Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Temmuz '14

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Kişisel gelişim: Bizi biz yapan değerler..

Kişisel gelişim: Bizi biz yapan değerler..
 

türkiyegazetesi.com


 

En büyük gücümüz, “Seçim” gücümüzdür. Hayatın her anında, her yerde  bir şeyleri seçmek durumundayız. Onun için de aşırı dikkatli olmak zorundayız.

“Varoluşçuluk, seçimlerde insan bilincini tek yetke kılarak ona sınırsız özgürlük
tanır. Ama özgürlüğün kendisi bir seçim değildir. Varoluş özgürlüktür. İnsan yaptığı “İnsan seçim yaparken kendi kendini seçer”. Hiçbir zaman kötüyü seçmeyiz, bir başka deyişle yaptığımız seçimlerin hep iyi olduğunu düşünürüz. seçimlere ve eylemlerine göre bir öz kazanır; kendini bulur. Sartre’a göre :” “İnsan seçim yaparken kendi kendini seçer”. Hiçbir zaman kötüyü seçmeyiz, bir başka deyişle yaptığımız seçimlerin hep iyi olduğunu düşünürüz.”(ozgesönmez.agorakitaplığı)

Kendimiz ve toplum için, gün gelir bazı önemli seçimlerde bulunmak zorunda kalırız. Seçtiğimiz şey belki bizim bilinç düzenimizi işaret edecektir. Ve seçtiğiniz şey bir bakıma bundan sonraki hayatınızı yönetecektir.

Çünkü çoğu kez hayatta, bir kez seçtiğimiz bir daha seçmek imkanımız kalmaz. Bir kere seçmişsindir; o iş bitmiştir ve o işin sonuçlarını bundan böyle hayatın boyunca taşımaya zorunlu kalacaksın. Bir üniversiteye giriyorsun; bir Bölüm’ü seçiyorsun… Kolay kolay bu seçimden geri dönüş olur mu? Bazen… Ama ne kadar çok yol ve zaman kaybetmiş olursun..! Bu çoğu kez imkansız gibidir. Geri dön ve aynı şeyleri yaşamaya çalış ve hayatını yeniden kur. Ne kadar güç … Bazen inanılması çok zor derecede insandan uzak…70 yaşında Hukuk Fakültesini bitirsen ne olacak? Avukat mı olacaksın..!?  Onu başta yapsaydın ya…

Çoğu kez seçimlerde başkalarının kararları rol oynar. Bizim insanlarımız kendi akılları yok gibi çoğu kez başkalarının düşüncelerine akıllarına uyarlar.

Hangi üniversiteye gidecek, arkadaşına sorar; hangi partiyi seçecek kocasına sorar… Kendi fikri, kendi aklı yokmuş gibi… Çoğu kez de yoktur ya! Yoksa niye durmadan başkalarının aklıyla, fikriyle hareket edelim. Sen adam değil misin? Niye kendi aklını fikrini ortaya koyup, gereğini yapmıyorsun.

Aslında , hayat çoğu kez, “SEÇİM YAPMAK”  zorunluluğunu o kadar çok sık önümüze getirir ki, bu iş kendimizin ve içinde bulunduğumuz topluluğun geleceğini fena halde ilgilendirir. 

Yaptığımız seçimler, acaba yapmamız gereken seçimler midir?

İnsanlar çoğu kez , seçimlerde kendi aklını kullanmak istemez; çünkü yaptığı seçimlerin sorumluluğunu almak istemez. Ve yaptığı seçim, ilerde yanlış çıkarsa, hemen karşıdakini suçlar : “Ben şunu seçecektim de, sen bunu dedin…” diyerek , kendisine etki eden kişiyi suçlarlar.

O adama da sormak gerekir? Niye kendi aklını kullanmadın; niye kendi istediğini seçmedin, diye… Sonra bin pişman olmanın hiçbir yararı yok. Seçtin öyleyse o seçimin sonuçlarına da katlanacaksın: Çünkü bir seçimin sonuçları öyle kolay kolay değiştirilemez.

Bazen insanın soracağı gelir. Niye bazılarının yanlış seçiminden ben etkileneyim; benim hayatım etkilensin? Ama bu böyle… Hayatın tecrübesi bunu gösteriyor. Bakın Şair Baki Gül “Seçim konusunda ne diyor:

“Seçim dedik geldi seçim,
Değişmez bizdeki geçim,
Yine kekliğiz çantada,
İşte buna yanar içim.
…..
Bu kafayla hep dündeyiz,
Birlik olup yürümeyiz,
Bizi kaz görüp yolanın,
Defterini düremeyiz.

BAKİ der görüp görmezi,
Tanı seni sen bilmezi,
Başa bela etme sakın,
İş bitip selam vermezi

Haydi buyurun. Seçim  bazı ağızlara gayet kolay. At kutuya. Akşamleyin söylesinler sana senin istemediğin bir ismi ve sittin sene o adamın ağız kokusuyla yaşa dur . Bu mudur seçim ve Demokrasi denen oyun?

Bazıları soruyor… Allahaşkına Demokrasi bu mudur? Aklı başında olanların seçtiği başka; aklı  ve başı bağlıların  seçtiği başka… Ve bizi onlar yönetiyor, biz istemesek de. Ve bu Demokrasi öyle mi? Buna dense dense..  “Kurbanlar Demokrasisi” denir. Ancak eli kolu bağlanmış insanları  rahat rahat kesmeye götürebilirsin.  Çünkü nereye gittiklerini bilmezler.

Ağzı dili olan insan kesilmeye giderken bağırmaz mı? Ama diyeceksin ki… Bağırsa ne yazar. Bağırsa da bağırmasa da kasap eline teslim edilmişse; kesilmeye mahkumdurlar.  Çünkü o kasabı bir seçtik.

Eğer bindiğin geminin kaptanını sen seçiyorsan; artık onun peşinde, o nereye isterse gideceksin. Bağırsan çağırsan da boşuna… Sonradan seni dinlemez… Sen de bin pişman olsan bile , son pişmanlık fayda etmez.

Önünüzdeki seçiminiz ve her seçiminiz son derece önemlidir. Akıllı olun ve gerekeni yapın. İşi erdemliye ve layık olana verin. Gereğini yapın!

Yoksa çok pişman olabilirsiniz ama  ataların dediği gibi “son pişmanlık boşunadır.” Ne diyeyim.

 

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..