Olmadı Siirt!

‘Bir toplum yalnız spor ile rengini ve kuvvetini değiştiremez Orada hâkim olan sıhhî, sosyal, medenî birçok gerek ve şartların teminine yönelen teşebbüs ve tedbirlerin uygulanması lâzımdır.’

-Sahi Robin Siirt’te neler yaşadınız? Biraz anlatır mısın?

-Hocam ya Merwan çok ağladı.

-Neden Merwan, Çok mu korktun?

-Evet öğretmenim, korkulmayacak gibi değildi. Maç esnasında neye uğradığımızı anlamadan bir anda koca koca amcalar türbinlerden sahaya atlayarak bizi dövmeye başladılar. Bizleri Hasan Koç kurtardı ama babam orada kalmıştı.

- ( ! )

Okul servisinde gelişen bu küçük diyalog sanırım fazla söze gerek bırakmıyor… Ama ‘Olmadı Siirt!. Takımınızı destekleyebilirsiniz ama, karşı takıma hakaret etmek hakkınız yoktur! Üstelik dengesiz güç kullanarak. Ayıptır, siz koca koca amcalar, bir damlacık yavrulara eliniz nalsı kalktı?’ demekten kendimi alıkoyamıyorum.

Diyarbakır Dicle Fırat Koleji Basketbol Takımımızı il birincisi olarak bölge maçları için geçen hafta güle oynaya Siirt’te yolculamıştık. Ama çocuklarımız güle oynaya gittikleri Siirt’te talihsiz bir olay yaşadı. Yaşanan olaylar nedeniyle Diyarbakır temsilcisi olarak orada bulunan takımız soyunma odasındaki malzemelerinibile alamadan Siirt’ten apar topar kaçıyorlar.Deyim yerindeyse canlarını zor kurtarıyorlar.

Olay özetle şöyle gelişiyor: Ortaokullar Basketbol Bölge Şampiyonasının final müsabakasında Diyarbakır Dicle Fırat Koleji ile Siirt Orgeneral Salih Omurtak Ortaokulu karşı karşıya geliyor.Maçın hakemi Şakir Engin’in kötü yönetimi ardından saha içinde yaşanan gerginlik daha sonra tribünlere yansıyor. Seyircilerin de karıştığı olaylar nedeniyle yarıda kalan maçın ardından Diyarbakır Dicle Fırat Koleji’i soyunma odasından malzemelerini alamadan sahadan kaçmak zorunda kalıyor.

Diyarbakır Dicle Fırat Koleji takımı Antrenörümüz Hasan Çelebi, “Karşılaşmanın hakemi Şakir Engin, haksız davranışlarda bulunarak ortamın gerilmesini sağladı. Daha sonra maçı izleyen seyirciler de bu tezgâha alet oldu. Seyircilerin salona inmesiyle olay büyüdü. Polis eskortuyla bölgeden uzaklaştık. Malzemelerimizi bile soyunma odasında alamadık” diyor…

Kuşkusuz insanı hem biyolojik hem de ruhen geliştiren önemli etkenlerden biri spordur. Karşılaşmalar hangi dalda olursa olsun sadece spor değildir. Toplumun sosyolojik yapısının net göstergesidir. Bu nedenle her şeyden önce  ‘ahlak’ derim ben.  Kişinin kazansın veya kaybetsin rakibine gösterdiği saygı, hakemlere karşı saygı ve sportmence davranışıdır benim sporda aradığım. Bir takımın oyuncusundan anternörüne ve tüm ekipmanına kadar galibiyette alçakgönüllülük, mağlubiyette ise saygılı ve ağırbaşlılık göstermesi gereklidir.

Spor bir eğitim aracıdır. Spordan olabildiğince fazla verim elde edebilmek için spor ahlakına, felsefi ilke ve kurallarına bağlı kalmakla mümkündür ancak. Spor; barış, hoşgörü, eşitlik, disiplin, erdem, haz, hak, hukuk, mutluluk, sevgi ve saygı gibi insan onuruna yakışır kavramları bünyesinde taşıdığı gibi; hüzün, keder, stres gibi yine insani özellik taşıyan kavramları da içeren bir etkinlik olarak, insanın bütün varlığını etkileyen bir kavram olma niteliğini de taşır. Sporda centilmenlik her zaman ön planda tutulmalıdır. Centilmence oynanan oyunlarda öncelikle insan onuruna saygı gösterilir. Sporu yönetenler de sporun her aşamasında ve her türünde hakça ve dürüstçe davranarak bunu ilke edinmelidirler.

Spora okul sporu bağlamında baktığımızda; çocuklara yarışmayı ve kazanmayı değil eğlenmeyi, hoşça vakit geçirmeyi, diğer insanlarla etkileşim içerisinde olmayı öncellikle öğretmeliyiz. Düzenlenen sportif organizasyonlarda çocuk ve gencin gelişim özelliği dikkate alınarak centilmence yarışmalarının tek sorumlusu o organizasyonda görev alan yetişkinlere düşer. Bu bağlamda da yetişkinler duygusallıktan, yanlı olmaktan uzak durarak ve geleceğin sporcularına örnek davranışlarla organizasyonu gereği gibi yönetmelidirler.  Kendilerini ‘sporcuyum’  diye adlandıran eli sopalı amcalar, sahalardan uzak durun lütfen!

Zira; ‘Spor yapan insan temiz ve düzgün ahlaka sahiptir.’ …

Birsen İNAL