizdir.


Levent AKKAYA
 

www.leventakkaya.com.tr - www.rotaakademi.com

 
Toplam blog
: 11
: 4123
Kayıt tarihi
: 09.04.08
 
 

Yaşam büyük bir bütün ve her birimiz bu bütünlüğün birbirine bağlı harika parçalarıyız.  Biribiri..