Film İncelemesi: The Fault İn Our Stars / Aynı Yıldızın altında

Herkese merhabaaa :)

Yine bir film incelemesiyle beraberiz. Aynı Yıldızın Altında şuan sinemalarda olan bir film. Geçen hafta vizyona girdi. Tahminim 2 hafta kadar kalacağı yönünde. John Green'in aynı adlı romanından sinemaya uyarlanan filmi çarşamba akşamı izledim.

Her neyse çok uzatmadan bu mükemmel filmin konusuna geliyorum. Başrollerinde, Shailene Woodley ve Ansel Elgort yer alıyor İkisi de şeker mi şeker oyuncular.

Hazel Grace,16 yaşında kanser hastası olan bir kızdır. Daha önce birçok kişide denenmiş ama sonuç vermemiş bir ilaç sayesinde ayakta durmaktadır. Hazel kanser nedeniyle nefes zorluğu çektiği için yanında sürekli bir oksijen tüpüyle dolaşmaktadır.

 Ailesinin zoruyla katıldığı bir destek grubunda eski basketbol oyuncusu Augustus Waters ile tanışır ve hayatı değişir. Augustus kısaca Gus, kanser nedeniyle bacağını kaybetmiş ama hayata 4 elle sarılan cool bir çocuktur. Hazel'a gördüğü anda aşık olmuş ve onun yaşama sevinci kazanması adına elinden geleni yapmaya başlamıştır.

Hazel ve Gus'un ilişkisinin başlamasına yol açan ortak bir kitap vardır. Hazel hayatı boyunca o kitabın sonunu merak etmiş ve yazarıyla tanışmak için defalarca mail atmasına rağmen bir sonuç alamamıştır. Gus, kitabın yazarıyla iletişime geçip bir randevu ayarlamıştır. Fakat, yazar Amsterdam'da yaşamaktadır.

Hazel'ın Amsterdam'a gitmesi tıbbi açıdan imkansız gibi bir şeydir. Ailesinin de jestiyle Amsterdam'a Gus ile beraber uçan Hazel, hayatının en güzel dakikalarını burada onunla beraber yaşamıştır. Yıllarca görmeyi beklediği yazar, Hazel ve Gus'a oldukça kaba davranmıştır. Bu açıdan umduğunu bulamayan kahramalarımız Amsterdam'ın tadını çıkarmaya başlamıştır.

Amsterdam günlerinde harika vakitler geçiren Gus ve Hazel'i Amerika'ya döndüklerinde çokta harika şeyler beklememektedir.

Filmi birazcık da Zeynep'çe aktarmak isterim. Öncelikle filmi izlemeden önce kitabını okumanızı tavsiye ederim. Sıcacık bir film olduğundan kusur bulamıyorsunuz. 2 saatten daha uzun bir süresi olmasına rağmen hiç sıkmıyor. Oyuncular cuk oturmuş ama Ansel Elgort yani, Gus karakteri alıp götürüyor diyebilirim. Çok eğlenceli bir tip. İzlerken ona hayran olabilirsiniz :)

Herkese iyi seyirler.