Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mart '11

 
Kategori
Siyaset
 

Adalet isteyen güvercinlere -Çok yakın Türkiye tarihi

Adalet isteyen güvercinlere -Çok yakın Türkiye tarihi
 

Yıl 2004… Eylemler… Kampanyalar, derken özgürlüklerin önündeki en büyük engel sayılan, Devlet Güvenlik Mahkemeleri sahneden indi. Tartışıldı… Yorumlandı… Sanki saltanat ya da hilafet kaldırıldı… Evet… Evet… O derece devrim niteliğindeydi sanki… 

Lakin 2005 yılında yürürlüğü giren Ceza Muhakemeleri Kanununa istinaden arada yedirilerek Özel Yetkili Mahkemeler kuruldu. Tıpkı referandum sürecindeki o üç önemli maddenin yedirildiği gibi… Durun hemen paniğe kapılmayın başında “Özel” var diye… Özelleştirilmedi… DGM tabelaları indirip AB uyumluluğuna istinaden ÖYM olarak bir nevi değiştirildi… Yani bu iktidarın hokus pokuslu oyunlarından bir tanesiydi. Aynı şu şehirde, bu şehirde üniversite kurduk demeleri gibi… Bir el çabukluğu hareketiyle o şehirde zaten bulunan başka üniversite kollarının binalarındaki A tabelaları indirildi. O şehre ait bir isimli tabela ile makyajlandı. Resmi olarak kuruldu mu? Kuruldu ama sıfırdan mı? Hayır değil… Var olana bi tabela, birkaç ek bina ve bir de rektör eklendi. Hepsi bu… İşte o bir zamanların DGM’si de bu zamanki adıyla ÖYM oluverdi. Hıı… Yalnız bu biraz daha makyaja yatırıldı. Hem de DGM’yi aratır nitelikte… Yani biri Devlet, biri Özel… Biri sadece devlet güvenliğine yönelik, öbürü hem devlet hem de ağır cezalık olaylara kadar hepsine bakabiliyor. Üstelik değişen yasayla herkes bu Özel Yetki alanına kolayca girebiliyordu. Oysa DGM öyle miydi? Bu da demek oluyor ki bu mahkemeler bir tek Ergenekon’la uğraşmıyor… İş yükleri çok mu çok… Görev alanları geniş mi geniş… İşin asıl ilginç yanı ise orada görevlendirilen savcılar da Özel Yetkili oluyordu. Peki, onları kim mi özel yetkili kılıyor… HSYK… İşte referandumda daha fazla özgürlük, ileri demokrasi diye yedirilen ve 12 Eylül darbelerinin ön planda sunulduğu o süreçte adı fazla anılmayan ve yapısıyla oynanan kurum HSYK… Yargı siyasallaşıyor diye yakınmalar ne yüzdendi işte bu yüzden, o maddeler olmasa zaten referanduma da gidilmezdi… Ve ne diyor biliyor musunuz *Denizli Baro Başkanı Adil Demir “ Aman ha, özel yetkili hâkim ve savcı görürseniz kaçın. Özel yetkili mahkemelerin özelliği hukuksuzluğu hukuk yapmak” diyor. Yani size bir kulp takıp özellik alanlarına çeker, ister çeteye, ister terör olaylarına sokabilirler, yapabilirler… Amann olur mu? Bu yüce kuruma üyeleri kim seçiyor da böyle davranabiliyorlar… Hâkimler, savcılar… Eee… Ne diye bu telaş o zaman… Ne telaşı canım… Sonuçta ne benim ne de sizin değil, Adalet Bakanlığının desteklediği 16 aday üyeler o kuruma seçildi. Niye telaş edelim. Daha ileri demokrasi istiyorduk. Aldık... Daha fazla özgürlük diyorduk… Arar olduk… Sabaha karşı sütçüler de çalmıyor kapıları… Hoş sütçü de kalmadı… 

Evet… Bu bir süreçti… Çocuk doğdu… Gelişti… Büyüdü… Özelleştirdikçe özelleştirdi… Ve o kadar özelleştirme içersinde kendi giderek dev/letleşti… Boşuna da sormadı Ergenekon sanıkları... Siz Hükümet Güvenlik Mahkemesi hâkim ve savcıları mısınız diye**… 

Ve adı Adaletle başlayan aklınıza ne gelirse “Nizamü'l-Mülk'ün Siyasetname’sinden** bir anekdot göndererek yazıyı sonlandırıyorum. Sultan, memlekette adalet hizmetinin iyi gitmediğini fark etmiş, şöyle bir ferman yayınlamış: - Haksızlığa uğradığını, davasının iyi görülmediğini düşünen biri olursa, sarayın falanca kapısında asılı tokmağı demire vursun! Bir gün kapıdan büyük bir gürültü gelmiş. Sultanın adamları koşup bakmışlar, çevrede kimse yok. Sultan mutlaka adalet isteyen kişinin bulunmasını istemiş. Sonunda az ötede bir eşeğin kapının önünden geçerken tokmağa çarptığını öğrenmişler, rahatlamışlar. Ama Sultan rahatlamamış, eşeğin sahibinin bulunmasını istemiş. Anlaşılmış ki eşek saraya yakın bir yerde oturan köylünün eşek yaşlandı diye dışarı bırakmış... Sultan köylüyü çağırtmış, "Bu eşek gençliğinde sana onca hizmet etti, şimdi de sen ona bakacaksın, " deyip göndermiş. Çevresine de şöyle demiş: "Adalet isteyen eşek bile olsa verin! " Ve ekliyor savunmasında Balbay Bizi ne yerine koyduğunuzu bilmiyoruz ama biz adalet istiyoruz…” Onları bilmiyorum ama her kelimenin bir güvercin edasıyla dikenli tellerde konakladığı özgürlüklerde... Biz sizleri o güvercin yerine koyuyoruz… 

Kaynak, Alıntı: *Vatan Gazetesi ** Mustafa Balbay “Silivri Toplama Kampı Zulümhane” kitabından www.binlerceguvercin.com 

 
Toplam blog
: 255
: 326
Kayıt tarihi
: 26.11.10
 
 

İzmir doğumluyum. Uzun düşünceler, kısa şiirler hayatımın büyük bir bölümünü kaplar. Öyle gökkuşa..