Aaaa niye?

Şöyle bir dinleneyim diye attım kendimi koltuğa, bakayım neler var haberlerde diye rast gele bastım kumandanın tuşuna ki ne göreyim: Başbakan diyor ki: "Et ithal ediyoruz! Pahalı et yedirtmem vatandaşıma ben!" Aaaaa!... Ve dahi hiiii!...

Ayol bu memleketin Tarım ve Köy işleri Bakanlığı yok mu?

Bu memleketin yaylaları, bu memleketin köylüleri, bu memleketin büyük ve küçükbaş hayvanları yok mu?

Ayyy, yoksa onlar da mı satıldı?

……

Kan ağlayan köylülerin seslerini duyan yoksa Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı ne iş yapar diye sorayım diye cümleye başladım lakin vatandaşın sesini dinlemeyen bir hükümetin bakanından ne isteyebilirim diye aklıselim bir sonuca vararak cümlemi tamamlamak isterim!

Saçma soru oldu, saçmalamaya devam etmemin de anlamı zaten yoktur!

……

Peki… Bu açıdan bakalım o zaman: Elalemin köylüsü ya da et üreticisi nasıl oluyor da besliyor, üretiyor hayvanlarını da, nakliye parası, dış satım masrafları, şirketlerinin kar marjlarını ayarlayarak bize ihraç ediyorlar, biz de ithalat, yani dışalım, masraflarını da karşılayıp memleketimizde satın alabildiğimizden ucuz fiyata ete ulaşabileceğiz?

Yok, yıllarca ihracat yapan biri olarak benim mantığım bunu alamaz!

Hiçbir ihracatçı kar sağlamadan malını satamaz; hiçbir ithalatçı kar sağlamadan mal satın alamaz!...

……

O zaman ya bizde hayvan üretiminde bir sorun vardır, ki çözmekle yükümlü olan bir bakanlığımız vardır, ya da amaç farklıdır!

……

Kendi ülkesinin üreticisine el uzatmayan, kendi vatandaşına sahip çıkmayan bir zihniyet var demek ki: Ki, satın alınan ülkenin üreticisine destek oluyor!

Başka da bir açıklamasını bulamıyorum, naçizane mesleksel donanımımdan dolayı!

……

Neden?

Neden bunca işsiz varken, bunca canlı hayvan üreticileri kan ağlarken, dört tarafımız yeşilliklerle donanmışken biz eti bu kadar pahalı yiyoruz, neden desteklenmiyor kendi üreticilerimiz de, navlunuydu, fonlarıydı, banka masraflarıydı, ithalat vergileriydi derken bize ucuza ulaşması sözü verilen etleri bekliyoruz?

Kim kimi kandırıyor Allah aşkına?

Bir ürünün kilo başına konan nakliyesi, vergileri, harçları-pulları, alınacak onaylarına yapılan masrafları, gümrükçüsü, müşaviri… Hepsinden önemlisi ihraç edenlerin karları…

Hani yaylalarımız olmasa, hani hayvan besiciliği kültürümüzde hiç olmasa, hani her bir vatandaşımızın sahip olduğu öyle güzel işleri olsa da burun kıvırıyor olsalar bu işlere… Canım bu kadar acımazdı elbette!...

……

Geleneksel AKP zihniyeti, başka ne denebilir ki?

Tütün gitti, fındık öyle… Yalılar, arsalar… Bu ülkede hayvan besiciliği yapılamıyorsa tüh bize demek yerine neden et ithal ediliyor?

Enflasyona kılıf ararken kılıfın parası bir yerden sanıyorum çıkartılıyor ve korkuyorum ki Türkiye bağımsızlığından her geçen gün feragat ediyor!

Dışa bağımlı, içte şahsa bağımlı bir Türkiye, hayret ediyorum birçok kişi nasıl uyuyor!

Ya da uyur gibi yapmanın bedeli sandığımdan mı pahalı; vatana ihaneti gerçi hangi para satın alabilir ki diye düşünürken küçük hesaplar peşinde koşan nice insanların da var olduğunu düşünüyorum birden! Mesela beş paket makarna, bir ton kömür, cennetten tapu, vesaire…

Hale düşürenleri sorgulamayan bir zihniyet yaratılıyor, verilene şükret, şükrünü de oy verirken telefonuna kaydet!

……

Bu halimizle et ithal ediyoruz ya, ağrıma gidiyor!

Yazık, Türkiye hakikaten elden gidiyor!

Ve başbakan bunu gururla söylüyor ya, sorgulamayanlara da diyecek bir sözüm yok!

Gülgün Karaoğlu

Nisan, 30/2010