Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mart '11

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Adana'nın geleceğini aramak (1)

Adana'nın geleceğini aramak (1)
 

Sahi hiç düşündünüz mü? Nasıl bir Adana hayal ediyorsunuz? Bu çok kritik ve önemli bir soru. Adana’nın geleceği bu soruya verdiğimiz yanıta göre şekillenecek. Eğer böyle bir sorunuz ve yanıtınız yoksa birilerinin peşine takılırsınız. Bu takılma sizi cehenneme mi götürür yoksa cennete mi götürür orası şansınıza kalır. Kendiniz, aileniz ve kentiniz için kaygı duyuyorsanız yapacağınız ilk iş bu konuyu düşünmek ve yanıt aramak olmalı. Eğer böyle bir sorunuz ve yanıtınız olursa gideceğiniz yeri biliyorsunuz demektir. Bu durumda yol arkadaşlarınızı daha rahat bulur, onlarla gücünüzü birleştirir, zorlukları daha rahat aşar ve hedefe ulaşma olasılığınızı artırırsınız. Şimdi kime sorarsanız sorun düşlediği Adana’nın bu olmadığını söyleyecektir. Söylemesine de gerek yok. Bunu anlamak için sokaktaki insana ve davranışlarına bakmanız yeterlidir. Bir kentte huzurun en önemli göstergesi sokaktaki insanların yüz ifadeleridir. Uzağa gitmeye gerek yok. Örneğin; Gaziantep’te sokaktaki insanın yüz ifadesinden daha huzurlu olduklarını okuyabilirsiniz. Çünkü; orada işsiz sayısı Adana’ya göre daha az ve en azından akşam eve ekmek götürebilmenin huzuru içindeler. 

Son 30 yılda memlekette hızlı bir süreç yaşandı. Doğu ve güneydoğu’da yaşam koşulları insanları göçe zorladığında varsıllar ile yoksulların yolları ayrıldı. Varsıllar kendi kent merkezlerine veya en yakın kentlere yerleşip kendilerine yeni işler kurarken yoksullar taşı toprağı altın dedikleri Adana, Mersin, Antalya, İstanbul, Bursa gibi illere yöneldiler. Oralara daha önce kendilerinden birileri gelmiş, ırgatlık, amelelik yapmış, ekmek davasını bir ölçüde kazanmışlardı. Çukurova’da pamuk yetiştirildiğini, fabrikalar olduğunu, yakacak, yiyecek sorununun olmayacağını düşünüyorlar bir şekilde yaşarız diye hayal ediyorlardı. Bu hayallere sadece doğu ve güneydoğulular kapılmadı. Bu hayallerle Kahramanmaraş’ın, Kayseri’nin, Osmaniye’nin, Niğde’nin; Mersin’in kırsalından binlerce insan da Adana’ya geldi. Aşağıdaki tablo Adana’nın fotoğrafını çok iyi ifade etmektedir. Adana’da 2010 verilerine göre Adana nüfusuna kayıtlı 1.275. 679 kişi yaşarken, buna mukabil Adana nüfusuna kayıtlı olmayıp da Adana’da yaşayan (küçük gruplar hariç) 731.415 kişi yaşadığı görülmektedir. BAŞKA İL NÜFUSUNA KAYITLI OLUP DA ADANA’DA YAŞAYAN BÜYÜK GRUPLAR TABLOSU 

 

Nüfusa kayıtlı olduğu il Sayısı Nüfusa kayıtlı olduğu il Sayısı
Şanlıurfa 85.612 Bingöl 21.238
Mardin 83.271 Gaziantep 20.952
Osmaniye 73.749 Kayseri 19.216
Diyarbakır 59.499 Van 17.462
Mersin 49.836 Şırnak 16.753
Adıyaman 46.888 Bitlis 16.479
Siirt 35.412 Batman 13.705
Elazığ 32.421 Sivas 12.141
Kahramanmaraş 28.855 Muş 11.401
Niğde 27.538 Konya 9.167
Malatya 25.224 Kilis 5.106
Hatay 24.861 Tunceli 4.889
TOPLAM 731.415

Bu kadar büyük grupların kısa bir sürede Adana’ya gelmesi elbette dengeleri alt üst etmiştir. Siyasal, sosyal, kültürel, ekonomik yaşamı etkilemiştir, etkilemeye devam etmektedir. Adana’nın belki de çözülmesi gereken en büyük sorunlarından birisi budur. Göçle gelenlerin geliş nedenleri ortadan kalkmadığına, kaldırılamadığına, kent yaşamını tadanların yeniden kırsala dönmesi olasılığı düşük olduğuna göre kentimizin huzuru için bir entegrasyon projesine ihtiyaç olduğu açıktır. Herkes bu konuya kafa yormalı. Öncelikle de kenti yönetenler ve yönetmeye aday olanlar yormalı. Eminim doğru önermeler yeni yol arkadaşlıkları doğuracaktır. Paylaşılan fikirler yeni fikirlerle daha bir zenginleşecektir. 

 
Toplam blog
: 114
: 860
Kayıt tarihi
: 29.12.06
 
 

Osmaniye Düziçi doğumluyum. Sınıf öğretmenliği, ilköğretim müfettişliği, il milli eğitim müdürlüğ..