Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Haziran '18

 
Kategori
İnançlar
 

Hz. Ali(ra)nin Faziletleri

Hz. Ali(ra), son resul Muhammed(sav)’in amca oğludur. Muhammed(sav), amcasının kendisini yetiştirmesine karşılık olarak(Muhammed(sav)in bir yönü de kendisine hediye verene karşılıkta bulunmak, iyilik edene iyilik etmektir) Ali(ra)ye bakmayı üstlenmişti. Hz. Ali(ra), bir gün baktı ki, Muhammed(sav) ve Hatice(ra) namaz kılıyor. Sordu, siz napıyorsunuz, bu sırada Hz. Ali(ra) henüz genç sayılmazdı dahi. Muhammed(sav) söyledi, biz bizi yaradan bir olan Allah’a ibadet ediyoruz, dilersen sen de islamı seç. Hz. Ali(ra) anneme babama bir sorayım deyip düşünürken, Allah beni yaratırken anne babama sormadı ki, ben niye Allah’ı kabul ederken anneme babama sorayım dedi. Küçüklüğündeki bu fikri olgunluğu bile Hz. Ali(ra)nın ilminin ve düşünce kabiliyetinin idrakinin yüksekliğini göstermektedir. Sahabi içerisinde ilim yönünde Ali(ra) gibisi yoktu denilebilir. Muhammed(sav) meşhur şu hadisiyle Ali(ra)nin ilmi faziletini ortaya koyar: “Ben ilmin şehriyim, Ali de kapısıdır.” 
Hz. Ali(ra), Muhammed(sav)e şüphe duymaksızın inanıyordu. Bir keresinde dedi ki: “Cenneti cehennemi gezip gelsem imanımda bir fazlalık olmaz.” Kısacası, görmüş gibi inanıyordu. Buna Kuran’da ilmel yakin denilir. Yani, yakin olarak bilmek, görüyor kadar inanmaktır.
Sahabi bu konuda der ki; Hz. Ali(ra)nin ilmin onda dokuzuna sahiptir, onda birinde de nasibi vardır. 
Hz. Ali(ra), halifeliği zamanında birçok sıkıntı ile karşılaştı, elbette bunlar olgunlaşmasına ve daha kamil olmasına yardımcı oldu. Şöyle ki, Hz. Ali(ra), kendisini şehit eden kişiye başından kanlar akarken der ki, sana ahirette şefaat edeceğim. Yani, beni öldürmenden dolayı azap görmemen için ahirette Allah’a affın için uğraşacağım.
Hz. Ali(ra), ilimde mükemmel bir halde idi, ilmine yetişebilecek bir kimse göremiyor, sadrındaki ilmi aktaracağı kimse olmadığından yalnız kalıyordu. Mevlana(ra) der ki, yalnızlığın en kötüsü seni anlamayanlar içinde kalmandır. Bu ilim mana ilmi idi. Mana ilmi ise ancak layık olana ve talip olana verilebilir, rastgele sarfı mümkün değildir, görünüş meraklısına verilmez, dünya peşinde koşana verilmez vesselam.
Hz. Ali(ra) halife iken birçok kerametleri görüldü. Münkirlere verdiği ibretlik cevaplar günümüzde de anlatılmaktadır. 
Yine, savaş meydanında yüzüne tüküren gayri müslimi öldürmemiş, seni Allah için öldürecektim ama bana tükürünce içimde nefis harekete geçti, kendim için seni öldüremem demiştir.
Hz. Ömer(ra); "Ali(ra)'nin olmadığı bir istişare meclisinden Allah'a sığınırım," ve "Ali(ra) olmasa Ömer(ra)helak olur," derdi.
Hz. Ali(ra)nin bıyığını uzatması ise ilginç bir olaya dayanır. Buna göre, Hz. Muhammed(sav)in irtihali üzerine, O(sav)nun mübarek bedenini öper ve en son ondan bu bıyıklarım ayrıldı, artık kesmeyeceğim diye söz verir.
Hz. Ali(ra), kabede yüksekte duran putları devirmek için, Muhammed(sav)in omzuma bas demesi üzerine, Ya Resulullah(sav) sen benim omzuma çık dedi. Muhammed(sav) dedi ki, Ya Ali(ra) sen beni taşıyamazsın. Hz. Ali(ra) der ki, omuzlarına çıkınca sanki ayı tutacak gibi bir hal geldi.
Hz. Ali(ra), Hayber kalesinin kapısını tek eliyle koparıp kendisine kalkan yapmıştı. Hz. Ali(ra)ye esedullah(Allah’ın aslanı) denirdi. Hz. Muhammed(Sav) etrafı kuşatılınca hicret için yola çıkmadan önce emanetlerini de Hz. Ali(ra) ye bırakarak yatağına yerine O(sav)nu bırakmıştı. Kısacası, canını feda etmişti. En son, kurtularak hicret eden müminlere katılmayı başarmıştı.
Velhasılı kelam Hz. Ali(ra) bugün de ilmin kapısıdır. Hangi ilim, mana ilmi. Hz. Allah, Kuran’da buyurur ki kime hikmet vermişsek, ona birçok hayır vermişizdir.

 
Toplam blog
: 36
: 251
Kayıt tarihi
: 08.04.13
 
 

Anadolu kültüründeniz efendim! Merhametli ama kötülüğe karşı keskin kılıncız. İnsanı nedir insan ..