- Kategori
- Anılar
Adana – Mersin MB dostluk köprüsü
Pirmete, Yeşilsoğan, Olgun
Artık gaz pedalına sonuna kadar basma ve hız rekoru kırma zamanıydı. Çünkü bir hafta önce buluşmak olanaklı olmamıştı. Seyhan baraj gölü kenarına o eşsiz manzaraya geldiğimde arayarak nokta tespiti yapmak istedim. Yemek için erken olduğundan ‘’Tahta masa piknik’’adlı yerde bira içtiklerini söyledi ve hemen oraya intikal ettim. Park ederek eşsiz baraj gölü manzarasını panoramik bir yerden izlediklerini görerek masaya doğru ilerledim. Önce Yeşil soğan, ardından misafiri olan ama MB. Den yazılarını keyifle okuduğum sevgili Pirmete ile tanıştım ama ‘’siz Pirmetesiniz yazılarınızı okuyorum’’ dediğimde kendisini tanımışlığıma şaşırdı. Ah benim birde böyle manyak huylarım vardır çok sevdiğim. Sonra bende onlara bir soğuk bira ile katıldım ve bir bira içimi uzunlukta sohbeti tamamlayarak kebapçıya doğru yol aldık.
Zaman kısıtlı olduğundan birer bira ve kebap ile ne kadar konuşulur, anlatılır, paylaşılırsa o kadarını oluşturduk. Dönmeleri gerektiğinden fazlasını içemezdik, hem yola çıkacaklardı, hem de iftar saati yaklaşıyordu ve birazdan iftarlarını açacak dini bütün insanlar içkili lokantaya yavaş yavaş geliyorlardı. İçkisiz lokantalara acaba kıran mı girmişti diye sessizce düşünüyordum. Bir yandan da garsonlar kalksalar da rahat etsek havasındaydılar. Misafirlerim olmasaydı dosta düşmana inat içmeye devam edebilirdim.
Dönüş zamanıydı, veda zamanıydı, ne ben ne Yeşil soğan ile Pirmete doyamamıştık sohbete ama o sürenin esiriydik, bir tanıdıklarını alarak yola devam etmeleri gerekiyordu. Sanırım bir dahaki buluşmada bira yerine rakı ile sohbetleri gece yarısına yayarız. Yalnız şu sıcaklarında biraz daha azalması gerekiyor, öylesi sıcak öylesi berbat, içilecek rakı sabah kadarda bizi içer sonra.
Kısa ve öz yazdım, buluştuğum o güzel insanların onayı olmadan bu yazıyı kaleme almış olmama kızmazlar umarım, zira 70 milyon şimdi bizi okuyacak:-)…
Adana’ya yolu düşen herkesi beklerim.
Mersine yolum düşerse sizde beni bekleyin.