Dünyamız

Hayata göz kırpıyoruz her gün.. Gözlemliyoruz. Kulaklarımız işitiyor, ellerimiz temas ediyor, envai çeşit tadı alıyor dilimiz,ciğerlerimize dolduruyoruz hoş ve nahoş tüm kokuları.. Fakat gözlerimiz her hissi an be an kayda giriyor.

En gelişmiş teknoloji aracı olan gözlem yeteneğimiz. Davranış, tavır, konuşma, münakaşa, sevinçler, tebessümler, kahkaha ve öfke gibi umut ve mutluluk karelerini eksiksiz çekim yapıyor. Fakat bellek tüm bu kayıtları gözden geçirip anlamlandırıyor. Gözlerimizin gördüğü, tenimizin hissettiği, kulaklarımızın işittiği herşey, girilen kayıtta anlamlandırılıyor. Ve bizim vücudumuza ait organlardan geri dönüş şeklinde tepki olarak sunuluyor.

Vücuda etki eden durumlar karşısında, anında tepki oluşturabiliyoruz. Bu mekanizma bir mucizeyi işaret ediyor adeta.İşleyiş olabildiğince hızlı ve tasavvur edilemeyecek nitelikte mucizelerle dolu.

Sınırlı aklımız ile işleyişe yorum getirebilmenin güç olduğu kanısındayım. Dikkat çekmek istediğim husus, amaca yönelik hizmet etmesini sağlamak. Bilimsel olarak açıklama yapan tüm kaynakların, söylemlerinin ötesinde bir noktadan bahsediyorum.

Duygu  ve düşünce dünyamızın hareketlenmesi ve etki eden her meta için tepki oluşturmamız bizlere göre olağan çünkü; yaşam tarzımız bu..

Fakat küçük sırlar var. Kontrol edilebildiği an düzeneğin işleyişini allak pullak edebilecek türden… Ve aksine mekanizmanın en mucize yönü, kilit noktası diyebileceğimiz detayları yakalamak. Öyle ki ; kilit noktası olabilecek yönlerimiz bir makine’nin programına yönelik işleyişinde olduğu gibi beyinde başlar biter.

Bir bilgisayarın milyonlarca modeli olmasına rağmen birçok noktada işleyişi farklılık teşkil eder. Herkesin evi vardır : Yatak odası , mutfak ve lavabo.. Fakat hepimizin evleri odaları ve dekorları farklılıklar gösterir.

Mekanizmanızı dekore etmek, onun inşasına uygun süslemek ve güzelleştirmek elimizdedir. Tüm bunları anlamlandıran beynimizin kontrolü bizim hissettiklerimize bağlı iken, her şeye yön verebileceğimiz unutulmamalıdır.

Evlerinizi tertemiz tutuğunuz gibi kalbimizi, ruhumuzu, bedenimizi ve içinde geçen art niyet ve iyi dilekleri de düzene koyabilmeliyiz. Tepkilerimizi kontrol edebilecek düzeyde olursak, etkenlere karşı kontrollü davranabiliriz.

Dışarıdan bakıldığında bir saray, fakat odalarında konaklanamayacak kadar izbe hayatlarımız olmasın. Misafir ettiklerimiz bizimle gülerken huzurlu olsun. Ağlarken de asilliğimizden ders alsın.

Olumlu ve olumsuz tüm hareketlerimizi dışarıdan kumanda eden bir mekanizmaya sahip olmadığımızı unutmamalıyız. Bu ölçüde kilit noktalarımızın iyileştirmesini yapacak olan, idare ve kontrollerini sağlayabilecek olanlar da biziz.

Size etki eden her ne olursa olsun, tepkilerinizi ona karşı duyarlı ya da duyarsız hale getirebilecek olan tavır ve davranışlarınızı ölçülendirin.

Hassasiyetlerinizin, kilit noktalarınızın önüne birkaç set koyun ama diğer inşaatların gölgelemesine izin vermeyin. Sizde ölçünüzü kaçırmamış olursunuz.

Bahçenizde yetişen çiçekleri ezdirmeyin, fakat bunu dillendiren tepki ağzınızdan sakin ve karşı konulamayacak nitelikte dökülsün.

Diğer hanelerde yaşayanlar sizin evinize gölge düşürmesin istiyorsanız bunu onlara söyleyebilmenin tek yolu, onlarla aranıza çizebileceğiniz özenli samimiyet ve ölçüyü barındıran duvarlardır.

Herkes mutlu olmayı, saygı duyulmayı hak ediyor. Size saygı duyulmasını istiyorsanız, bunu hak edecek duvarlarınızın ve kendinizi gerektiğinde dizginleyebilecek ölçülü bir dünyanızın olması gerektiği düşünüyorum…

Bu mucize işleyişi en iyi şekilde kullanıp yönetecek olan bizleriz.