Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ekim '12

 
Kategori
Güncel
 

AB ilerleme raporu; 'ifade özgürlüğü yok, otosansür var'...

AB ilerleme raporu; 'ifade özgürlüğü yok, otosansür var'...
 

Görsel netten alıntı


AB Raporu’na hükümetten sert tepki geldi. Burhan Kuzu katıldığı TV programında AB raporunu çöpe atarak hayli  sert eleştiriler getirdi.

 

AB’den sorumlu Devlet Bakanı Egemen Bağış raporu Rum Kesimi’nin AB Dönem Başkanlığına atıfta bulunarak eleştirdi. ‘Raporun 33 faslın 32’sinde ilerleme kaydedildiğini tescil ettiğini’ ileri süren Bağış, ‘İlerleme raporunun özellikle siyasi kriterlere ilişkin bölümünü hayal kırıklığıyla karşıladığımızı özellikle belirtmek durumundayım’ dedi.

 

AB AKP iktidarının rapora ilişkin açıklamalarını ‘aşırı ve yersiz’ bulduklarını ifade ettiler. AB yetkilileri, Türkiye’nin, ilerleme raporunda yer alan eleştirilere vermiş olduğu  tepkiyi ‘eleştiri tahammülünün azaldığının bir göstergesi’ olarak değerlendirdiler. Gösterilen tepkileri, ‘ifade ve basın özgürlüğü konusunda yönlendirilen eleştirilerin bir kez daha haklı olduğunun bir işareti olarak’ gördüklerini ifade ettiler..”

 

Kuşkusuz AB raporunun diğer başlıkları üzerinde de durmak gerekir. Bu yazıda özellikle basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü başlıkları altında yer alan eleştirilerin en önemli olanlarına bakacağız. Okuru sıkmadan, can alıcı birkaç maddeye bakalım.

 

İşte Basın ve İfade Özgürlüğü ile ilgili iki tespitlerden önemli bulduklarım;

*Değişik konularda hükümeti eleştiren yazılar yazan gazeteciler işinden atılmaktadır.

 

*Medyanın önemli öçüde, bilginin ve fikirlerin serbestçe dolaşımını sağlamanın çok ötesine geçen çıkarlara sahip olan holdinglerin elinde olması, uygulamada ifade özgürlüğünü kısıtlamakta, kendi kendine sansürü Türk medyasında yaygın bir uygulama haline getirmektedir.

 

*İnternet siteleri üzerindeki yasaklamalar devam etmektedir.

 

 *İnternet Suçları Kanunu, ifade özgürlüğünü kısıtlamakta ve insanların serbestçe bilgiye ulaşımını engellemektedir.

 

 *RTÜK, batıl inançları temsil etmek, ahlaki ve milli değerleri çiğnemek, müstehcen yayın yapmak, terörizmi övmek türü gerekçelerle televizyon kanallarını uyarmakta ve cezalar kesmektedir.

 

*Giderek artan bir şekilde gazetecilerin, medya çalışanları ve dağıtıcılarının tutuklanması, ifade özgürlüğünü ihlal eden ve pratikte medya özgürlüğünü kısıtlayıcı uygulamalar olarak kaygı vericidir.

 

Sonuç olarak, ifade özgürlüğü ihlallerindeki artış, ciddi endişelere sebep olmaktadır ve basın özgürlüğü uygulamada daha dakısıtlanmıştır.

 

*Özellikle örgütlü suçlar ve terörizmle ilgili yasal çerçeve ve bunun mahkemelerce yorumu istismara neden olmaktadır.

*Kamu görevlileri tarafından medyaya yapılan baskı ve eleştirel gazetecilerin işten çıkarılmasıyla birlikte bu durum, otosansürün, yaygınlaşmasına neden olmuştur.

*İnternet sitelerinin sıklıkla yasaklanması ciddi bir endişe kaynağı olmaktadır ve internet hakkında kanunun revize edilmesi gerekmektedir.

 

Evet AB raporuna diyorki, “Medyanın patronlarının ‘bilgi ve fikirlerin serbestçe dolaşımı diye bir dertleri yok’, asıl işleri başka alanlarda olduğu için dertleri daha çok kar etmek, iktidarla iyi geçinmek, ihaleleri götürmek vb. bu nedenle iktidar direkt olarak müdahale etmese bile patron medyası ‘otosansüre’ neden olmaktadır, anlaşıldı mı!

 

Aaa! Daha ilk örnekte çuvalladık kelimenin tam anlamıyla. Hadi bu yazıya aldığım maddeleri okur yorumlasın, ben sadece sonuç bölümünü alayım zararı yok.

 “Basın özgürlüğü geri gitmiştir!” diyor raporda. Adamlar ‘şark kurnazlığı’ yapmadan “..basın özgürlüğü uygulamada daha da kısıtlanmıştır.” diyerek,  fotoğrafı ortaya koyuyor.

 

Efendim neymiş? Egemen Bağış’ın dediği gibi sadece siyasi başlıkta eleştirmiyorlarmış Türkiye’yi. ‘Basın ve ifade özgürlüğü konusunda ciddi gerilemeden söz ediliyor. Keşke vakit olsa da her başlığı ayrı bir yazı konusu olarak irdeleyebilsek.

 

AB raporunda söz edilenleri dikkatli okur, duyarlı yurttaş zaten biliyor, ‘çekilen ayar’ları ‘senfonik’ bulup methiye düzmeler gerçeği örtemiyor. Gazetelere kesilen tarihi cezalar, genel yayın yönetmenlerini toplayıp ‘neyi yazıp yazamayacağı’ hakkında direktif verip ayar çekmeler. ‘Dışişleri Bakanı niye Myanmar’a gitti’diye soran gazetecinin patronuna, Yazıklar olsun sana, bu adama niye yazı yazdırıyorsun diye fırça çekmeleri AB aynası ıskalamıyor.

 

Tabi bu durum, her devrin “yazarı/gazetecisi” Mehmet Barlas prototipleri buldukları her ortamda methiye düzmelerine engel teşkil etmiyor ama ‘AB raporu’ ‘medyadaki aynası kırıkların’ aksine gerçeği suratlarına çarpıyor!

 

 

Barlas,“..Gizli ve açık cuntacılara, ideolojik saplantılılara, halkın seçimini küçümseyenlere karşıyım. Başka bir deyişle iktidardaki bir partiyi desteklemek utanılacak bir şey değildir.” diyor. Haklı(!)

 

Benim  blog yazarı/gazete okuru/yorumcumun da Barlas kadar utanmama ayrıcalığı vardır. Son sözü Yıldırım Türker’e bırakalım,“İnsanlar kendi seçtikleri hayatın ahlakına göre yaşarlar.”...

 

Vakit dar demiştim, sayfanın sonunda AB raporunun Türkçemize çevrilmiş metnine ulaşabilirsiniz.

AB raporu: http://t24.com.tr/media/editorials/files/2012_ilerleme_raporu_tr.pdf

 

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..