Acının anatomisi

İnsan da acının belleği yoktur. Gidene kadar geldiği biçimiyle yüzleşmek ve yeniden gelene kadar da gittiğini unutmak asıl olan algılayışımızdır. Oysa bizde mutluluktan daha çok biriken ruhumuzun yüzleşmesiz yerlerinde, son kez dünyaya bakana kadar bir afiş gibi her defasında bize yangınlar salan bir coşkudur acı.
Delişmendir ve onsuz büyümek hepimiz için hemen hemen imkansızdır. Sanki gizlimizde bizimle çoğalan, açtığı yaraları yine kendi kapatma eczasıyla kanatan, kimi anlarda bu kanayışlara gerçekten ihtiyaç duyduğumuz, kimi anlardaysa kalafat yerine hem de her gün aynı kalafat yerine çekilmenin, onunla örtünmenin dayanılmaz sızısıyla hayata karşı durduğumuz ya da diz çöktüğümüz bir kayboluştur acı.
Binlerce suretiyle bizi hangi girdaplarda bulur da kimseler el vermezken göğsümüzün çelik kuşamlarını çatlatıncaya kadar döver bunu asla bilemeyiz.Acı yalnızca geldiği biçimiyle tanınır ve gittiğinde, gelirken tanımaya çalıştığımız tüm eşgallerini yok edip gider.
Tanımsızdır, yersizdir, kıblesizdir acı. Yüzümüzü, ondan geriye kalan tüm izlerden kaçırmak isteriz. Ruhumuzda sunaklar kurar yakmak isteriz. Alnımızda bıraktığı derin yollardan oluşan anlamları silmek isteriz. Ama olmaz, oldurmaz acı. Ne varlığına ne de yokluğuna bizim karar veremediğimiz, çoğalan ve kaybolan bir tümördür o kesip atamadığımız.
Her şey gibi bir tarihi vardır elbet. Bir kara kitap gibi her açıldığında içinden onlarca çığlık çıkar ama biz nereye kaçsak koynumuzdan alev alır ve ezbere çekilir her satırı.
Omurgasızdır, adına ne derseniz o olur acı. Cilalı sözler bulan bireyin sermayesi, tanrıya ulaşmanın çetrefilli kaldıracı, alkole bulaşmanın sebebi tutuşturan bir karşı koyuşun manifestosu, bedeni kıvrandıran yönsüz bir ok. Siz ne derseniz o olur acı ve siz neredeyseniz orada bulur sizi.
Biraz da bizden, bizim naftalinli sandıklarımızdan çoğalır acı. Kendinden menkul değildir yani. Asıl olan, ona karşı belleksiz kalmak değil onu yarına tahvil etmemektir. Ama çıkan yangınları büyüten rüzgar gibi faili meçhul olur ve ardında bıraktığı mağdur mu maktül mü bilinmez.