Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Nisan '14

 
Kategori
Güncel
 

Ölümü, Çocukların ulaşamayacağı yerde saklayın

Güzeller güzeli 6 yaşında, ufacık bir çocuktu, GİZEM!

Ailesinin göz bebeğiydi. Ufacık yüreğinde, kocaman bir yaşama sevinci taşıyordu.

Pırıl pırıldı gözleri, gülüşü akıllara kazındı.

Yolda görseniz, saçını okşamaya kıyamazdınız. Ama bir cani geldi ve canına kıydı!

6 yaşındaki Gizem, amca oğlu tarafından katledildi! Yakıldı... Ailesinin ocağına incir ağacı dikildi.

Oysa minicik bedeni ne hayaller kuruyordu, kim bilir...

23 Nisan'da gösterilere katılacak, şiirler okuyacak, yazın kumdan kaleler yapacak, babasının omzunda gezecek, evcilik oynayacak, bebeklerinin saçını tarayacaktı. Makyaj yapmayı merak edecekti, yüksek topuklu ayakkabılarla ne zaman yürüyeceğini sabırsızlıkla bekleyecekti. Bayramda harçlık toplayacak, luna parka gidecek, "iyi bayramlar" diyerek şeker toplamak isteyecekti. Yaşam, en çokta ona güzeldi. Ne derdi ne tasası vardı, Gizem'in... Kimseye bir kötülüğü de dokunmamıştı. Ama 6 yaşındayken kaleme almaya çalışırken yüreğimin titrediği, kelimelerin yetmediği bir şekilde öldürüldü. Biz daha dilimiz varıp anlatamazken onun son nefesinde yaşadıklarını, Gizem kim bilir o anları yaşarken ne çok gözyaşı döktü!

Güvenmişti, tek sorunu buydu. Amcasının oğluydu Süleyman Akdeniz, tanıyordu. Belki, akrabası olduğu için çok seviyordu onu. Elinden tutup onu götürmesine izin verecek kadar temizdi Gizem'in düşünceleri. Nereden bilebilirdi, amca oğlu olarak tanıdığı "abi" dediği, kişinin insanlıktan nasibini almadığını... Ablası ile evlenemediği için intikam olarak Gizem'in canına göz diktiğini!

Yavrucak, kim bilir nasıl titredi insanlıktan çıkmış cani duygularla kendine saldıran "amca oğlu"nun karşısında. Kim bilir nasıl çırpındı, nasıl feryat figan "ANNE!" diye bağırdı. Kim bilir ne çok ağladı!

Amca oğlu dediğimiz, Gizem'in ise "abi" dediği katili ise kafasında kurduğu cinayet planını tıkır tıkır işletti. Bir kez olsun kalbi yandı mı acaba, o anlarda! Ben ne yapıyorum, nasıl böyle canavarlaştım dedi mi acaba! Gizem'i yakmaya çalışıp sonra da o kuytuda bırakıp giderken bir kez olsun dönüp baktı mı arkasına!

AH GİZEM!

NEDEN GÜVENDİN ONA!!!

Şekerle mi kandırdı yoksa en sevdiğin çikolatayla mı? Sana bebek mi alacağım dedi? Okşadı mı saçlarını seni ölümün kucağına götürken... Annen mi çağırıyor dedi yoksa! Kucağına mı aldı seni, şefkatle mi dokundu sana o canına kıyan elleri! Salıncakta da salladı mı, seni! Abi gibi mi yaklaştı sana...

AH BE GİZEM! AH BE GİZEM!

NEDEN "ABİ" DEDİN ONA!!!

&

Gencecik bir erkek evladıydı, UMUT!

Ailesinin UMUT'uydu... Ama gidişi, o kuyuda yüzde 99 boğulma raporu ile can verdiğinin belgesi... Ne umutlar söndürdü, bir bilseniz!

Aslında o da böyle hayal etmemişti elbette...

O gün gezip dolaşacak, parkta sallanacak, internet kafede en sevdiği oyunu oynacak sonra da dolaşa dolaşa evine gidip sıcacık yatağında uyuyacaktı. Ama kader mi desek, ihmal mi bilmem, o kuyunun kenarına getirdi Umut'u. 9 yaşındaydı Umut! Görseniz, koskoca delikanı olmuşsun sen, denilecek boydaydı. Ama kalbi çocuktu. Hayatın acımasız, kötü, katı yüzünü bilmiyordu, çocuk kalbi.

4 gündür arıyordu ailesi UMUT'LA UMUT'UNU! Baba perişan, anne bin perişan bin pişman! En umulmadık yerden çıktı geldi UMUT'LARI. Hiç ummadıkları yerden...

Umut oraya nasıl düştü, orada ne işi vardı? Tam bir muallak... Ama şu kesin ki, önce Gizem sonra Umut Türk halkını perişan etti, yürekleri dağladı. Yüzlerine baksanız, "ileride çok canlar yakacak bunlar" der, enselerine bir de şaplak atardınız... Kim bilebilirdi ki, tüm Türkiye'nin canını yakacaklarını. Kim derdi, böyle yazıldı bunların kaderi.

Barbie bebeklerine, salıncağa, kaydırağa, şekere, çikolataya doymadan bir gözü dönmüş caniye kurban gideceğini hangimiz bilebilirdi.

Arabalarına, yarış oyunlarına, sıra arkadaşına, parka, anne-babasına veda edemeden ölümle tanışacağını kim hayal edebilirdi?

Onların oynayacakları daha çok oyun vardı!

 

 

  

 
Toplam blog
: 37
: 219
Kayıt tarihi
: 05.10.12
 
 

Anadolu İletişim Meslek Lisesi & Radyo TV mezunuyum. Özel bir radyoda çalışmaktayım, köşe yazarlı..