Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ağustos '11

 
Kategori
Sosyoloji
 

Açılım süreci de terörü engelleyemedi

Açılım süreci de terörü engelleyemedi
 

Yaklaşık otuz yıldan beri terör ülkemizden elini çekmedi

Giderek içine terör eylemleri de bulaştırılan öğrenci olaylarını da sayacak olursak ömrümün üçte ikisi terör konusundaki gelişmeler ile geçti. O yılların birinde felsefe dersimizde hocamız: Herkes kendisine göre birer "kavram" seçerek açıklamaya başlasın. Sınav sorunuz budur, demişti. Ben de o yılların bende bırakmış olduğu etkilerden dolay olsa gerek "istikrar" kavramını açıklamaya çalışmıştım, ter dökerek. Görüyorum ki bugün ülkemizde çoğumuz yine bu "istikrar" adlı gizemli kavramın içini doldurmak için on binlerce çaba içerisinde didinip duruyoruz.

“İstikrar” sağlanmadan toplumsal sorunlar çözülemez

Oysa ülkemizde hak hukuk, adalet, doğruluk, nezaket, sevgi saygı, dürüslük, yasalara uygunluk, emeğin karşılığını ödemek, adam kayırmamak, her konuda adil olmak yanında "istikrar" konusunda da tutarlı işler yapıldığını söylemek için ya kör olmak ya da körü körüne birilerine yalakalanmak gerek.

Ne kadar acıdır ki adına Devlet denilen işleyiş, ilişkide bulunduğu pek çok etkileşim alanının yeterli olmaması nedeni ile toplumun özlemlerini karşılayamamaktadır. Böylece adına "istikrar" diyebileceğimiz olgunun içinde çözülmesi gereken sorunlarımız da en uygun biçimler ya da süreçler içerisinde çözülmüyor. Bu süreçte de ne yazık ki terör tırmanıyor; şehit sayısı artıyor günden güne. Benzer şekilde trafik kazaları bir türlü azaltılamıyor, eğitim sorunları dizginlenemiyor, haksız kazançalrın ve liyakatsizliklerin önüne geçilemiyor.

Sorunların çözümünde akıl gerektiği gibi kullanılmalı

Bir yerlerde hata yapıldığı çok açık. Buna "akıl tutulması" ya da "kimse ne yapacağını bilmiyor" diyenlerimiz var olabilir aramızda. Oysa ALLAH'ın bize "irade-i cüzziye" olarak vermiş olduğu AKIL ile her türlü sorunun çözülmesi ve önümüze çıkan engellerin aşılması gerekmez mi? Biz ya da bizi yönetenler neden oldum olası bir aymazlık içindedirler? Kim neden akıl ile yoğrulmuş bilimsel birikimler ve eleştirisel akıl ile bulunmuş olan yöntemler ve araçlarla gereken görevleri yerine getirmiyor.

Unutmayalım ki bize her yerde, her adımda ve her zaman “akıl” gerekiyor. Bir gram da olsa bir demet de olsa “akıl” olmadan ne iş olur, ne anlaşma olur ne de siyaset olur. Bu konuda 800 yıl önceden bize seslenen Yunus Emre’yi bir kez daha okuyalım:

Ya Rabbena eşimden, eşimden yoldaşımdan
Aklı alma başımdan, kabre vardığım gece

Kör düğümleri ancak ortak akıl çözer

AKIL karşılaştırmalar da yaparak geleceğe bakabilmektir. Siyaset de nice akılların, nice bilgilerin buluştuğu ORTAK AKIL demek ise en uygun sonuçlara ulaşılır. Yoksa bizde görüldüğü gibi açılımlar, saçılımlar terör eylemleri içinde KÖR DÜĞÜM olur çıkar karşımız. Açılım süreci içinde terör adlı uluslararası şebekenin nasıl yeşertilerek asker sivil demeden yeniden tırmanışa geçtiğini görüyoruz. Terörün maddi ve manevi kaynaklarının değerlendirilmesi de ayrı bir konu elbette.

Terör bu ülkeyi maddi manevi sömürmektedir

Kısaca:

Sivil, demokratik ya da Kandil'de konuşlanmış terör odakları ortadan kaldırılmadan bu ülkede ne hak hukuk, ne sağlıklı bir ekonomi ne demokrasi ne sağlıklı kişilikler ne de etkili bir siyaset yapılabilir. Millet anladı ki lafla peynir gemisi yürümüyor. Terörün kaynakları, terörün bataklıkları, terörün beyin takımı çökertilmeden bu ülkeye huzur gelmez. Terör bu ülkeyi maddi manevi sömürmektedir. Bu kapsamda kimilerine silahların gölgesinde ne gibi siyasi ikballer bahşedildiğini de bu millet görüyor.

Terör biter millet emeği geçenleri alkışlar

Sen kandırılmış ve ellerine silahlar tutuşturulmuş eşkiyalardan önce onlara her türlü eğitimi, öğüdü, silahı ve saldırganlık bilincini verek kindar takımı ortadan kaldır ki millet, derinden bir: Çok şükür terör bitti. Bu uğurda can verenler rahmetler olsun. Yıllarca bitirilemeyen terör için çok yönlü tedbirleri alan ve gerektiğinde, hukuk içinde kalmak kaydı ile, en acımasız yollara baş vurarak gerekneleri yapanlardan da ALLAH razı olsun. Dağlara, şehirlere salınan eli silahlı, cebi bombalı kandırılmış gençler de evlerine dönebildiler, anaların için için ağlamaları da bitti, desin. Unutmayalım ki 12 Eylül ile birlikte millet “akan öğrenci kanlarının” durdurulmuş olmasından dolayı ilgililere sürekli olarak şükranlarını sunmuşlardır. Peşinde de ben dahil: Daha önceleri nerelerdeydiniz; olayların giderek daha da vahim bir hal almasını mı bekliyordunuz, hepinize yuh olsun, demişizdir.

Kısaca:

Terör yıldan yıla ülkemizde ve Avrupa’da kök salmış; ayrılıkçılık ve ayrımcılık tohumlarını yaygınlaştırmaya başlamıştır. İçinde yetiştiğimiz uygarlığımızın değerlerine ve eşit yurttaşlık hukukuna rağmen yaratılmaya çalışılan bu tür oluşumlar toplum huzuru için hiç de sağlıklı sonuçlar doğurmayabilir.

Bana göre, şimdiden şu da söylenebilir: Bu millet terörü bitirenleri ve emeği geçenleri hiç unutmaz. 

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..