Af edersin ama benim Ali'siz Alevi olmamdan sana ne?

Almanya Cumhurbaşkanı ülkemizi ziyaret etti. Ülke gezisinde gelişmelerimizi takdir ederken yapılan bazı yanlışları da eleştirdi.

Eleştirilerinden biri de, Alevilere ibadethane hakkı verilmemesinden dolayıydı:

"Cem evlerine ibadethane statüsü verilmeli."

Bizim başbakan hiç suskun kalır mı? O da dünkü grup toplantısında esti gürledi:

"Almanya’da Ali’siz Alevilik denen bir olay var, yani ateist bir anlayışın, Alevilik kisvesi altında, kendilerinin de desteklemiş olduğu bir yapı var, bunu bize yansıtıyorsun."

***

Sana ne be dostum, sana ne!

İster Ali'li olsun, ister Veli'li, isterse delili, sana ne!

Sana düşen, neye inanıp, neye inanmadığım değil; sana düşen, ibadet hakkımı sağlamak ve inancıma saygı göstermek.

Hani sana 'Yaşantıma karışma' diye şikayet ediyorlar, sen de yapmadığını söylüyorsun ya, işte bu en küçük örneği...

***

Şii dünyası, İslamiyet'in ilk başlarından beri ötelenmiş, horlanmış, bir mezheptir.

Anadoludaki adı ise Alevilik olmuştur.

Alevilik, İslam ve tasavvuf felsefesinin yerli kültürlerle bütünleşmesi sonucu oluşmuş bir inanış sistemidir.

Ülkemizdeki Alevi nüfus on milyon civarıdır.

Aleviler, hem Osmanlı tarihi, hem de cumhuriyet tarihi boyunca yadırganmış, hakları verilmemiş bir topluluktur.

Cemevleri ibadethane olarak tanınmamış, ibadehane görevlilerine maaş bağlanmamıştır.

Ama, Alevileri horlayan aynı devletler, Aleviler'den vergi almasını bilmiş, aldığı o vergilerle cami yapmayı, imamlara maaş vermeyi iyi bilmiştir.

Devletimiz hani eşitti?

Sunni'ye tanıdığını, Alevi'ye de tanı! Eğer tanımıyorsan, Aleviden aldığın vergiyle cami yapma, imam maaşı verme!

***

Sen Ali'yi, Veli'yi boş geç dostum.

Senin işin idare etmek, hakları sağlamaktır.

Din adamlarının işini onlara bırak!

-Mustafa Yıldırım - 01.05.2014