Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Aralık '18

 
Kategori
Güncel
 

Fazla "Komplo Teorisyeni" mi Olduk!

Türkiye'de komplo teorisyenliği çok konuşulan, çok tartışılan bir konudur...Bir taraf, bunu yanlış bulur, bir taraf eksik bulur...

Komplo teorilerine itibar etmeyenler, her başımıza gelenin altında buzağı aradığımızı düşünerek, olayların sorumluların göz ardı edildiğini iddia ederler.

Öteki taraf ise, komplo diye ortaya atılanların enikonu gerçek olduğunu iddia ile, bu konuda daha hassas duruş sergilerler. Ben de bu gruba yakın olduğumu söyleyebilirim.

Türkiye gibi, dışardan içerden karıştıranı çok bir ülkede, komplo teorileri konusunda fazla hassasiyetin, eksik hassayitten daha faydalı olacağına inanıyorum.

Eğer, gereğinden fazla hassas olursanız bunun bedeli, ilgili kişilerin fazladan mesai harcamaları olabilir; ancak eğer "komplo teorisi" diyip burun kıvırırsanız, bunun bedeli çok ağır olabilir.

Ez cümle, son yıllarda bu hassasiyetimiz daha fazlalaştı...Bunun böyle olmasının nedenleri de var elbette;

Gezi olayları, 15Temmuz girişimi ve FETÖ ortaya çıktıktan sonra, faaliyetlerinin geçmişe doğru okunmaya başlanması, komplo teorilerinin aslında "pratik" olduğunu gösterdi; ortaya çıkan gerçekler, Komplo teorisyenlerini çok konuda haklı çıkardı...

15 Temmuz kalkışmasının gerçek olacağına kim inanırdı...Masum bir "cemaat" görünümlü grubun memlekette darbe yapacak kadar organize bir terör örgütü olabileceğini kim düşünübilirdi.

Nitekim 15 Temmuz öncesi, TSK başta olmak üzere Devlet içindeki FETÖ örgütlenmesinin memleketin başına bela olacağını söyleyenlere gülünüp geçiliyordu.

Devlet aklı bile, işin bu kertelere geleceğine ihtimal vermiyordu; Türkiye kırk yıl bu tehlikeyi göremedi...Ama sonuç ortada!

FETÖ'nün kırk yıllık geçmişinde daha hangi "faili meçhul" olaylara imza attığını tam olarak keşfetmiş bile değiliz...Bunlar zamanla ortaya çıkacak.

Hal böyle olunca, hala Devlet içinde varlığını sürdüren, hala yaşadığı ABD'den tehditler savuran bir örgüt ve elebaşı varken, ortaya çıkan olaylara "komplo teorisi" diyip burun kıvırmak akıllıca olmaz.

Emniyet Müdürü cinayeti, Tren kazası, baraj kapağı kopması...gibi olayların suikast olarak değerlendirilmesinin kimseye bir zararı olmaz.

Yukarda dediğim gibi, bu türden olayları araştırmakla görevli kişiler, terör örgütlerinin suikastı olabileceği düşüncesini de masaya koyarak biraz fazla mesai yapabilirler, yapsınlar...

Ama,eğer herşey ortada, suiskast falan yok, diyerek işi savuştururlarsa, Allah korusun, böyle olayların devamı gelebilir.

Komplo teorisyenliği, Türkiye gibi, düşmanı çok bir ülke için zararlı bir faaliyet değildir...Evet, durduk yere öküzün altında buzağı aranmaz ama bu ülkede kimin "öküz", kimin "inek" olduğu da belirgin olmayabiliyor.

Bu bakımdan diyorum ki, siz buzağınızı arayın...Eğer, aradığınız yer öküzün altıysa, sonuçta biraz fazla yorulmuş olursunuz; ama eğer, nasıl olsa bu öküz deyip ineğin altına bakmazsanız, buzağınız elden gider.

Medyada,Sosyal Medyada, bu tür hassasiyetleri hafife alan bazı kişi ve grupların, tam da bunu yapmak isteyen örgüt elemanları olması ihtimali çok kuvvetlidir.

Unutmayalım ki, su uyur düşman uyumaz!

Hele hele, bu milleti, bu devleti kırk yıl uyutmuş, düşmanlar hiç uyumaz...Bu yüzden, korkulu rüya görmektense, uyanık kalmak iyidir, diyorum

 

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..