Yunus Emre Hayatın Aşk Olduğunu Söyler.

Yaratılanı Severim
Yaratan’dan Ötürü

Bu dünya ne güzeldir.
Rabbim nasıl bir güzellikte yaratmış dünyamızı ve bizleri.

Her gün dünya değişiyor diyoruz sonra bir bakıyoruz hep aynı.

Uyanıyoruz, çalışıyoruz eve geliyoruz uyuyoruz. Veya daha basit bir anlatımla sabah oluyor akşam oluyor. Oooo çok şey değişti diyoruz aslında nedir değişen?

Eskiler mi daha mutluydu biz m?
Organik olsun diye deli divane arayış içindeyiz, eskiden her şey organik değil miydi?
Katkısız aman katkısız olsun.
Eskiler katkıyı biliyorlar mıydı?
O zaman onların dertleri yok muydu vardı. Şimdi bizim dertlerimiz olduğu gibi.

Benim bir senaryom var bayağı bir zaman önce yazmıştım.
Korkunun adı değişti.
Bizimde yaşamımızda öyle oldu korku dememek gerekir şöyle tanımlamak daha mı doğru acaba
Dertlerimizin adı değişti.
Yoksa dünya bir bütün.
Dünya hep dönüyordu.
Yıldızlar hep yukarıdaydı.
İnsanlar iyi ve kötüydüler.

Şimdi şöyle düşünebiliriz.
İyiler mi karlıydılar, kötüler mi?

Bence insanlar topladıkları ile değil dağıttıkları ile gidiyorlar öbür tarafa.
Bence kelimesi olmadı. Bu sözler araştırmacı yazar Faruk Dilaver Beyefendiye ait ve çok doğru.

Öyle ya, yanında ne götürebilirsin ki. Geride bıraktıklarınla uğurlanacaksın ve şanslıysan şeytana uymamışsındır, şanslıysan kalbini kötülük için kullanmamışsındır ve dahi insanları sevmişsindir.

Yaratılanı severim yaratandan ötürü demiş Yunus Emre.
Hak aşığı Yunus Emre, Yaradan’ın yarattığı her şeyi sevendir, öyle olması gerektiğini bilendir.

Hayatın AŞK olduğunu söyler.
Allah’a duyduğu AŞK’ı anlatır.

Dünyayı sevmenin şart olduğundan dem vurur değil mi ki bu dünyayı yaradan Rab’ tır.

Bir ayrı gerçekte şöyle değil mi?
Dünya dengeler üzerinde duruyor.
Eğer hep iyiler olsaydı, olur muydu?
Hep kötüler olsaydı, yaşam devam eder miydi?
Yüce Allah öyle bir matematikle yaratmış ki dünyayı, bir gidenin görevini bir yeni gelen devr alıyor.

Yine alimler diyorlar ki, her yeni gelen ne buluyorsa onu alıyor. O zaman iyiler çoksa yeni gelen kötülerin azını alacaktır. Kötü kelimesinin içinde milyarlarca olaylar var. Kime ve neye göre kötü. Büyük eylemlerde kötülük içinse şerdir, küçük olanlarda yine aynı kategoriye girer.

Yüce Rabbimiz bize doğu olmamız gerektiğini söyler.
Bakara Suresi, 83. ayet: Hani İsrailoğulları'ndan, "Allah'tan başkasına kulluk etmeyin, anneye-babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilikle davranın, insanlara güzel söz söyleyin, namazı dosdoğru kılın ve zekâtı verin" diye misak almıştık. Sonra siz, pek azınız hariç, döndünüz ve (hala) yüz çeviriyorsunuz.

Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün ardarda gelişinde temiz akıl sahipleri için gerçekten ayetler vardır.
(AL-İ İMRAN SURESİ / 190)

Dünyada bir bütün var elbette.
Onu bozmak veya aynen devam ettirmek biz insanların elinde.

Hayatımızdan sadece kibiri kaldırdığımızda doğru insan olacağımızı biliriz.

Aklımızla işlerimizi gönlümüzle iyilikleri yaparsak dünya da memnun olur, Yaratan da…

Hep aynı olan dünyada o kadar büyük bir olay daha vardır ki, akıl alması nasıl mümkün olur.
Hiçbir gün bir öncekinin ve bir sonrakinin aynısı değildir.

“İki günü eşit olan zarardadır.”
Peygamber Efendimiz
 

Nazan Şara Şatana