Adana Demirspor: ‘Malatya Valiliği takımımızı koruyamadı’

Futbol alanı, futbolla ilgisi “taraftar düzeyi”nde olanları da “kahraman” yapıyor.

“Kahraman”, eylem ve söylemleriyle “sanık sandalyesi”nde olacağına, ekranlarda ve gazete sayfalarında haber oluyor.

Gören, dinleyen, okuyan, belki de hayran kalıyor, imreniyor onlara!.

Ya o “kahraman”ı görmezden gelenler?

İşte, asıl sorun burada...

İçinde futbol geçen eylemlerde, ne acı ki, o “fiyakalı” yasa işlemiyor.

*****

Ekranlarda görünmek...

Tüm ülkede, özellikle de kendi kentinde tanınır olmak...

Futbol aracılığıyla “kahraman” olmak...

Açılan kapılar...

Bu kapıların içinde resmi kapıların olması ne acı!.

(Kayseri Valisi, Kayserispor - Fenerbahçe maçında, küçük bir çocuğu Fenerbahçe forması giydiği için tribünden çıkarmak isteyen, babasını tehdit eden Amigo ile çocuğu makamında buluşturdu ve dedi ki:

"18 Ekim tarihinde oynanan maçta Berkay ile ilgili üzücü haberler yansıdı. Biz de konuyla ilgili yapmış olduğumuz değerlendirmelerde kendisine kötü söz söylediği düşünülen (...) ile görüştük. Kendisi de özür dilediğini söyledi. Kayserispor yönetimi de bir açıklama yaparak, olayı tasvip etmedi. Konu değerlendirilecek tabi, ama en etkili metodun (...) ile Berkay'ı bir araya getirmek olduğunu düşündük. Önemli olan ayrıştırıcı değil birleştirici olmaktır.")

*****

İl Spor Güvenlik Kurulları ne yapar?

“Sosyal medya üzerinden karşılıklı olarak şiddet içeren atışmalar"dan yola çıkarak, "güvenlik gerekçesi"ne sığınır, rakip taraftarların stada girmesini yasaklar.

(Kurul, önlemler almayı gerekli görmez; yasa, "şiddet içeren atışmalar"ı görmezden gelir!)

Ve Malatya’da konaklayan Adana Demirspor'a "Kenti terk et!" der.

Valilerin görevi ne?

Söz, Meclis Genel Kurulu’nda soruları yanıtlayan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’da:

"Her takımımızın güvenliğini sağlamak, sportif faaliyetlerini güven içinde yapmasını sağlamak, hükümetimizin de valilerimizin de asli görevidir. (...) Valinin 'Ben güvenliği sağlayamam' deyip, bu konuda farklı karar vermesini kabul etmek doğru değildir. Onun vazifesi güvenliği sağlamaktır."

Bekir Bozdağ, bunları Adana Demirspor’a Malatya’yı “terk et!” diyen Malatya Valisi’ne söylüyor.

Sen tut, tehdidi görmezden gel...

Sonra da, "terk et" demeyi,  “... her iki takım taraftar gruplarının sosyal medya üzerinden karşılıklı olarak şiddet içeren atışmaların”dan yola çıkarak “güvenlik gerekçesi”ne bağla...

Adana Demirspor, "göç"e zorlandıktan sonra, Malatyaspor Taraftarlar Derneği Başkanı,“Yaşanabilecek olumsuzlukların önüne geçmek için sağduyulu bir karar alan İl Spor Güvenlik Kurulu’na" ve  "bu süreçte tek yumruk olan büyük Malatyaspor taraftarına teşekkür" ediyor.

(Adana Demirspor’un Malatya’da ne işi mi var?

Adana Demirspor,  Vartaş Elazığspor ile Elazığ'da oyanacağı Play-Off yarı final ilk maçı için pazartesi akşamı Malatya’da kampa girdi. Ancak, Malatyaspor Taraftarlar Derneği’nin büyük tepkisiyle karşılaştı. Sosyal medyada örgütlenen taraftarların tepkisi, antrenman sahalarının Adana Demirspor’a açılacağının duyulması üzerine iyice arttı.. İl Spor Güvenlik Kurulu da çareyi buldu: Malatya’yı terk et!.)

*****

“Sanık sandalyesi”nde olması gerekenler, “kahraman” yapılıyorsa, hak ve hukukun yerini “keyfilik” aldı demektir.

O zaman?

Bileği, arkası kuvvetli olanın, “kahraman”ların dedikleri olacaktır.

Oluyor da...

Demek ki gelecekte "kısasa kısas" olacak!.

Son söz:

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın, “Onun vazifesi güvenliği sağlamaktır." demesinin nereye uzanacağı şimdi merak edilmez mi?

https://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com